SİYASETÇİLERİ KENDİ HALLERİNE BIRAKMAK
Şimdi sizin bildiğiniz bir deyim hatırlatacağız, kızı kendi haline bırakırsan ya davulcuya yada zurnacıya kacar… Şimdi ilk deyimi açalım mı? Kızı kendi haline bırakırsak doğru dürüst tanımadığımız şu davulcuya, yada bu zurnacıya kaçar… Bu arada güvensizlik kıza ve Gönle değil burada aslında hormanların duygu, düşünce üzerinde ki baskısına güvensizlik olduğunu belirtelim… Ayrıca konu sadece kızın özeli olduğu için tartışmaya değmez, biz geçelim siyasilere onlarda asıl icraatlar…
Siyasileri kendi başlarına bırakırsa aliyi zengin eder, veliyi işe alır dönemlerini de doldurduklarında çeker giderler, işte bu nedenle onların ciddi denetlenmesi gerekmektedir… Öyle ciddi denetleyeceğiz ki, öyle ciddi hesaplar soracağız ki onlar kendi başlarına olmadıklarını, bu ellerinde ki gücün, sadece ve sadece hizmet için kullanmak üzere temsilen, vekâleten verildiğini iliklerinde hissedecekler.. Efendim ben seçildim 5 yıl istediğimi yaparım nah yaparsın… Seni hukuk denetleyecek yetmez, seni meclis denetleyecek yetmez, seni medya denetleyecek yetmez, seni muhalefet denetleyecek yetmez, seni vicdanın denetleyecek yetmez bu idare ettiğin hazine kamu malı yani bu topluma vatandaşlık bağıyla bağlı herkesin hakkı… Sen burada savurganlık yaparsan, yanlış yatırım yaparsan, sen keyfince personel alırsan, keyfine göre kamu mallarını ve araçlarını kullanırsan… Yasamı seni durduracak yasayı değiştiririz, muhalefet mi sana tepki gösterecek biz ona, o der, bu der, şu der toplumla bağını koparırız onları kimse dinlemez… Yasaları değişen hukuk iktidardaki siyasetçiyi denetlemez, kamu görevlileri muhalefeti denetlemeye başlar… Sonuç olarak siyasilerin kendi başlarına koskocaman bir gücü kullanmak üzere kendi başlarına kaldığı gün, bizim toplum olarak mıçtığımız gündür… O gün bu gün müdür, onu bilemem zaman gösterecektir.. Devletin 3.5 milyon çalışanı var, bunun 1 milyonu devleti korumakla görevli, herkes vatandaşı ve devleti korumayı bırakır da iktidarı koruma derdine düşerse… Devlet görevlileri ile iktidar görevlileri karışmaya başlarsa, bir iki adım sonra denetlemeye gerek kalmaz, ya ortada bir şey kalmaz yada tamamen iktidar devlet benzeşmesi olur..
Son olarak sivil toplum örgütlerinin siyasetçiyi kendi haline bırakmaması üzerine duralım ki…. Herkesin sorumluluk olduğunu unutmayalım…
Sivil toplum örgütü devlet kurumlarından ayrı örgütlenir kimi mesleki, kimi düşünce kuruluşudur, kimi sendika, kimi hemşeri örgütüdür… Bunlar da yerel bazda siyasetçilerin ülke ve il bazındaki keyfiliklerine engel olmak maksadıyla örgütlenmişlerdir, yada böyle olması gerekir, ne kadar örgütlü toplumuz bu tartışılabilir.. Örgütlerimiz ne kadar siyasal keyfiliklere tepki gösteriyor bu da tartışılır, yasamamız, meclis hangi hükümet talebine direnerek yasanın çıkışını engellemiştir, buda tartışılır… Yargımız ne kadar, ne denetimi yapar bu da tartışılır… Zaten OHAL geleli eksik olan denetim daha da eksilmiş, siyasetçiler tam istedikleri gibi keyiflerince devletin gücünü kullanmaktadırlar… Siyasetçileri, üstelikte hükümet eden, yöneten siyasetçileri kendi keyiflerine göre bırakmışız demektir… Bu hayra alamet bir durum değildir, ülkemiz ve toplumumuz denetimsiz bir iktidar tarafından idare edilmektedir… Siyasilerin hormonu ise, onlarda kontrolü kaybettiren siyasal hırslarıdır, bunun için siyasiler frenleyemez, siyasileri toplum frenlemelidir… Bu iktidarı güç sarhoşu yapar ve sürekli yanlış yapılır neden? İstişaresiz, meşveretsiz, yani kararların iyiliği, kötülüğü, karı zararı gerektiği gibi tartışılmadan kararlar alınır da ondan… Bu kararlar ülkemizi toplumumuzu zarara uğratabilir… Bu gibi durumlarda, toplumumuzu ve devletimizi zarara uğratan siyasilerin ve yönetenlerin yanlış kararlarına, hepimiz tepki göstermeliyiz… Asıl etkili tepki, olacağını düşündüğüm İktidar partisinin içinde, tabanında, oy verenlerden oluşan aklıselim insanların seslerini yükselmesi gerekir…
Ülke bizim, İktidarı Kim Kullanıyorsa Bizim Adımıza Kullanıyor, Bizi Temsilen Bu Makamlarda Bulunanların Yanlışında Oy Verdiğimiz İçin Bizde Sorumluyuz… Bu Bilinçle Seçtiğimiz Siyasileri kendi başlarına Bırakmamalı, Onların Denetimini Sağlamalıyız… Selam ve Saygılarımla..
Hüseyin Benek – 23.3.18 – vatandasfikri.com
|