|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
ÜLKEMDE SİYASETİN HALİ |
ÜLKEMİN SİYASAL HALİ
Ülkemiz de koltuğa oturanlar genel olarak oraya ne için oturduklarını unutuyorlar, gerilimsiz geline sistemle gitmeyi kabul ederek, toplumsal sorunları çözmeye ve toplumun refahını artırmak için gelen siyasetciler… Genel olarak kendi koltuk derdine düşerler…
Tabiki koltuk da kalmak istemeleri normaldir, ülkeyi partiyi, yönetmek istemeleri normal ama, ister parti yönetimine ister ülke yönetimine geldiğiniz sistemle gitmeyi kabul etmezseniz sorun çıkar bilmelisiniz… Tayyip Bey Belediye başkanı olarak başladı, tabi ki daha önceleri de vardı, ama partisi dışında ki kamuoyu onu belediye başkanı olarak tanıdı… Sonra şiir okudu cezaevine alındı, bu olay Tayyip Beyi daha bir güçlü olmasını sağladı, desteğini artırdı… Siyasi yasaklar kondu muhtar bile olamaz dendi, meclis bu yasağı kaldırdı ve Tayyip beyin siyaset yapmasının önü açıldı… Tayyip beyin bir ara Seçim de Milletvekili olması sağlandı… Partisinin başına lider, Ülkenin başına da Başbakan olarak geçti, hakkıydı vatandaşlar onu seçmişti… Sonra siyasetin üzerinde ki vesayetlerden söz etti, askeri vesayet dedi, Ergenekon operasyonuyla nispeten kırdı, yargı vesayeti dedi referandumla istediği sonucu aldı kırdı… Yargı da vesayet kırmaya yardım edenlerle 17-25 Aralık soruşturmaları nedeniyle arası açıldı, sonra bunlarla da çatıştı… Bunlara paralel devlet dedi, başladı her yerde göreve getirdiği insanları görevden almaya… Bunu yaparken hukuk sınırlarını ve sistemin sınırlarını yargı sisteminin sınırlarını zorluyordu… Bunlar taraftarlarından alkış alırken muhalefetten ve dünya kamuoyundan eleştiriler alıyordu..
Sonuç olarak kendisi güçlendikçe güçlendi, güçler ayrılığı güçler birliğine dönmeye başladı, başkanlık dedi bunun için anayasayı değiştirmesi gerekiyordu… Değiştirecek çoğunluk olmadığı için fiili başkanlık sistemine geçildi… Şimdi ne olacak? Orasını tahmin etmek zor değil, başkan da olacak… Neden? Çünkü muhalefetimiz gereken yönetim alternatifi çıkaramamaktadır…
CHP çıkaramamaktadır toplumun sosyolojisini, kültürünü dikkate almadan siyaset yapmaktadır… MHP alternatif çıkaramamaktadır, kendi tabanı dahil kamuoyunun beklentisi olan değişimleri demokratik kurallarla yapamamaktadır. Bu iki parti de durum böyleyken diğer muhalefet partisi ise terör örgütüyle paralel hareket ettiği için sadece toplumun bir bölümünün desteğini alabilmekte ve son olaylardan dolayı da bu destek gittikçe kaybolmaktadır… Ülkenin siyasal olarak hali budur… Bu siyasal tablo topluma şöyle yansımaktadır…
İktidar kanadını destekleyen %50 ile tüm muhalefeti destekleyen %50 siyasal bölünmüşlüğün yanı sıra sosyolojik bölünmüşlüğe doğru hızla gitmektedir… Bu bölünmüşlük toplumun hem siyasal hem de sosyolojik kaygılarıyla gerginliğe neden olmaktadır… Bu gerginlik tahammül edilemez sınırlara doğru gitmektedir, bunun bilinçli yapıldığını düşünmekteyim… Nedeni siyasetin siyasal verilerle değil de, sosyolojik veriler üzerinden yapılmasıdır… Bu tür siyaset, hem siyasal ortamı hemde sosyolojik ortamı gerer buda birbirini dengeleyecek sosyal ve siyasal gerilimler birbirini besler hale gelir... Gerilen iki taraf da taraftarlarını sağlama alır, kendi yanlarına çeker sonuç, hiçbir şey yapılmasına gerek kalmadan sosyal destek dönüşür oylara ve siyasal desteğe, böylece siyasal bir destek de garanti altına alınmış olur.
Bu tür siyasal desteklerde desteklenen siyasal grubun ne yapıldığına bakılmaz, kültürel olarak, yaşam tarzı olarak kendilerinden olunup olunmadığına bakılır ki… Bu durum da bizi hata yapmaya sevk eder, kendi adamımızı destekliyoruz sevdasıyla hatalarını görememeye başlarız… Hataları göremeyen toplumlar ister sosyal hayatta, ister siyasal ve ekonomik hayatta başarısızlığa mahkûmdurlar… Kendi iç disiplini nedeniyle eleştiri mekanizmasını çalıştıramazlar, eleştiri mekanizması yoksa kendi denetim sisteminiz de yok demektir… Bizim adam mı, ne diyorsa alkışla, karşı tarafın adamımı ne diyorsa küfret gelenegi oluşur ki… Kimse kimseye güvenmez ve kimse kimseyi dinlemez, herkes karşı tarafın hal ve hareketlerin de hainlik arar… Biz böyle değiliz diyebilirmisiniz kendi siyasal grubunuzun adına…
Ülkemin siyasal tablosu böyle, kısacası siyaset mi yapıyoruz, kültürel faaliyetler mi, belli değil… Kimi diyor din elden gidiyordu ben kurtardım, kimi diyor sistem elden gidiyor ben kurtaracağım… Böyle bir siyaset yöntemi toplumun sorunlarını çözemez, sorun üretir… Oysaki siyaset yapılmasının temel nedeni toplumun sorunlarının çözülmesidir…
Dileğimiz odur ki, sosyolojik desteğe dayanılarak siyasal sistemin temel dinamiklerine dokunulmaz, gerilimler çıkarılmaz, demokratik hukuk sistemi içinde kalınarak siyaset yapılır… Muhalefet de kalanlar da kendi iç değişimlerini sağlayarak iktidar alternatifi çıkarabilirler ve ülkemizin siyaseti normalleşir…
Gelen bayramınızı kutlar, bayramların bayram tadında geçmesini diler, selam ve sevgilerimiz sunarım…
Hüseyin Benek --- Temmuz 16 --- www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|