BEYİNLER GÖÇÜYOR, SERMAYE KAÇIYORMUŞ!!
Bu aralar bunlarla ilgilenemeyiz, çok işimiz var hele şu belediye başkanı seçme işini halledelim de, sonra bakarız, bizim lider heyy bire gafiller nere gidiyorsunuz diyeverir, onlar da gittikleri gibi geri geliverir… Ama önce size bir hikaye anlatacağım, bu hikaye yakın tarih de yaşanmış bir hikayedir, üzerine iyi düşünmek gerekir…
Bu hikayenin geçtiği Ülke Venezuela, Allah dan bizim Türkiye değil…
“Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip olan ülkede, kötü ekonomik şartları eleştiren eski darbeci astsubay Hugo Chavez 1998 yılında seçimleri kazandı. 2002 yılında kendisine yönelik askeri darbeyi de halk ayaklanması ile bastırdı ve ölümüne kadar (2013) iktidarda kaldı. Yerine yine kendisinin veliaht bıraktığı Başkan Yardımcısı Nicolas Maduro geldi. 2000’li yıllarda Chavez yönetimi 36 milyon nüfuslu ülkede yüksek petrol fiyatları sayesinde 22 milyon kişiye sosyal yardım dağıttı. Ama bir tarafta askeri darbelerin, diğer tarafta siyasi tekelleşmenin getirdiği tehlikeyi gören orta sınıf halkı tehlike karşısında ikna edemedi. 3,5 milyon kişi ülkeden göç etti. Geriye kuyruklarla dolu, fakir ama emperyalizmle savaş verdiğini düşünen aç bir toplum kaldı.”
Sonra dönüyoruz ülkemize, burada da böyle ayak sesleri duyuyoruz, düşünecek, bilimsel çalışmalar yapacak, teknolojik gelişmeye neden olacak, beyin göçüyor, yatırım yapacak sermaye kaçıyor… Deniyor, üzerine durmayacak, düşünmeyecek önlem alamayacak mıyız?
Bu arada siyasilerimize bakıyoruz, büyük laflar duyuyoruz, büyük teknolojik gelişmeler sağlanıyor, ihracat patlaması yapıyoruz, tam uçuyoruz derken, aynı siyasal ses “Beka sorunu - dış güçler saldırısı- ekonomik kriz, faiz lobisi, döviz lobisi” dünya bize saldırıyormuş ve bu iktidar seçilemezse, bu belediye başkanı seçilemezse beka sorunu olur muş!!! Sizce olur mu geçekte?? Kurumlar satılırken, özelleştirmelerle, borçlar alınırken yaşanana sahte ekonomik bahar hepimizin hoşuna gidiyorken, uçuyoruz sarhoşluğu yaşarken… Sorun yokken, yada algılayamazken, en küçük sorunda, başarısızlıkta, sorumluyu yönetenler de değil de, dışarıda aramak, yine büyük bir yanılgının ürünü olabilir mi? Dışardan saldırı olmaz mı, hem ekonomik, hem siyasal saldırılar her dönemde olmuştur, gelecek her dönemde de olacaktır, biz hükümetleri bu saldırılara uygun çözüm önerileri bulsun, karşı önlemler diye seçmiyor muyuz? Evet, konuyu değiştirme, beyin göçüyordu ya…
Beyinler göçüyor, nereye göçüyor, orada onları ne davet ediyor, ne cezbediyor, bunlarla bizim kan, kültür bağımız olmasına rağmen neden gidiyorlar da beyinleriyle akıllarıyla, projeleriyle başka toplumlara destek oluyorlar, onların gelişmesine katkı sunuyorlar? Bunun üzerine düşünmek gerekmez mi? Belki adaletsizlikten, belki de otoriter tavırlardan, belki de liyakatsizlerin akademik, bilimsel yönetimleri altında çalışmak istemediklerinden gidiyor olamazlar mı? İnsanları aklıyla, fikriyle, bilimiyle, liyakatleriyle, diplomalarıyla, ahlak ve adaletli tavrıyla değerlendirmek yerine… Bizden mi, onlarda mı, namaz kılıyor mu, oruç tutuyor mu, daha da önemlisi bize itaat ediyor mu, etmiyor mu diye değerlendirirsek daha çok beyin göçer… İhaleleri dünyanın en çok kamu ihalesi alan beş firmasına vermeye devam edersek daha çok sermaye kaçar… Şimdi bizim ülkeden örnek verince mevcut hükümeti destekleyen, seçmiş olan arkadaşlar da hemen bir gereksiz savunma mekanizması devreye giriyor… O zaman Venezüella’dan örnek vermeye devam edelim mi?
Bu ülkeden başka yerlere göçenlere o ülkeyi sözde yöneten Maduro, göç edenler hakkında “tuvalet temizleyicisi oldular” diye suçlarken, kendi ülkesinde kalan halkın açlıktan 11 kilo zayıflamasını görmezlikten geliyor… Tek ses olmuş medya ülkeyi toz pembe göstermeye devam ediyor, bizde medyanın %90’ı iktidarı destekler hale gelmiştir, birçok haberde eksik bilgi vardır… Örneğin ihracat patlaması yaparken, bu sene dövizin aşırı değerlenmesi üzerine ihracat yapmamız kolaylaşmışken buna rağmen ihracatımız, 168 milyar 88 milyon dolar, ithalat 223 milyar 82 milyon dolar olmuştur, patlamaya rağmen yine de 54 milyar 94 milyon dolar zarardayız… Ya ihracat patlaması olmasaydı, ne yapardık?? Biz ne diyorduk beyinler kaçıyor, sermaye göçüyor, yani bize lazım olan iki şey akıl ve para ülkemizde kaçıyor, diyorduk…
Şimdi bu konuya geri dönelim zaten bu uzun süredir az çok yaşanıyordu ben daha önce öncede birkaç kez yazmıştım, vatandasfikri.com beyin göçü yazarak arama motorlarına görebilirisiniz… Bugün nedene tekrar gündeme geldi derseniz, nedeni şu haberdir…
“New York Times bir haberde “Varlıklı ve yetenekli Türkler kitleler halinde ülkeyi terk ediyor” diye bir haber yayınladı. Haberde TÜİK verilerine atıfta bulunularak 2018 yılında 253 bin 640 kişinin Türkiye’den göç ettiği yazıyordu.” Bu haber abartılı olabilir, bizim rakamlarla bu sorunumuza bakmaya devam edeli mi?
İlk önce sermaye göçüne bakalım mı, hangisi önemli derseniz paranız olsa da aklınız yoksa yine işe yaramaz yani beyin göçü önemlidir onu belirtelim ve ne kadar paralı vatandaş ülkemizi terk etmiş ona bakalım… “Güney Afrika Merkezli New World Wealth’in yayınladığı “Milyoner Göçü 2018” raporuna göre, Türkiye’den 2015 yılında sadece bin milyoner ülkeden göç ederken, bu sayı 2016 ve 2017 yıllarında 6 bin kişiye çıkıyor. “ Görülen odur ki son iki yılda 12 bin dolar milyonerinin Türkiye’den göç başka ülkelere göç ettiği anlaşılıyor… Bunu da önemseyelim ama beyin göçünü, yani akıllı insanlarımızın ülkemizi, bizi terk edişi bence daha önemlidir… Bu göce baktığımızda ise şunu görmekteyiz…
Bunun çeşitli nedenleri vardır, bunu anlamak için bu beyin göçünün hangi ülkelere yapıldığına bakmak gerekir… Bunların başın da Demokrasi, insan hakları, adalet, özgürlük gibi makro kavramlarda daha iyi olan, ekonomik, sosyolojik, psikolojik tatminin sağlandığı ülkelere bir göç olmakta olduğu anlaşılmaktadır… Bilimsel çalışma yapabilecek nitelikte kişilerin göç etmesi üzerine ciddi durulmalıdır, nitekim Sanayi ve Teknoloji Bakanı bazı önlemler açıkladı, inşallah faydası olur…
Tanıdığım bir akademisyen, 8-9 yıl İngiltere de eğitimini tamamladı ve ülkemize geldi, 7-8 yıl Türkiye’de ortama dayanamadı, birçok yanlışla karşılaştı, gideceğini söylüyordu, sanırım tekrar gitti… Şimdi orada Türkiye’de cezalandırıldığı fikirleri takdir ediliyor, bunun yanında ekonomik tatminde saglanıyor. Bu konuya bizim Kurumumuz olan TÜİK verilerine göre göç sorunu nedirle devam edelim mi?
“Şimdi TÜİK verilerine bakalım: 2016 yılında Türkiye’den göç eden TC vatandaşları 69 bin 326 kişidir. Buna karşılık 107 bin 052 TC vatandaşı ülkesine geri dönmüştür. Böylece net göç 37 bin 726 kişi ile artıdadır. 2017 yılında ise ülkemize gelen TC vatandaşlarının sayısı 101 bin 772 kişi iken, ülkemizden göç eden TC vatandaşlarının sayısı 113 bin 326 bin kişiye çıkmıştır. Böylece 2017 yılında TC vatandaşı 11 bin 554 kişi net dışa göç etmiştir.” Başka bir göç sorunu da başka ülkelerin vatandaşlarının ülkemize aşırı bir şekilde göç etmelidir… Göç istatistiklerinde Irak-Afganistan-Suriye-Azerbaycan-İran-Türkmenistan ve Özbekistan ilk sıralarda yer almaktadır. Bu ülkelerden çok fazla göç aldığımız görülüyor…
Bizim derdimiz dışa beyin göçüdür, detaylı bilgileri bilemediğimiz için bu göçenler arasındakilerin ne kadarı beyin göçü, ne kadarı sermaye göçü iyi izlenmeli ve otoriter tavırlarla değil, çözüme odaklı yaklaşılmalıdır… Olay sadece maddi olmadığı anlaşılmaktadır… İnsanların giyim kuşamı, yaşam tarzı gibi kişisel alanlarında baskı hissetmemelidir… Akıl bizim akıl, beyin bizim beyin bunlar giderse akılsız, düşüncesiz kalırız, sermaye bizim sermaye, bu paralar kaçarsa refah seviyemiz düşer… Bunları kaçırmamak dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 8.1.19 – vatandasfikri.com
Kaynak: İbrahim Kahveci – Karar Gazetesi http://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/beyin-gocu-sorunu-8877
|