İNSANLIĞA NE OLUYOR/OLDU
MISIR DA KORKULAN OLDU, ORDU VATANDAŞLARINA ATEŞ EDİYOR
ARAKAN DA İNSANLAR İNANÇLARINDAN DOLAYI YAKILIYOR
ÇİN DE ETNİK KÖKENİ NEDENİYLE DERİLERİ YÜZÜLÜYOR
Mısır tarihi acıdan çok derinlerden gelen bir tarihe sahip, buna rağmen kendi aralarında uzlaşmayı beceremiyorlar ve Mısırda korkulanlar oluyor, insanlar siyasi amaçlar uğruna ölüyor. Benim düşünceme göre, ister siyasi, ister dini olsun amaçlarımızın, düşüncelerimizin, inaçlarımızın temeli de insanı yaşatmak olmalıdır. Ama ne yazık ki olamadığını yaşanılan tecrübeler gösteriyor…
Şun an yaşanıyor olmasından dolayı Mısır ve Arakan da yaşanan olaylara baktığımızda insanlık sınırları hayli zorlanıyor, sanki hiçbir kuralı olmayan, durdurma mekanizması fireni boşalmış bir güruh saldırıyor ve saldırıyor. Aynı şey Çin de Uygur Türklerine yapılıyor, sosyal medyadan paylaşılanlar insanın kanını donduruyor. Biri Çin de adamın canlı canlı derileri yüzülüyor, digeri Arakan da dövülerek sersemletilen insanların üstüne cer çöp konularak yakılıyor, can havliyle kurtulmaya çalışanlar geri ateşin içine atılıyor. Bunları ben izlerken rahtsız oluyorum da onu yapan insanların neden rahatız olmadığını bir türlü anlayamıyorum.
Bütün bunlar, ilim, irfan, teknoloji acıdan gelişmiş cagdaş, modern, hümanist, medeni sözüm ona insanlığın gözü önünde yapılıyor. Kim itiraz ediyor, sadece bu olayları yaşayanlarla inanç ve soy birliği yada yakınlığı olanlar itiraz ediyor, tepki gösteriyor. Biraz insanlıktan nasip almışsak nerede bir acı yaşanıyorsa azda olsa yüregimiz de hissetmeli degilmiyiz? Bu yaşanılanlardan azda olsa insani bir sorumluluk duymamız gerekmez mi?
Ne acıdır ki bu yaşanılan olaylardaki katliamlar ve işkenceler, ülkelerin işgalciler tarafından işgal edilmesi sonucu degil, bizzat yerleşik halkların birbirine karşı yaptığı vahşiliklerdir. Ne bir işgal, nede bir saldırı olmaksızın belkide binlerce yıl birlikte yaşayan halkın birbirlerine yaptıklarıdır. Yaşanılanlara baktığımız da bir toprak işgali degil, inanç ve etnik köken ya da kültürel, siyasi farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Buradan şu çıkmaktadır, insanlar inançları, düşüncelerini yaşam tarzlarını yaşarken, başkalarının kültürel bu degerlerine tehdit unsuru olamayacak şekilde ortak kurallar olan demokrasi. Laiklik, eşit vatandaşlık ilkeleri yaşama gecirmeli ve yaşanmalıdır ki bu olayları en aza indirebilelim. Şu anda yaşanılanlara yakından baktığımız da ise insanlığımızdan utanmalıyız diyorum.
Mısır da bir trajeti yaşanıyor, insanlık seyrediyor, Arakan da insanlar yakılıyor, insanlar izliyor, Çin de insanların soyları nedeniyle derileri yüzülüyor, insan bakıyor. San ki sinirleri alınmışcasına, uyuşturucu verilmişcesine tepki vermiyor/veremiyor. İnsanın kanını donduran bu olaylar karşıın da tepkisizliğine şaşırıyorum, isyan etmek istiyorum ve şu soruyu sormadan yapamıyorum. Bu yananlar, ölenler, öldürülenler, işkence yapılarak derisi yüzülenler karşısın da insanın neden eli kolu bağlı? Kimse düşünmüyor, bilmiyor, herkes sesizce izliyor, bu vahşilikler karşısında tepkisizliğimizin sonucu bu olaylar eninde sonun da bizim de başımıza gelecek kaygısı taşımaya başlıyorum…
Ne acı ki insanlar ölüyor, kimse tepki göstermiyor, daha da acıdır ki, insanlık ölmüş… Acılarımız ortaklaştıramazsak, acılar ve sorunlar karşısında ortak iyiyi aramaz ve bulmazsak üzülerek belirtiyorum, insanlık olarak daha çok acılar yaşarız. İnsan akıllı bir canlıdır, aklı ona acılardan kaçınmayı önerir ve uygular. Kendimiz için istediğimiz bu durumu insanlık, içinde istersek yaşanılan bu vahşilik seviyesinde ki olayları insanlar daha az yaşayacaktır.
Nerede bir zulüm varsa, Dünyanın her yerinde ona karşı gelecek yürekler olmalıdır ki bu yaşanılan zulümler yaşanmasın… Daha az acının, daha çok mutluluğun yaşandığı Dünyayı inşa etmek dilegiyle… Selam ve sevgiler…
Hüseyin Benek >> www.vatandasfikri.com << Ankara 2013
|
|