|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
OLAYLARLA HUKUKİ EŞİTLİK İLİŞKİSİ |
ANYASANIN HUKUKİ EŞİTLİK EMRİNE RAĞMEN, EŞİTSİZ UYGULAMALAR
Halil Konakçı, Şevki Yılmaz, Feyza Altun Olayları Üzerine Bir Değerlendirme
Hukuk devletlerinde vatandaşlar hukuki eşitlik içinde yaşarlar, bu şu demektir bir yönetmelik, kanun, bir anayasa vardır herkesi eşit olarak bağlar. Hukuki eşitliğin olmadığı ülkelerde, hangi kasttan, hangi aşiretten, iktidara yakın mı, uzak mı olduğunuz kişilerin yargılanmasın da etkili olur.. Acaba aşağıda haberlere bakınca bu durumların böyle gitmesi halinde, hukuki eşitliğin bozulma ihtimali var denilebilir mi?
Feyza Altun'un gözaltına alınması Türkiye'de 'şeriat' tartışmalarını nasıl alevlendirdi?
“”Avukat Feyza Altun, dün Twitter (X) hesabı üzerinden yayınladığı Farsça bir şiire gelen yoruma, "Şeriate s......" diyerek karşılık verdi. Altun bir süre sonra tweeti sildi ancak tepkiler dinmedi. Ünlü avukat hakkında 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme' hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Feyza Altun'un Beykoz'taki evinde arama yapıldı. Aramanın tamamlanmasının ardından Altun gözaltına alınarak sağlık kontrolüne götürüldü.””
Aklı başında birileri, bilirki öyle yekpare bir şeriat yoktur, Şerri hükümler Kurandan çıkarılabileceği gibi içtihatlarla, fetvalarla insan yorumuyla çıkarılabilir ve bu bizim çıkarımlarımız bizim düşüncelerimizdir, ayrıca otoriter yönetim döneminde hukuk, yargı, şeriat ne derseniz deyin tek kişiye bağlıydı ve kutsal değildir. Sizden ricam günümüzde şeriat olduğunu iddia eden ülkeleri incelemenizdir. Kurandan, S.Arabistan, İran, Afganistan, Pakistan ve daha makulü Malezya gibi bu kadar farklı şeriat çıkıyorsa… Tarihi uygulamalara baktığınızda kardeş katli vaciptir diye uç örnekler çıkarılabilmişse, şeriat ne kadar kutsaldır, sorusunu sorma zamanı gelmiş de geçmiş demektir. Mevcut hukuk (şeriat) kurallarımız olan kurucu degerlere, toplumsal kurallarımızın en degeri olan anaysamıza karşı yapılan saygısızlıkların cezalandırılmaması gibi örnekler varsa.. Bu durum kurucu iradeyi seven sayan kabul eden, anayasaya baglı birçok vatandaşımızı rahatsız ediyorsa ve bunlara karşı hukuki bir soruşturma yapılmıyorsa, hukuki eşitliğimizde sorunlar var demektir. Son olarak gözaltına alınan hukukçu Feyza hanımın açıklamasına bakacak olursak…
“Tam iki gece binlerce tweetle beni kılıçtan geçirip cariye edeceğini söyleyen insanlarla mücadele ettim. Üzücü tabii ki Türkiye Cumhuriyeti’nde bunları görebiliyor olmak ve bunun karşılığı gözaltına alınıyor olmak. Ama neyse ki hala hukuku ve hukuk kurallarını takdir edebilen hakimlerin olduğunu bilmek de içimi bir nebze rahatlattı. Söyleyeceğim tek bir şey var, Türkiye laik bir ülkedir. Ben cumhuriyetçi bir kadınım. Atatürk milliyetçisi bir Türk kadınıyım ve Türk kadınlarının, Türkiye’deki kız çocuklarının kazanımlarını, medeni haklarını geriletme ihtimali olan her hangi sistem ve düşünceye karşıyım. Bu kadar, daha başka aynı şeyi söyledim ve söylemeye de devam edeceğim.” Beykoz Adliyesi'nden ayrılırken konuşan Feyza Altun, "Aslında Taliban aklına ya da benzeri bir siyasal rejime yönelttiğim sözlerimi sanki dini değerlere söylemişim gibi çarpıtıldı" dedi.
Şevki Yılmaz Ve Düğün Olayına Bakacak Olursak
“ Refah Partisi eski milletvekili Şevki Yılmaz, “Osmanlı’yla iftihar ediyorum. Osmanlı’yı süren soysuzları da lanetle anıyorum. Bugün elhamdülillah böyle bir ailenin düğününde birlikteyiz” sözleriyle Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını hedef aldı. O sözlerin sarf edildiği anlarda Mehmet Fatih Çıtak’ın yanında bulunan İlber Ortaylı Şevki Yılmaz beden dili hareketleri sosyal medyada tartışma konusu oldu. Videoda Şevki Yılmaz’ın Atatürk’e, “Selanik’ten gelen dönme” dedikten sonra beddua ettiği duyuldu. Orhan Osmanoğlu ve Diyanet personeli olan Halil Konakcı da “amin” diyerek bedduaya katıldı.” Bir ülkenin kurtarıcısına ve kurucusuna bunları diyen bir kişi toplumun degerlerine saldırmış olmuyormu, toplumu kin ve nefrete sürüklemiş olmuyormu? Böyle sözleri ederken fitneye neden olunduğu unutulmamalıdır…
Her fırsatta Cumhuriyet'i hedef alan imam Halil Konakçı’nın Diyanet kadrosuna alındığı ve bir vatandaşa silah çektiği ortaya çıktı…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine karşı yaptığı açıklamalarla geniş halk kitlelerinin tepkisini çeken imam Halil Konakçı’yla ilgili skandallar bitmiyor.
İmam Halil Konakçı daha önce kadın-erkek eşitliğine karşı provokatif ifadeler kullanmasıyla ve polis korumasıyla gezmesi ile gündeme gelmişti. En son ise Konakçı, sabah namazında hoparlörle vaaz verdiği gerekçesiyle polise şikayet edildi. Aslında bu imam arkadaş imamlık kurallarıylada bağdaşmayan hareketleri var, sanırım sırf popüler olma kaygısıyla bunları yapıyor olabilir.
Bazı Hukukçu, Yazar Siyasetçilerin Görüşleriyle Devam Edecek Olursak
Serbest Gazeteci Nur Doğan ise sosyal medya platformu X hesabından, "Şeriatle yönetilen ülkelere bakın; İran, Afganistan, Arabistan… kadınların hiçbir söz hakkının olmadığı, ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü dahası acımasızca öldüresiye cezalandırıldığı bir sistem. Bir kadın olarak neden bunu tercih edelim?!? Üslubu ise Feyza Altun’un kendisini bağlar beni de ilgilendirmez ama şeriat istememek islama hakaret değildir. Çünkü şeriat politik bir rejimdir" dedi.
BBC Türkçe'ye konuşan Yeni Şafak yazarı ve eski AKP milletvekili Metin Metiner, hukuk sisteminin "nefret suçlarına ilişkin herkese eşit mesafede olduğunu söyleyebilirim" diyor.
Metiner, buna karşın Altun'un adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasının, "toplumda infial yarattığını" düşündüğünü söylüyor.
"'Şeriat gericiliktir, şeriat devletinin hükümlerine karşıyım' diyebilirsiniz; bu ifade özgürlüğüdür" diyen Metiner, Feyza Altuner'in "milyonlarca insanın kutsalına küfretmesinin nefret suçu" olduğunu öne sürüyor:
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, "Feyza Hanım'ın ifadeleri sert ama amacı belli; dini değerleri kullanarak birtakım insanları aşağılamak ya da bir grubu kışkırtmak için söylenmiş değil, bir rejimin yanlışlığını anlatmaya çalışıyor, diğer yandan ona yazılmış şeyler de var, cevap vermeye çalışıyor" diyor.
Prof. Dr. Özsoy Boyunsuz, Türkiye'de aynı yaklaşımın kadınlara karşı nefret suçları sayılabilecek söylemleri de cezalandırması gerektiğini de ifade ediyor…
Avukat Feyza Altun'un gözaltı sürecine Türkiye'de kadın hakları alanında çalışan örgütlerden hukukçulara farklı kesimler tepki gösterdi.
Hukukçu Gönenç Gürkaynak, laik devletlerin şeriatı korunacak "kutsal bir değer olarak tanıyamayacağını" şöyle savundu: "Bir devlet hem laik olup hem şeriati sert söylemlere karşı dahi hukuk eliyle korunması gereken kutsal bir değer olarak tanıyamaz."
Kadın Meclisleri Genel Sekreteri Fidan Ataselim, Feyza Altun ile yaptığı basın açıklamasında, "Şeriat sloganları adliyelerden meydanlara yankılanıyor, kadınlar tehdit ediliyor. Laik yaşamlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Karşılarında dimdik duran kadınları görecekler" dedi.
"Anayasa'daki temel ilkeler ve Avrupa Konseyi standartları böyleyken; laikliği, demokrasiyi, eşitliği ve demokrasiyi doğrudan hedef alan bir dini düşünceye salt halkın bir kesimi inandığı için mevcut hukuk düzeninde hukuki koruma sağlanamaz" dedi.
Bu paylaşımlarda en fazla kullanılan kelime öbekleri arasında "Yaşasın şeriat" ve "Laiklik", "Türkiye laik bir ülkedir" gibi ifadelerin yer alması konunun kutuplaştırıcı yönüne ışık tutabilir. Çok kutsal sayılan veya tartışılan şeriat nedir ile devam edecek olursak…
Afganistan'da şeriat kadınlara karşı katı uygulamalarla gündeme geliyor.
Arapça'da şeriat, "suya giden açık, iyi yürünmüş yol" anlamına geliyor. Dünya genelinde Afganistan ve Suudi Arabistan gibi ülkeler şeriat yönetimi konusunda başlıca örnekler olarak gündeme geliyor. Şeriat hukuku uygulayan ülkelerde zaman zaman sert cezalandırmalar gündeme gelebiliyor. Şeriat hukuku suçları, cezaları belirlenmiş ciddi suçlar "had" suçları ve cezanın hakimin takdirine bırakıldığı "tazir" suçları olmak üzere iki genel kategoriye ayırıyor.
Hırsızlık ve zina gibi suçlar "had" kapsamında değerlendiriliyor ve şeriatın geleneksel yorumları, çoğu modern hukuk sistemiyle karşılaştırıldığında acımasız kabul edilen cezalar öngörüyor.
Bunlar arasında taşlama, kırbaçlama ve uzuvların kesilmesi gibi cezalar yer alıyor.
Şeriat hukukunu savunanlar, bu cezaların uygulanmasının zor olduğunu ve daha çok caydırıcı nitelikte olduğunu söylüyor. Bu düşünceler üzerine son söz olarak hepimizi bağlayan, günümüzün hukuk (şeriat) değerleri olan anayasa maddeleriyle yazıyı bitirelim mi?
Madde 1 – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Madde 11 – Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.
Son söz, anayasa bizim en üst hukuk (şeriat) kurallarımızdır, bunlara uymak ve sahip çıkmak toplumsal düzenimize, T.C devletine sahip çıkmaktır, haklarımızı garanti altına alan hukukumuza sahip çıkmaktır. Gerisi ister Şevket Yılmaz, İster Halil Konakçı İster Feyza Altun gibi ifade özgürlüklerini aşan hakaret içeren durumlar varsa, yargının konusudur ve eşit olarak masuniyet karinesi, baz alınarak delillere göre kanunlara göre yargılanarak, aşırıya kaçmadan cezalandırılması gereken durumlardır.. Her kesime, her vatandaşa hukuki olarak eşit davranma sorumluluğu unutulmamalıdır. Selam ve Saygılarımla…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 22.2.2024
Kaynaklar
1* https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2709&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5#:~:text=Madde%2010%20%E2%80%93%20
Herkes%2C%20dil%2C,e%C5%9Fitli%C4%9Fin%20ya%C5%9Fama%20ge%C3%A7mesini%20sa
%C4%9Flamakla%20y%C3%BCk%C3%BCml%C3%BCd%C3%BCr.
2* https://www.bbc.com/turkce/articles/cv2jmv23lg4o
4* https://www.yenicaggazetesi.com.tr/halil-konakci-vatandasa-silah-cekti-diyanete-alindigi-da-ortaya-cikti-623220h.htm
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|