KAMU MALİYET HESABIMIZ MI YOK MU??
Kamunun Vatandaşa Maliyeti
(Maliyet Hesabı Nedir, Attığın Taş İle Ürküttüğün Kuş arasında ki Dengedir.)
Sürekli büyüyoruz, patlamalar yapıyoruz, gösteriş için binalar yapıyor ve kıt olan kaynakları adeta inşaat aracılığıyla heba ediyoruz, bu ne demektir? ? ? Evet, üç kere düşünmeliyiz olmayanı dağıtıyoruz lafı üzerine, neden mi? Varken yapmak bir maliyet, borçla yapmak iki maliyet demek de ondan, bir yaptıklarımızın maliyeti, iki aldığımız borçların maliyeti, yap işletmelerle yaptıklarımızın maliyeti ise gelecekten borçlanmaktır.. Dolayısıyla kaynak sorunu yaşayan bir ülkeyiz ama büyük ülkeyiz nidalarıyla her ortam da hava atıyoruz… Gecenler de Hollanda, ile sorun yaşadık hem toprak acısından hemde nüfus acısından bizden karşılaştırılmayacak kadar küçük, ama gel gör ki milli gelir, üretim, ihracat, ithalat, tasarruf oranları gibi ekonomik ölçülerle kıyasladığımız da bizi üçe katlıyorlar… Bunun nedeni sormaz sürekli havalarda gezersek, yaşadığımız sorunlarımız yakın tarih de çözülmez sorunlarımız daha da büyür. Biraz gerçekçi olmak zorundayız…
Ekonomiyi 3-4 kat büyüdü, ekonomide tarihi başarıları biz yakaladık, amma velakin son yapılan büyük yatırımları başkaları yapıyor, neden acaba? Allah korusun yoksa devletimizin parası mı bitti ne, bir köprü yapıyor devletimiz git-gel 320 lira, akıl işi değil valla… İşin garibi geçsende bu parayı vereceksin geçmesen de, sen ne diyon be adam, demek ki hükümeti sevmiyorsun böyle bir şey olmaz derseniz, ben hükümetimizi sayıyorum, seviyorum çünkü onları bu millet seçti biliyorum… Yalnız yapılan hataları söylemezsek, hataları görmez zararı daha büyük olur… Bu durum da zararlar hem hükümeti, daha çok da milleti etkiler… Bir köprü düşünün, geç 160 lira, aynı köprüden geri geç 160 lira daha dünyanın hangi köprü de böyle bir ücret uygulanır, varmıdır, bilmiyorum, araştırmak, anşamak lazımdır, belkide en pahalı köprüyü biz yaptık, en pahalı şekilde ücretini ödüyoruz… Anlamaya çalışıyorum, devam edelim mi? Anlamak için biraz geri gidelim mi?
17 Yıl Geri Gittiğimiz de Tablo Devletimizin Bütçesinde Şunları Şöyleydi…
Devletimiz tarafından, 2000 Yılında 30 milyar 348 milyon lira vergi geliri toplanmış (GSYH’ya oranı %18,21) Yani ekonomiden devlet yüzde onsekiz almış demektir…
Devletimizin 49 milyar 408 milyon lira toplam kamu geliri olmuş (GSYH’ya oranı %29,65)
Bu gelire karşılık Devletimiz 61 milyar 599 milyon liralık harcama yapılmış (GSYH’ya oranı %36,96)
Devletimizin, harcamalarının 21 milyar 179 milyon lirası, yani üçte biri faize gitmiş (GSYH’ya oranı %12,71)
Devletimizin faiz dışında ki devlet idaresi için harcadığı para ise 40 milyar 420 milyon lira. (GSYH’ya oranı %24,25)
Kısacası işin özeti şu: Devlet 49,4 milyar Lira topluyor ve 40,4 milyar Lira harcıyor. Geri kalanı ise faize gidiyor. Hatta faize giden 21 milyar 179 milyon liranın 8 milyar 988 milyonu vergilerden ödenirken, 12 milyar 191 milyonu yeni borçlanma yoluna gidilerek acık kapatılıyor…
Burada ki can alıcı soru şudur, Devlet idaresi için harcanan para ve GSYH’ya oranı nedir? 2000 yılında devlet idaresi için 40,4 milyar lira harcanmış ve bunun GSYH’ya oranı %24,25’miş.
Aradan geçen yıllar içinde ülkemizde ekonomik büyüme hızla arttı. Özellikle 2002-2008 arasında adeta örnek ülke olduk.
Ülke olarak ekonomik büyüdükçe, devletin de topladığı vergi, para büyümüş, 2003 yılında devletin topladığı para 143,5 milyar lira ile GSYH’nın %31,55’ine ulaşıyorken. Aradan geçen 3-4 yıl da ekonomi büyüyor öte yandan devletin topladığı para daha hızlı büyüyor. 2007 yılına geldiğimizde devletin topladığı para 283,5 milyar lira ile GSYH’nın %32,22’sine ulaşıyor. Yani üç yıl da neredeyse devletin topladığı para yüz de, yüze yakın artmış görünüyor…
Oysa, son yıllarda devletin topladığı para hızla artarken, devletin faiz dışındaki harcamaları da daha hızla artış gösteriyor. Bu şu demektir, devletin vatandaşa hizmet etmek için harcayacağı parayı, kiralara, büro eşyalarına, gerekli, gereksiz istihdam edilen personele, hükümetin kullanacağı uçaklara, helikopterlere kısacası kamu yöneticilerinin lüksüne harcanıyor demektir. Bu şu demektir, devletin maliyeti vatandaşa gün be gün daha da artmaktadır… Bunun maliyetini kim ödüyor, bu ülke vatandaşı, vatandaş aslında vergilerini öderken hizmet beklentisiyle öder… Ödediği paralar kamu lüksüne gidiyorsa, bunun önlenmesi gerekir… Önlenmiyorsa ki bana göre öyle, maliyet hesabımız yoktur demektir… Üretim, Tüketim dengesi, maliyet hesapları, kaynak yaratma yetenekleri yoksa devletlerin, toplumların, işletmelerin, kişilerin ekonomik sorunlarla yüz yüze kalmaları kaçınılmazdır. Dilerim hesabımızı kitabımızı, maliyet, fayda hesaplarımızı iyi yapar, sorunlarla karşılaşmayız… Selam ve Sevgilerimle..
Hüseyin Benek – 6.4.17 – vatandasfikri.com
Kaynak: http://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/devlet-idaresinin-parasal-maliyeti-3691
|