KANALI MUTLAKA YAPMALIYIZ
Öyle Veya Böyle Yapacağız, Dış Güçler Engelleyemez!!
Kanalı mutlaka yapmalıyız, muhalefetin, ve ekonomistlerin tüm itirazlarına rağmen yapmalıyız, neden çok gerekli de ondan.. Geregi nedir, İstanbul boğazından gemi geçiş trafiğini azaltmamız lazımdır, hükümet edenlerin gerekçesi budur… Muhalefet ise gemi trafiginin her geçen yıl borularla taşınan doğalgaz/petrol gibi nedenlerle azaldığını iddia etmektedir, ekonomistlerden bağımsız kalabilenleri ise ülkemiz ekonomisinin başka öncelikleri olduğunu ifade etmektedirler… Ayrıca uluslararası sözleşmelere etkisinide diplomatlardan dinlemeliyiz, hatta darbecilikle suçladığımız, bir hafta için de unutmayı tercih ettiğimiz, amiraller bildirisini unutmamalıyız tekrar takrar okumalıyız… Bunlar tartışılan konular hepimizin gözünün önünde cereyan etmektedir, bizde kendi tarafı olduğumuz politikaları haklı bulmaktayız, gerçekten de haklımıyız diye de sormamaktayız… Çevreye zararını çevre mühendisinden, ekonomiye zararını ekonomistten, kaynak varmı sorununu yine hem ekonomistten hemde siyasilerden dinlemeliyiz.. Bana sorarsanız kanalı mutlaka yapmalıyız, hatta kanallar yapmalıyız neden? Aşagıda ki nedenleri okuyalım ve kanala neden ihtiyacımız var anlayalım?
“Çanakkale’nin tarımsal üretiminin önemli bir bölümünü karşılayan Bayramiç, Ezine ve Kumkale Ovaları, sulama suyu sıkıntısı çekiyor. Yaz sezonuna yüzde 76 doluluk oranı ile giren Bayramiç Barajı, hem hayvansal üretimde kullanılacak bitki üretimi hem de çeltik üretiminin arttığı sulama sahası içi yeterli olmadığı… 105 bin dönüm arazi haftada bir gün sulanabiliyorken, buraların kanal ihtiycı ortadayken” Haberi okuduk değil mi?
Bu haber kanalın, kanalların nerede yapılması gerektiğini bu haber bize haber veriyor, bilgi, haber bize ne yapacağımızı ne yapmayacağımız konusunda bilgi verir, biz gelen bilgileri, doğal şartlar, ekonomik şartlar, sosyal ve siyasal şartlar içerisinde değerlendirirsek… Doğru yatırım, doğru kanal yapar ve ülkemizde daha refah seviyesi yüksek toplum olarak yaşarız… Bir iki örnekle devam etmek gerekirse…
Anadoluda rast gele bir iki ile girin, sag yanınızda hükümet konağı sol yanınızda adliye sarayı, ve emniyet saraylarının yeni binalarını göreceksiniz, bunlar kime iş veriyor, mevcut kamuda çalışanların odaları genişliyor, bazılarına kişisel oda veriliyor, bunları yapan kamu ihalesinde uzmanlaşmış şirketler kar ediyor, o kadar… Ayrıca son 20 yılda kaç cezaevi yaptık, kaç ibadethane yaptık, kaç fabrika yaptık derseniz, cevabını yabancı ülkelerin/işçilerin, ürettiği akıllı telefonunuza sorun, size söylesin… Siz hala komik videolar izlemeye devam edin, yada komik videolara ayırdığınız zamanın yarısını ayırın, biraz ülke sorunlarını merak edin, ülkemizin ne kadar borcu var, ne kadar dış ticaret açığı var, nerelere kanal gerekiyor, son yapılan yap işlet devretlerin toplam maliyeti nedir, hükümet neden topladığı vergilerle degilde kullananların ödediği bir yöntemle yapacaklarını yaptırıyor? Hükümet nerelere kanal yapmak istiyor, ben sizin adınıza sorayım.. Sorayım da, ben olayları, kendi bakış acımla size yansıtacağımı da unutmayın… En iyisi siz merak ettiğiniz konuyu, üç dört defa sorun ama kaynaklarınız farklı olsun… Ben son olarak Kendi ilçeme döneyim orada suya ve kanala ihtiyaç varmı on bakayım…
İlçem, pirinciyle ünlü Kastamonu’nun Tosya ilçesi, iyi kötü sanayi işletmeleri de var, Tosyalıların ülke ekonomisine katkısı aldıklarından daha çok olduğunu düşünüyorum.. Halkı çalışkandır, genel olarak bakınca kendi ihtiyacını karşılayacak kadar da tarımsal üretim yapılır… Ama Tosyalılar görür ki her geçen gün üretim seviyesi düşer, ticaret al sat, yap sat gibi komisyonel ticaret kayar, bunu nasıl tersine çevirebiliriz ki?!?!?
Öncelikle ekonomilerin her ülke için ilk aşamada gelişme motoru neredeyse tarım ve hayvancılıktır, Tosya’yı bu acıdan devrez vadisi besler, devrez vadisi ise ben bildim bileli aynı sorunu yaşar, Haziran sonuna kadar su olur sonrasında su sorunu yaşanır ve bu su sorunu sırasında kavgalar bile olduğu, hatta insanların birbirlerini öldürdüğüne bile biz Tosyalılar tanık olmuşuzdur… Eee bu sorun nasıl çözülür, kanallarla, su pompalarıyla, sulama göletleri ve barajlarıyla, komple bir sulama projesiyle… Tosya 30-40 yıl öncesine bu konuyla ilgili ne kazandı, 40 yıl önce yapılan su kuyularının motorları ya çalınmış yada bunu yapan kurum tarafından alınmış götürülmüş, elektirik enerji direkleri devrilmiş kaploları kopmuş yani 50 kuyu varsa beş altısı beki kullanılır halde kamış kalmamış.. Önce bu sorun nasıl çözülür benim kıt aklımca şöyle yapılabilir… Göl cayı Şrakman köyünden doğan göl cayı, cukur köyü tarafından öbek den doğan bir cayında debisinin gölet ve sulama barajı yapmak için müsait olduğu görülmektedir… Bu caylara gölet yapılması halinde yazı cam gibi Tosya bağlarının da içinde olduğu Kösen, Sapaca Caykapı Zincirlikuyu, Ortalıca sol kol kanal.. Aşagı dikmen, Sofular, Kuşçular, Yenidogan, Çevlik köyleri olmak üzere sag kol kanal yapılabilir ve her yıl arkların bentlerin yapım, bakım, onarımı için harcanan ekonomik kaynakların çitfcilerimizin üretim için harcayacaklarını düşünün ki Tosya devrez vadisi Tosyayı beslemeye devam edecektir… Her köyün, her ilçenin, her ilin kendini besleyecek kadar tarım ve hayvancılık alanında üretim yapar hale gelmesi bizim toplum olarak tekrardan kendi kendimizi besler hale gelmemizi sağlayacaktır… Gelmesi dileğiyle, selam ve saygılarımla ..
Hüseyin Benek—vatandasfikri.com –10.6.2021
Kaynak: https://www.gazeteduvar.com.tr/turkiye/2020/09/04/kazdaglarinda-17-bin-uretici-su-bekliyor-yaniyoruz
|