GÜNDEME BAK HIZAYA GEL!!
Salgın var insanlarımız ölüyor, ekonomik sorunlar buhran seviyesine çıkmış, insanlarımız işsiz, vatandaşlarımız zor durumda… Dış politikada Suriye de daralmışlık, sonuçsuzluk var, Akdenizde sonuçsuzluk var, Siyasetçilerimiz, akademisyenlerimiz, gazetecilerimiz neleri tartışıyor, bakalım mı?
Bir mafya başı, ana muhalefet liderini tehdit etmiş, legal(yasal) bir parti lideri bu illegal mafya örgütünün başını savunmuş, aslında suçluyu ve sucu övme sucu işlemiş olabilir… Bunun üzerine tartışmalar, tartışmalar… Sonra…
Eski bir politikacı, şimdi istişare kurul üyesi, iktidar partisinin kanaat önderi abisi, Bülent Arınç bey aslında iktidardakilerin vicdani yanı yine konuştu ve gündem oluştu… Aslında Bülent beye katılıyorum, ne diyor bu kadar uzun tutukluluk süresi olmaz diyor, haksız mı? Ekonomide sorun var diyor haksız mı? Ben bir vatandaş grubunun degilde, bir dini ve etnik kökenin siyasal olarak anılmasına, öbeklenilmesine karşıyım, Kürt siyasal hareketinin liderinin kitabını övüyor, ben tarafsızım.. Sorun bunları aşacak kadar büyük ana sorunlar bu değil yani yaratılmış sorun üzerine konuşmak, gündem oluşturmak yerine yaşanılan sorunları tartışılması ve nasıl çözüm üretilebileceği üzerine konuşmak gerekmez mi? Bunlar havanda su döğmek gibi tartışmalar üzerine gündem oluşturulmaktadır… Sonra tam bu tartışmalar yaratılmış sorunlar/gündemler üzerinden bitti, gerçek sorunlara dönülecek derken…
Legal dört parti, bir sivil toplum örgütünün daveti üzerine yapılan bir toplantıya katılmış olmaları üzerine yapılan tartışmalar başladı.. Siz terör örgütüyle işbirliği olan bir partiyle aynı toplantıya katılmışsınız, sizde mecliste bu partiyle toplantı yapmıyormusunuz? Anayasayı değiştirme düşünceniz varmış, sizinde dolma bahçede böyle görüşmeleriniz olmadı mı? Söz konusu dört partinin üçünün lideri böyle bir toplantı yapmadık demelerine rağmen tartışma devam ediyor… Kim tartışıyor, Salih Müslüm’ü başbakanlıkta ağırlayanlar… Bizde algı yaratmaya dönük yaratılmış gündem tuzağına düşmeyelim ve şu bağlantıyı verelim, bu konuyu sizin takdirinize bırakalım… Çözüm sürecinde yapılan görüşmeler kronolojisi: https://odatv4.com/iste-cozum-surecinin-kronolojisi-1108151200.html Demekki öyle bir merkez var ki, gündem üretme merkezi, konu kalmadı ne tartışalım gerçek sorunalra geçilecek mi derken?
Partilerden kopmalar var, ittifaklar dağılıyor ama hangisi dağılıyor, tabiiki muhalefet ittifakı dağılıyor havası yaratmak, özellikle iktidar destekçisi sermaye tarafından, hükümet sevici akademisyenlerce gündem üretilerek, toplum dinleyecek ve muhalefetin başarısız, hükümetin başarılı olduğuna kanaat getirecek, gündemler gündemimize gelecek… Öyle mi, İktidar başarılı mı, Gündemdeki konulara bakın sizin, bizim, T.C vatandaşlarının sorunumu tartışılıyor, yoksa tartışmacılar sahiplerinin sesi mi? Sonra şunları konuşsak da gündem yapsak…
Asgari ücret de gerçek kayıp nedir, kullandığı ürünlere, mutfak masrafına ne kadar zam geldi, yılbaşında ne kadar asgari ücrete zam gerekir, neden tartışmıyor, gündem yapmıyoruz?
Neden Siyasal Partiler Yasası demokrasiye uygun hale getirilmiyor, hala 12 Eylül döneminde yapılmış, parti içi muhalefete izin vermeyen, aday olan herkesin kendini kapıda bulduğu, bu nedenle sık sık ayrı parti kurulmasına neden olan bu yasa neden tartışılmıyor?
İşsizlik Türkiye tarihin en yüksek seviyesinde bunun nedeni nedir, diye tartışmıyoruz, gündem yapmıyoruz?
Kurumlara güven, siyasete güven her geçen gün azalıyor nedenini neden tartışmıyoruz? Kısacası..
At iziyle, it izini karıştırıyoruz ve yanlış konular üzerinden haklı çıkmaya çalışıyoruz, karşı tarafın sesini kısıp, çok ses çıkaranlar kendini haklı sanıyor ve toplumun bir kesimi de bu algıları doğru sanıyor… İşte algı yapay gündemle oluşturuluyor ve inanan inanıyor… Bizde hem tartışmacıları, hem sahte gündemcileri, hem vatandaşlarımızı gerçekleri tartışmaya davet ediyoruz.. Ayrıca sesiz kalan sag, sol, muhafazakar, modernist, laik, dindar entelektüelleri, aydınları da gerçekleri topluma anlatma sorumluluklarını hatırlatıyoruz… Selam ve saygılarımızı sunuyoruz…
Hüseyin Benek – 20.11.20 – vatandasfikri.com
|