İNSANİ YANLARIN ÖLMESİ
İnsani yanlarımızın öldürülmesi mi desek daha doğru olurdu bu başlığa, çünkü sanki bilinçli öldürüyor gibiyiz, insani yanlar deyince aklımıza ne geliyor ….?
Hayvanlardan farklı yanlarımız mı, bitkilerden farklı yanlarımız mı, diger insanlardan farklı özelliklerimiz mi, bizi daha insan yapar, ve bunlar nelerdir…? Gibi sorulara cevap arayacağız bu yazımızda. Metopolizma olarak hayvanlarla aynıyız, besleniyoruz, sindiriyor enerji haline getiriyoruz, hayvanlar bunu yapıyor, bizde yapıyoruz gel gelelim farkımıza…
Hemen herkes hayvanlardan farkımızın aklımız olduğu, kendimizin ve hayatın farkında oluşumuzu sağlayan bu en ayırıcı ve insani önceliğimizi belirleyici bu niteliği veya yetegi ne kadar önemsiyoruz? Ne kadarını kullanıyoruz, ne kadar insana hizmet için, toplumsal fayda için kullanıyoruz? Bu kullanışlar, hayvan mı, insanmıyız konusunda belirleyici oluyor. Biz ne olduğumuza karar vermeliyiz, insanmıyız, hayvan mı, hangi özelliklerimizi ön plana çıkaracağız?
Örnegin hayvanların içgüdülerini kontrol edecek iradeleri yok, bizim varsa ne kadar var, olanın ne kadarını kullanıyoruz, bu yeterli mi insan olmak için? Bence yetmez, insan olmanın sorumluluğu o kadar fazlaki, birde biz fark edsek, fark ederek irade sergiledikce insan yanlarımız artacak.
Farkımız olan akıl, bir tutam ot için yardan düşen hayvanlardan olma diyor, yani maddi kaygılar yüzünden insanların ölmesine neden olma diyor, kendini maddi nedenlerle tehlikeye atma diyor. Diyorda biz ne anlıyoruz ve yapıyoruz, hiç düşündük mü? Düşünürek hayvanlardan farkımız olacak.
Bu mesele çok zaman kişisel ilişkilerde kavgalara, devletlerarası ilişkilerde de savaşlara neden oluyor, şu ülkede petrol var, biz oradaki petrolün işletim hakkını bizinm şirketlere alalım, şu ülkede degerli bir maden var, bu ülkeyi işgal edelim, efendim insanları öldürecekmişiz, zaten onlar hayvan ve insan arası üçüncü bir cins, üstelikte bizim vatandaşımız degil. Nerede kaldı akıllı oluşumuz, aklı kullanarak gelişme yerine işgalle, sömürüyle gelişmeyi tercih edikten sonra hayvanlarda bunu yapıyor, yiyecek için olsun alanları için olsun dövüşüyorlar ve birbirlerini öldürüyorlar. Demek ki aklı biz uygun şekilde kullanmıyoruz, yaşatmak için kullanmıyor öldürmek için kullanıyoruz… Aklımızı kullandıkca, insani yanlarımızı artırmış olacağız diye düşünüyorum.
Burada şu hatırlatmayı yapmadan gecemeyecegim, aklımıza rağmen, düşüncemize, sevme yetenegimize rağmen hayvanlardan farksız davranışlar sergilemek biz insanlara yakışmıyor. Başka insanların sırtına basarak yüksel, başka insanları sömürerek zenginle ve bu üzerinde yükseldiğin kişileri de zayıf gör, hakir gör sömürmek için her türlü alavere, dalavereyi yap insan kal, acıkcası zor insan kalınır, diye düşünüyorum. Hayvanlar aleminde güçlü olan haklı oluyor, şimdi bunu alıp insanlar aleminde de uygularsak ne kadar insan olabilriz? Adaletten yoksun bir insan ne kadar insandır?
Savaşların ve kavgaların nedeni hakkına razı olacak kadar adihane davranarak, insanileşemeyenlerin, aklını kullanamayanların davranışlarının neden olduğu sonuçlardır.
Aklını kullanmayan insan hem kendi cinsine, hemde başka canlılara ve çevreye zararlı hale gelmiştir, bunu ya egitim yoluyla aklını kullanır hale getirecegiz yada, yasaları aklını kullanamayanların, aklını kullanarak yaşayanlara zarar veremeyecek şekilde ayarlayacağız. Yoksa insanlık bu hayvanlık döngüsünden kutulamayacak, insanlık döngüsüne geçemeyecektir.
Onlarca din, binlerce peygamber, binlerce düşünür insanları bu kısır döngüden kurtarmak için çalışmışlar ve ne yazıkki sonuç alınamamıştır. Kötüler, akılsızlar, adalet yoksunları ahlaksızlar şuanda kazanmış görünüyorlar. Neden mi, kurdukları adaletsiz düzen işliyorda ondan. Aklını kullananlar, iyiler, daha çok örgütlenmeli, daha çok yan yana gelmelisiniz ki bu akılsızlık düzenlerini akıl yoluyla işleyen adil hale getirelim.
Bunu ister felsefi, isterseniz dini tabanlı yapalım hiç önemli degil, bizden olmayanları köle gibi, sagılacak inek gibi, sömürülecek kişiler olarak görmeyelimde. Onları bizim gibi düşünmedikleri ve inanmadıkları için ölüme mahküm etmeyelimde, yaşatalım, insana yakışan şekilde yaşatalım, amacımız akılsızlar gibi öldürmek olmasın yaşatmak olsun, öldürürken insani yanlarımızında öldüğünü unutmayalım. İnsani hedeflerimizin bize, kin, nefret yaymak degil, sevgi, saygı ve adalet yaymak olduğu bilincini veriyor, alalım ki akıl yoluyla insanileşebilelim.
Bunun içindir ki önce insan olduğumuz bilinciyle hareket etmeliyiz, önce İnsanız, sonra A, B, C milletlerine mensubuz, önce insanız sonra beşka başka dinlere mensubuz, önce insanız sonra Japonya, Çin, Amerika, Almanya, Türkiye, Yunanistan, İran, Irak, Arabistan, Rusya gibi devletlerin vatandaşıyız. Ama insan olmadan, insan olamadan bunların hiç biri olamayız bilincine ulaşabilmeyi umut ederek, insanların, toplumların milli, vatandaşlık bilinci ve diger aidiyetleri kadar insanlık aidiyetinide gercekleştirmeliyiz. Bu akıllı, düşünebilen canlı insan, için hiçde zor degildir.
Yoksa insan yanlarımızı öldürdük, düşünmek, gülmek, sevmek, bilgiye ulaşmak, dayanışma, paylaşma gibi sonuçlarla yaşamıyorsak insanın dışında başka canlı olma ihtimalimizinde olamdığına göre, ne olabiliriz ki??
Akıl, düşünmek, sevmek en önemli özelliklerimizse öyle, daha çok bu özellikleri kullanmak dileğiyle selam ve sevgilerrr….
|