YOL, KAMU BİNASI DEGİL, FABRİKA İSTİYORUZ!!
Ülkemizin kayaklarını yöneticilerimiz gerekli, gereksiz inşaata yatırdıklarını görüyor, sadece inşaat yaparak büyünemeyeceğini, büyüsek bile gelişilemeyeceğini düşünüyorum… Gelişilebilir mi?
Sürekli bina yaparak gelişenler görülmüş şey değildir, ekonomik gelişme eskiden üç şeye dayalı olurdu, bilimsel ve teknoloji üretimi, tarımsal üretim, sanayi üretimi, şimdi buna yazılım, kotlama, dijital teknolojiler üretme yeteneğine gelişme yeteneğine eklenmiştir…. Hatta birçok ekonomist fiziki yatırımlar yanıltıcı olduğunu söylüyor, binalar yapıyoruz, yollar yapıyoruz, kent süslemeleri yapıyoruz… Oysaki…
Kamu kurumları beş altı yıl araç alımı ve kiralamasını azaltsa, %30-40 tasarruf yapılsa belki de çok isteyip de kaynak sıkıntısından yapamadığımız araba marka, modeli ve fabrikasını yapabileceğiz… Fabrika yaparsak, gençlerimiz bu fabrikada çalışacak ve işsizliğimiz azalacak, cep telefonlarından aldığımız vergilerle şimdiye kadar cep telefonu markası, modeli üretecek fabrikalar yapmamız gerekmezmiydi? Örneğin bir fon kuruluyor, bu fonun amacı nedir, tasarruf yaparak kurulduğu alanda yatırımlar yapmak ise, bu fon yöneticilerin isteğiyle başka alanlarda kullanılıyorsa… Çok eskiden KEY, fonları nasıl yok olduysa, sonra gelen başka bir hükümet bunları ödemek zorunda kaldıysa, şimdi yapılan hataların, gerekli gereksiz yatırımlarında maliyetini gelecek hükümetler ve gelecekte yaşayacak vatandaşlar ödeyecek… Örneğin, sadece yol yapmak sadece inşaat yapmak için, satılan kurumlar (Özelleştirmelerle Yapılan Satımlar) sadece tüketme kaynak yaratmak için alınan borçların toplumumuza maliyeti yok olmuyor, ödenmek üzere yaptığımız her harcama borç hanemize yazılıyor..
Aldığımız borçları ne yapıyoruz, sattığımız arsalardan, fabrikalardan, kurumlardan gelen paraları ne yaptık? Bunlar bizim ekonomik değerlerimizdir, bu değerleri sattığımızda yerine daha değerlisini mi yaptık, yoksa buradan gelen paralar tüketmemi gitti? Bu soruları sormadığımızda, biz toplum olarak bırakın ilerlemeyi, gelişmeyi, büyümeyi ben küçüleceğimizi iddia ediyorum… Nu iddiamı da şuna dayandırıyorum… Örneğin Türk Telekomu sattık, bunun yerine uluslararası pazarlarda rekabet edecek bir yazılım geliştirdiysek sorun yok, buradan edindiğimiz kaynaklarla her ilçeye bir hükümet konağı, her ilçeye bir adliye yaptıysak sorun var, hem de büyük bir sorun var demektir… Özelleştirmeyle elimizden çıkan iletişim şirketlerinin topluma maliyeti hesaplanmalı, yap işlet devret modeliyle yapılan son köprü ve alt geçitlerinde topluma maliyetleri iyi hesaplanmalı, yapılan her iş, alkışlanmazdan önce, bunların milletimize karı ve zararı, maliyeti faydası çok iyi hesaplanmalıdır… Hesaplanıyor mu? Bundan şüphelerim var…
Bu şüphelerimi de sattığımız kurumlara, şirketlere, topraklara rağmen hala hızlı bir şekilde borçlanıyor ve bunun karşılığında araba markamızı, kullandığımız bilgisayarları ve yazılımlarını üretemiyorsak… Yöneticilerimize bu durumla ilgili soru sormayacakmıyız? Adliye, Ceza evi, Hükümet konağı, trafik yoğunluğuna bakmadan her yere çok şeritli yol istemiyoruz, daha çok fabrika istiyoruz ki… Gençlerimiz iş, toplumumuz güç sahibi olsun… Selam ve Sevgilerimle…
hÜSEYİN bENEK -27.9.2017 – vatandasfikri.com
|