8 MART KADIN SORUNUNA BAKIŞ

(Kadının yeri ve degeri, insanın yeri ve degeridir. Fikri Adil)

Kadın sorunu, İnsan sorunudur, insan sorunu erkeklerin de sorunudur, yani insan sorun yaşarken erkek de, kadın da sorun yaşar… Sorunlar insanı rahatsız eder, bu rahatsızlık aşamasında çözülmezse mutsuz eder, mutsuzluk da sevgi, cinsellik, aşk gibi tek başına ve tek taraflı yaşanmaz, birlikte mutsuzlugu yaşadığınız kişi ilk önce döner sizi/bizi mutsuz eder… ..

O zaman mutluluğun yaşanması için ne yapabiliriz diye düşünerek, hepimiz için bir şeyler yapmamız insanlığın yararınadır. Mutluluk yaşanmasını istiyorsak, bunun için hepimize sorumluluk düşmektedir… İlk yapılacak şeyde bana göre insana hak ettigi degeri vermektir, kadın insanlığın ana parcası olduğuna göre ona da hak ettiği degeri hissettirecek, Onlar da yaşayacak ki insanın mutluluğuna eşit katkı sunabilsinnn…Bu nedenle bu sorunlara cinsiyetci bakış acısını aşmamız gerektigini düşünürüm, insana insan diye yaklaşarak sorunu daha iyi anlabilecegimizi ve aşabilecegimizi düşünerek devam edelim...

İnsan degerliyse kişi de degerli bir candır, insanlıgın yarısı olan kadın da insani degerlerle ölçülür… Hatta Halk Ozanımız Neşet Ertaş’ın, şu deyişi insanın degerini kadın üzerinden daha iyi anlatıyor…  “Kadın insan, biz insan oğluyuz” evet gercekten de kadın insan biz ondan meydana gelen insan oğluyuz…

İnsan Erkek cinsinden ve kadın c,nsinin ortaklığından degilmi, yukardaki ifadeye göre kadın daha çok insan gibi, işte tam bu noktada insan sorununu aştıkca kadın sorununu da aşarız, erkek sorununu da…. Sorunlar aşıldıkca daha çok sevmeye fırsat buluruz, sevgiler de bizi mutlu eder…

Ey insan oğlu, insanın mutluluğu için hizmet et, insanın mutluluğu için hizmet ederken kendi mutluluğun için de hizmet etmiş olacaksın!! Bunun içindir ki ilk kabul edilecek konu kadınların degerler acısından, kültür acısından, hak, hukuk acısından eşit kişiler olduğunun kabülü ile ön yargıların aşılarak, eşit insanlar olarak kabülünün gercekleşecegi bilinci topluma yayılacak ve böylece mutluluğa insan olarak erişimimizin önünde ki engelleri kaldırmış olacagız…

Bunun içindir ki Dini yorumların kadınları baskı altılda tutma cabalarına karşın Dindar kadınlar Dinin aslı olan Kurana danışacaklar, dönecekler, Medeni yasalara dönecekler, kültürümüzün içinde ki geleneksel tavırları da evrensel insan haklarına göre yeniden reforme edecegiz ki kadına hak edildiği deger, yer verilebilsin… Sanki din kadın bedeni üzerine kurgulanmış gibi kadın bedeni ve hareketleri üzerinden bu kadar günah, toplumsal hayata devşirilmesi normal bir dini anlayışla yapılabilecek bir davranış degildir. Bir haram insana haramdır, insanlarda kadınlardan ve erkeklerden oluşmaktadır, sadece ergenlegin aşılması, aklı olması ölçüler her iki tarafda da aranır…

Kadın bedeni üzerinden bu kadar Günah üretmekten vazgecmedikce, kadın sornunu aşılamayacak gibi gözüküyor. Kadını toplumsal hayatın dışına ittikce de daha başka sorunlar cıkıyor, kadın sadece ev işleriyle kendini ifade edemiyor, sadece cocuk dogurmakla kendini ifade edemiyor, yada edemedigini düşünenlerin sayısı gün begün artıyor. Toplumsal hayata katacagı şeyleri katamıyor, Kadınların hayata katkı sunamamasının toplumsal eksikligini ve kadınların ise kişisel bunalımını yaşıyor İslam toplumları ve kadınlar… O zaman kadını sosyal hayatın dışına atacak her türlü düşünceden ve davranışdan uzak durulması geregi ortaya çıkıyor…

Bunun yolunun da insana yaklaşırken insan hakları ve degeri üzerinden yaklaşılması gereğini görülüyor. Yalnız toplumsal hayata cıkarken bazı toplumlarda kadın reklam ve cinsellik nesnesi haline getiriliyor, bu hatalara da düşmeden her alanda kadının yeri, insanın yeridir, diyabilmeliyiz…

 Evet kadınsız hayat olmaz, Kadının degeride, yeri de insanın degeri ve yeridir düşüncesini toplumsal kültür haline getirmeliyiz önerisiyle kadın sorununu aştıkca daha çok mutlu olunacagı düşüncesiyle selam ve sevgilerimle…

Hüseyin Benek --- Mart 15- www.vatandasfikri.com