|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
PİYASA EMİCİLERİ |
PİYASA EMİCİLERİ
Piyasada bizim görmediğimiz ama kurumların, ekonomistlerin gördüğü bir denge vardır, burada mal arzı ile mal talebi dengede değilse ortaya iki sonuç çıkar.. Mal azsa talep fazla ise yani üretimimiz, tüketimimizden azsa fiyatlar yükselir, mal çoksa, yani üretimimiz tüketimimizden fazla ise fiyatlar düşer… Bu temel ekonomik mantık içinde başka faktörler de vardır ana fiyat belirleyicisi budur, fiyatları artırmak için stokçuluk olabileceği gibi ürünü gelecek de oluşacak Pazar talebine göre depoculuk da olabilir… Burada stokçulukla fiyat artışı ve aşırı kar hesapları yapanların ahlaksızlığı gündemimizi çok işgal etmektedir… Ayrıca son zamanlarda fiyat artışlarının sorumlusu olarak ekonomi yönetimi değil, depocular gösterildiği ile ilgili şüphelerim de vardır.. Soğan yoksa, azsa soğan talebini karşılayamıyorsak, soğan üretim teşvik edilerek bu sorun aşılabilir… Ortalama soğan ihtiyacımız bellidir, üretim alanları ister il tarım, ilçe tarım personelleri tarafından belirlenebileceği gibi uzaydan uydularla da belirlenebilir… Yani üretimiz yeterli ise hiçbir stokçu sizin piyasanızdaki malları deposuna ememez… Bu maldaki sorun birde parasal emiciler var ki, piyasanın asıl daralmasına bunlar neden olmaktadır… Yalnız başka bir ekonomik sorun var ki, hem piyasa daralıyor hemde fiyatlar artıyorsa sorun mal arz ve talebini aşan bir durumla karşı karşıyayız demektir.. Ekonomistlerimizin dikkatini çekerek para emicilerinin ekonomiyi daraltması üzerine devam edelim…
İlk para emici ve piyasa daraltıcı bir-iki sektörün aşırı olarak kredilendirilmesi, bu sektörlerde ki kar marjlarının yüksek oluşu göze batmaktadır… Elindeki malı 150 liraya maletmiş kimi yerde 300, kimi yerde 500 lira ve daha yukarısına satmaktadır… Bu nasıl bir kardır, Soğancılar, domatesçiler, ekmekçiler akla gelir bunlar neden hiç gündeme gelmez.? Bu sektörü sanırım anladınız inşaat, ben bu sektörün sadece ve sadece yüksek binalarını ele alalım derim… Bunları çoğu 13 katlı, her atta 4 daire var bunların sadece birisin de 52 daire var… Türkiye de kaç 13 katlı bina vardır benim yaşadığım 140 bin nüfuslu bir ilçe ve neredeyse 500 – 600’e yakın 13 ve daha çok katlı bina var ise Türkiye 80 milyon nüfus yaşadığını bunu 140 bine bölersek aşağı yukarı çok katlı bina sayısını buluruz.. 80.000.000/140.000= 571.4 Benim yaşadığım ilçe gibi ülkemizde 571 ilçe olduğu görülüyor… O zaman benim ilçemde 600 yüksek bina varsa, biz daha gerçekçi olsun diye bu rakamı 500’e çekelim, öyle hesap yapalım, önce daire sayısını buluyorum… 500x52= 26000 konut satılmış veya satılacak demektir… Bunları ortalama 300 veya 400 bin liraya satıldığını düşünürsek… Sadece bizim ilçe piyasadan ne kadar para emdiğini hesaplayalım mı? Önce bu rakamların ortama rakamlar olduğunu sırf bizde bir düşünce oluşturması için hesaplandığını bilerek devam edelim… Düşük daire fiyatından hesaplarsak 300.000x26.000=780.000.000 rakamla yazıyorum yedi yüz seksen milyon, eski parayla yedi yüz seksek trilyon sadece bizim ilçe piyasadan bu kadar para emerse, bunu 571 ile çarparsak, diğer sektörlere para kalır mı? Zaten diger sektörlerde de ciddi sorun var örneğin zincir marketler mahalle bakkalları kadar yaygınlaştı mhalle bakkalları piyasadan çekildi gittiler, ithal ucuz etle yine aynı marketler kasapları batırdı, neredeyse yok etti… İkinci emici de market zincirleri…
Bir market 7000+6170+6211=19321 marketimiz var diye övünüyoruz, yaygın olarak üç zincir market var, üç zincir marketin toplam sayısı üzerinden hesap yaparsak… Yine ülke nüfusumuzdan hareketle market başına kaç kişi düşüyor dersek… İlde ki, ilçedeki, mahalledeki, köydeki, dağdaki bağdaki herkes dikkate alarak hesap yapınca 4140 kişiye bir market düşüyor… Yani çok yaygınlaştı ve bu marketlerin sadece birisinin günlük 10.000 lira cirosu olduğunu düşünürsek fazladır azdır, mesele düşüncemiz olsun… Şimdi rakama dikkat edin!! 19.231x10.000= 192,310,000 yüz doksan iki milyon, üç yüz bin lira günlük ciro, bunu 365 ile çarparsak… 192.310.000 x365= 7.0193.150.000 Bu kadar büyük rakamlara alışkın olmadığımız için yine yazı ile yazalım mı? Yedi milyarı geçem bir para… Biz de eski lira hesabı yaparız, bu rakamı katrilyon olarak okuyabiliriz… Bu sayılar ve Pazar payları aynı zamanda serbest piyasayı bozacak kadar tekelleşme göstergesidir de.. Yalnız bu rakamlar net karlar değildir, onu da belirterek başka emicileri de kısaca tanıyalım mı?
Yüksek faiz oranlarının piyasayı daraltmasını son zamanlarda tekrar yaşar olduk, aslında bunun da üzerinde ciddi durulmalıdır… Örnegin daha önceki Erbakan hocanın başbakanlığını yaptığı hükümetlerden birinde uygulanan(Osman Aytuğ, Hocanın Ekonomik Düşüncesi) havuz sistemi kesinlikle faiz baskısını azaltmak için uygulanmalıdır… Daha başka piyasa emicileri biz vatandaşların aşırı borçluluğu, kiraların, özellikle dükkan kiralarının pahalı oluşu, hava paralarının yüksek oluşu, ürünler üzerinde aşırı, fahiş kar marşları, ihracat ve ithalat arasındaki sürekli aleyhimize oluşan dış ticaret açığı, zarar… Üretmemek ve ithal ürünlerde ki döviz artışı baskısı… Ayrıca devletin gelir üzerinden, kar üzerinden değil de, tüketim üzerinden aldığı dolaylı vergiler… Bunlarda detaylara girmiyorum, giremiyorum, ekonomi bilgimi aşan bilgiler… Bu piyasadan bazı para emicilerdir, ekonomistlerin, yöneticilerin dikkatini çekmek istedim… İnşallah meramımı anlatabilmişimdir, meramımızı anlayan yöneticiler, iyi yöneticilerdir… İyi yöneticiler adil, iyi vatandaş hak ve sorumluluk sahipleridir… İyi yönetici, iyi vatandaş olunması dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 22.1.19 – vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|