GELECEKTE NE GELECEK? -1
(Gelecek Kaygılarımız Yoksa, Planımız da Olmaz)
Evet, geleceğin, geleceğini bilen insan da gelecekle ilgili az yada çok kaygılar olur, bu nedenle gelecekle ilgili planlar, öngörüler de bulunmaya ve önlemler almaya çalışıyor. Hatta bu artık bir meslek, nasıl eskiden müneccimler varmış şimdilerde de Fütüroloji, fütürologlar var, insanlık gelecek de neyle karşılaşacak diye bilimsel çalışmalar yapıyorlar. Biz hem onlara hem de değişik alanlardan bilim adamlarına kulak verelim gelecekte insanlığı neler bekliyor? Sahi sizce gelecekte bizi ne bekliyor? Büyük bir merak, bu merakımızı gidermek için uzmanlara başvuralım ne diyorlar bakalım mı? 5 uzman alanlarından geleceğe doğru bizim için bakmışlar buyurun bizde onlarla geleceğe doğru bakalım…
İlk önce Ülkemizin saygın Felsefecilerinden Prof. Dr. Ahmet İnam’ı dinleyelim gelecekle ilgili neler öngörüyor, yada neler söylüyor?
Teknoloji gelişirken ve hayatımız değişirken insanlığımız da aynı hızla ilerliyor mu? Bu sorununun yanıtını aramalıyız ve geleceğe doğru, gelecek nesillere şu üç insan olma özelliğini aktarabilmeliyiz diyor Ahmet hoca...
1- İnsan olarak sınırlarını görüp, eleştirebiliyormusun, yetersizliklerinin farkındamısın?
2- Yetersizliklerini alt etme cesareti gösterebiliyormusun?
3- İmkânları doğru kullanabiliyormusun?
Bu özellikleri geleceğe aktarabilir ve şunları da yapmaya çalışırsak gelecek konusunda ben iyimserim diyor Ahmet hoca… Kapitalist düzen Pazar ağırlıklı, ne kadar adil bir paylaşım var, ne kadar güven içindeyiz? Güven sorunu var insanın, inşalar birbirlerini tanımayı ve farklı olanı ret ediyor. Geleceğe verecek bu kaygılarımız olmalı diyor ve devam ediyor… Herkesi kendi gerçeklik algısı yönlendiriyor, başka bir yönlendirme de neyin güzel, neyin doğru, neyin gerçek olduğu konularıdır ki bunlar bize dayatılıyor… İnsanlar kendileri yorum yapabilmelidir, bize eğitim diye dayatılan enformasyon içinde, otoritenin istediği biçimde düşünülürse hayatı yorumlayamazlar. Çünkü yorgundurlar, dayatılanların altında kalmışlardır.
Bugün gürültü ve kaos içinde yaşadığımız dünyada teknoloji gelişse ne olur, gelişmese ne olur? Aslında teknoloji daha iyi yaşamak için bir araç olmalı… Oysa ki bu değişti teknoloji bir amaç haline geldi, biz ona yetişmeye, onu yakalamaya çalışıyoruz, Bir durun “bir dakika” …. Diyen yok. Ahmet hoca bu uyarılarında haklı, biz geleceğe doğru ilerlerken kendi yorumlarımızla kendi geleceğimizde söz hakkımız olmalıdır… Şimdi gelecek bilimci olan bir uzmanı dinleyelim, gelecekle ilgili ne diyor?
İkinci Uzman ise Bir Fütürist, Fizikçi olan Prof. Dr. Michio Kaku’ya kulak verelim mi, o ne diyor?
Kapitalizm dijitalleşti, Üçüncü dalgadan dördüncü dalgaya geçiliyor, Üçüncü dalga yüksek teknoloji üzerine idi, bunlar laser ve uydu, iletişim ve internet teknolojisi üzerineydi… Dördüncü dalgada ise, ulaşım da, tıp da, eğitim de dijitalleşme yaşanacaktır… Artık bilgi her yer de, ulaşım bedava, bugün üzerimizde taşıdığımız cep telefonu yarın lensimiz de olacak… Hafızaların bile yedeklenebildiği bir döneme girilecek… Hatırlama daha az önemli olacak ilkler ve kavramlar daha önemli hale gelecek… Ulaşımdaki araçlar sürücüsüz hale gelecek… Trafik sıkışıklığı ve kaza sözlüklerden çıkacak… İçine cips yerleştirilmiş haplar yutularak sağlık konusundaki bilgiler bu haplarla elde edilecek… Nano tıp bu alanda etkili olacak… Bilginin aktarım hızı çok artacak, bilgi, beyin, makine birbirine bağlanacak, sürekli iletişim halinde olacak, hatta rüyaların fotoğrafları çekilebilecek…
Kapitalizmin iti gücü, entelektüel kapitalizm olacak, entelektüel kapitalizm ise hayal etme, deneyimleme, yenilikçilik, analiz edebilme, yetenek ve bilim sanat olacak…. Peki çocuklarımızı nasıl eğiteceğiz? Teknolojinin bilgiye ulaşım imkanlarını sınırsız hale getirerek eğitimi gerçekleştireceği, öğretmenlerinde bu konuda rehberlik edeceği, akıl hocaları olacağını düşünebiliriz… Öğrenci eğitimin içeriğini 3D yöntemiyle kendisi yaparak eğitimine devam edecek…
Gelecek bilimci, yani bizim ifadeyle müneccim olan uzmanın görüşleri bunlar, şimde de bir siyaset bilimciyi dinleyelim, gelecek ne, getirecekmiş?
Üçüncü Olarak Gelecek Düşüncesini İse Bir Siyaset Bilimci Olan Prof. Dr. Stephan Schepers dan Alalım Ne Diyor Bakalım…
İnsanlığın geleceğin de yeni bir insancıl düşünce gerek diyerek söze başlayan Schepers, şunları öneriyor…
İnavasyonla gelen teknolojiyi nasıl yöneteceğiz, onunla gelen sosyal ve ekonomik sorunların üstesinden nasıl geleceğiz geleceğin sorunları bunlar… Bu sorunların üzerinde soru sorarak düşünmeye başlamadık bile… Korkarım hazırlıksız yakalanacağız… 4. Sanayi devriminin farklı karakteristikleri olacak, bunları şöyle sıralayabiliriz…
1- Yeni bir üretim biçimi, bunlara dayalı otomasyon, esnek, bilim ve teknoloji yayılma hızı yüksek olacak…
2- Özellikle üretim de ve verimlilik de artış, ulaşım ve iletişim maliyetlerinde büyük düşüşler yaşanacak…
3- Her ülke ekonomisi dönüşecek tabiki piyasasını da, bunlar olumlu gelişmeler olacakken olumsuzlukları da beraberinde getirecek…
Doğacak sorunlara da kısaca değinecek olursak… Büyük sorunlarla yüzleşmek zorunda kalacağız…
1- Yeni savunmasızlık alanları doğacak…
2- İklim değişikliğinin neden olduğu sorunları daha yoğun yaşayacağız…
3- Yeni jeopolitik alanlar ve rekabetler ortamları oluşacak…
4- Sosyal ve ekonomik eşitsizlikler artacak, özelliklede nitelikli ve niteliksiz iç gücü arasında…
Tüm bunlarla baş edebilmek için, yeni bir hümanisttik düşünce biçimine ihtiyacımız vardır. Önümüzdeki gelecek daha savunmasızlığa acık, daha hırslı ve daha belirsizlik içermektedir… Tüm bunları ortaya koyduktan sonra İnsan neden eğitim alır? İlk yanıt iş bulabilmektir, ama iş gücü piyasası öyle hızlı değişecek ki… Eğitim kurumlarının bunu iyi planlaması ve yeni duruma uygun hale getirilmesi gerekmektedir… İkinci yanıt ise toplumsal refahı artırmak içindir ki… Genellikle bu unutuluyor veya göz ardı ediliyor bunlar düşünülerek hareket edilmelidir…
Siyaset bilimci Schepers, görüşleri bunlar şimdi başka bir uzman olan, hem ekonomist, hem de bir eğitimci olan Prof. Dr. Gürkaynağı, dinleyelim gelecekten ne bekliyor?
Dördüncü Olarak İse Ülkemizin önemli Ekonomistlerinden ve Eğitimcilerinden Prof. Dr. Refet Gürkaynak’ı dinleyelim gelecek de neler olacak?
Gürkaynak, beceri iki şekil de artırılır, birincisi alaylı olarak ustasının yanında çalışarak işin içinde öğrenilir… İkinci ise eğitimle, yani mektepli dediğimiz öğrenme şekliyle bilgi ve beceri artırılır.
Ama, mektepli dediğimiz yerler de eğitim adeta sürünüyor, az eğitim görmüşler, üstelikte gördükleri eğitimden bir şey alamamışlardır. Bunu Uluslararası eğitimi ölçen PİSA verilerinden görüyoruz… Türkiye he alanda Meksikayla sonunculuk için yarışıyor… Türk eğitim sistemi çok düşük katma değer veriyor… Öğrenciler çalışmıyor değil çok çalışıyor, ancak bu çalışmayla katma değer ortaya çıkmıyor… Türkiye standart sapması en yüksek ülkelerden biridir… Oysa eğitim dağılımı gelir dağılımının hem nedeni, hemde sonucudur, Üretkenlikle eğitim iç içe girmiş şeylerdir…. İngilizce öğrenmede neden sorun var? İngilizceyi sistematik olarak öğrenilmez hale getirdik… İnsanlardan yaratıcı olmalarını bekliyoruz, 12 sene eğitim veriyor, bunu engelliyoruz… Eğitim düzeyi ve toplumsal reform birlikte olmalı birbiriyle çok alakalı… Çok zor nasıl yapacaksın? Bir uçundan tutmak lazım eğitim tutulabilir yeridir… İyi örnekler var, bunlara bakılmalıdır, ayrıca kaynak da yaratılmalıdır. Türkiye aslında eğitime kaynak sağlıyor ama, iyi öğretmen lazım, öğretmen sayısı da, eğitimin niteliği değil, eğitim de öğretmen niteliği önemli… Bunu üzerine düşünülmelidir. Rafet bey bunları ifade etmiş, son olarak da bir deneme yazarı olan Fikri Adil den düşünceler alacağız, öbür yazımızda.. Biz dileyelim, gelecek bizim için güzel gelsin… Selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek -- 18.04.2016 11:00 --- www. vatandasfikri.com
Kaynaklar
1- Herkse Bilim Teknoloji Dergisi Sayı -2
2- Doğan Kuban Makalesi – HBT Dergisinde Yayınlanan “Türkiye’nin ve Dünyanın Geleceği Bilim ve Teknolojide”
2- http://onedio.com/haber/gormeye-omrunuzun-yetebilecegi-10-muthis-olay-45529
|