|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
ALANI DARALAN SİYASET ÇÖZÜM ÜRETEMEZ |
SİYASETİN ALANINI DARALTAN UNSURLAR
Siyaset çözüm üretme sanatıdır, bunun üzerinde kutsallar, milli menfaatler, liderlerin baskısı, düşünen ve düşünceden dolayı oluşumun içinde olmayıp iktidarda olmanın getirilerinden yararlanma, nitelikli değil paralı insanların seçilmelerinin sağlanması ve en önemlisi demokrasinin partilerde işletilmemesi, son olarak da kadınların ve gençlerin etkili bir şekilde olmamasıdır. Ayrıca güçler ayrılığı ilkesini bazı iktidarlar kendi alanlarına müdahale gibi görmektedir, bunun amacı ise gücü paylaştırarak demokratik dengeyi korumaktır. Partiden partiye değişmekle beraber birçok partimizde bu hastalıkların ya hepsi, ya bir bölümü ya da birkaçının bulunması siyasetin alanını daraltmaktadır. Daralan alanda siyaset çözüm üretmekte zorlanmaktadır. Ayrıca güvensizliğe de neden olan bu durum demokratik uygulamalar yaygınlaştıkça aşılacaktır.
Bu aşağıda sıraladığımız eksikliklerin yanına sizde bazı şeyler ekleyebilirsiniz çözüme katkı sunmak için, böylece 50 yıldır uyutan siyasetten ülkenin gelişmesine katkı sunan, yöneten siyasete geçebiliriz. 50 yıl gerisinde ise uyutan değil uyuma numarası yapacaksın diyen bir siyaset vardı, şimdi vatandaşlar biraz olsun dikkate alınıyor. Ama demokrasilerin temel mantığı ise vatandaşlar adına vatandaşların oyları ve seçimleriyle oluşturulan yönetimler aracılığıyla halk dikkate alınarak yönetim sergilenmesidir. Bu yasa çıkarmadan alınca, vergilendirmeye, eğitim sisteminin yapılandırılmasından alınca, halkı ilgilendiren bütün kararlarda katılımı sağlanmalı düşünceleri alınmalıdır, genel kanaatin dışında düşünenlerinde rahatsız olmayacağı veya kabul edeceği değişiklikler yapılmalıdır. Böylece barış ve huzur içinde yaşayan toplum ortay çıkarmış oluruz. Böylece çözüm üreten, yöneten yönetirken de vatandaşları dikkate alan devlet, hükümet ortaya çıkar. Ayrıca hükümetler, kendi çözümlerini halkla tartışarak kürtaj olayında olduğu gibi çözüm önerilerini ortak akla vurarak doğruluğu ve kabul edilebilirliliği test edilmiş olur.
Böyle bir iktidar kararları tabana yaymış ve alanını genişletmiş olur. Şimdi aşağıda siyasetin alanını daraltarak sorunların çözümsüzlüğe iten demokrasi dışı davranışları hep beraber görelim…
1-Kutsalların siyaset işinin içine sokulması pazarlık gücünüzü azaltacak sizi bağlayacak ve çözülecek sorunların çözülemeyeceği kanaati oluşacaktır. Bu nedenle hangimizin kutsalı olacak, karşı taraf da kutsalıyla masaya oturursa, bu kutsallar hepimizi etkileyecek, çözüm alanımızı daraltacaktır. Oysaki biz demokratik laik sistemde adil davranışlar sergileyerek olaylara yaklaşacağız. Kutsallarımızı masaya koyarak değil yüreğimize koyarak siyaset yapacağız. Böylece kutsalların siyaset alanını daraltmasına ve siyasete bulaşan kutsalın yıpratılmasına izin verilmemiş olacaktır.
2-Milli menfaatler, siyaset genellikle milli menfaatler için yapılır; ama milli menfaatleri ileri sürerek farklı düşünüşdekileri ve muhalefeti susturursak olay geniş bir manada tartışılmaz. Kim çok milli menfaatten bahsediyor ve sesi gür çıkıyorsa o haklı olur. Siyasetin temel nedeni milli menfaatlerin ve toplumsal huzurun tesisi, refahın ve mutluluğun artırılmasıdır. Bunun aksi bir siyaset ve siyasetci düşünülemez. Ama burada devreye girecek olan yöntem, aynı zamanda milli menfaatler kadar adaletli bir çözüm aramak ve bulmak olmalıdır. Sizin milli menfaatiniz varda karşıdakinin yok mu? Bu nedenle amaç milli menfaatleri korumak ama bir üst daha varki adaletli olmaktır. Böylece çatışmaların, savaşlarında önüne geçmiş oluruz diye düşünüyorum…
3- Lider baskısı olayların iyi değerlendirilmesine engel bir yöntemdir, ülkemizde aşağı yukarı birçok partide bu hissedilir ve çatlak ses dedikleri ama bana göre degişik düşünce ortaya cıkmasına engel olan lider, dirayetli lider olur. Oysaki hepimiz biliriz çatlak ses demek olayı değişik açılardan değerlendirmek demektir. Size yıllar önce kimin olduğu tartışılan bu Kardak kayalıkları olayını anlatayım, Komşumuz Yunanistan’dan vatandaşı iki gazeteci kayalığa ne düşünerek yaptılar bilemiyoruz ülkelerinin bayrağını dikmişler. Bizim yöneticilerimizden hemen yüksek perdeden alın o bayrağı yoksa alırız açıklamaları yapıldı, yunan gemileri kayalığı gözlem altına aldılar. Bizim komandolar geçe karanlığında onların bayrağını indirip bizimkini dikmişler. Koruma altındaki yere çıkarma yapmak çatışmayı göze almaktır. Ama milli mesele, lider doğrusunu bilir diye olayı iyi değerlendirmeden açıklama, müdahale yapılırsa ya çıkarma anında fark edilip de ateş edilerek o genç askerler şehit olsaydı …. Çok basit bir kayalık ve kimin olduğu belli olmayan bir kaya parçası yüzünden savaş çıksa savaşsak orayı almış bile olsak uluslar arası bakış açısıyla değerlendirmeden, sorunu çözmüş sayılmayız. Örnek, Kıbrıs hala kimse tanımadı sanırım bir biz, birde Pakistan tanıdı… Kıbrıs konusunda haklı olmamıza rağmen sorun 35 yıldır çözülemedi ve yakın tarihte çözülecegede benzemiyor. Adaletten uzak sadece çıkar öncelikli düşünenlerin dünyaya ve bize hediyesidir.
Liderin düşünülmeden yapılan etkinliğini frenleyecek bir mekanizma oluşturulmadıkça böyle sorunlarla karşılaşacağız. Bunu nasıl yapabiliriz seçilen milletvekillerini, belediye başkanları ve yerel meclis üyelerini lider değil, partinin üyeleri, partinin il ve ilçe kurulları seçmedikçe lidere itaat siyasetçilerin yanlışa onay vermelerine neden olur. Ne parti, nede ülke liderin hem partiyi hem de ülkeyi demokratik kaidelere göre yönetecektir, yönetmelidir. Yönetmediğinde biz demokratlar yönetmeye zorlamalıyız…
4- Parti kadrolarındaki seçimlerde parası olanın öne geçtiği, partililik bilinci olsun, düşünsel nitelikle olsun, dürüst Ahlak sahibi olması olsun geri plana atılmış, para yardımı yapan öne geçmiş, eş dost, akrabaların üye yapısını etkileyecek şekilde tek yönlü kayıtlar yapılmış, her haliyle begenip begenmemeye, düşüncelerine katılıp katılmamaya bakmaksızın kendi hemşerisini seçenlerden, kendi akrabalarını seçenlerden oluşan üye yapısı demokratik ön seçime geçmeden değerlendirilmelidir. Partinin düşüncesine ters de olsa sırf parası ve akraba bağlantısıyla seçilenlerin partilerin düşünsel dengesini bozduğu da aşikârdır. Daha demokratik uygulamaya geçmeden onun da suyunu çıkardık, biraz her şeyi kendimize benzetinceye kadar Din gibi, demokrasi gibi, siyasal sistemler gibi inanç ve düşünsel karşılaşmalardan birazda biz etkilensek diyorum… Bizi din etkileyecek biz dini degil, bizi demokrasi etkileyecek demokrat yapacak yoksa demokrasiyi kullanarak yönetime gelirim ondan sonra işimi görürürm mantığı siyaset ortamını kirletmektedir. Bir siyasi sistem, demokratik, sosyal demokrat, liberal, muhafazakar her ne ise biz hangisini tercih ettiksek biz ondan etkilenecegiz, yoksa onu çıkarımız doğrultusunda eğmeyecek bükyecegiz.
5- Partilerde ve sivil toplum örgütlerinde işleyişin demokrasiden uzak olmasıda siyaset alanının daralmasına neden olmaktadır. Kendi imkanları ve nitelikleriyle seçilip gelmeyen kişiler ilçe, il başkanı, genel merkez yöneticileri ve en üst lider ve seçici olmasından dolayı en çok liderin işaretine bakmaktalar ve o ne derse kesin doğru olduğu düşünülmektedir. Peygamberlerin bile düşüncelerinin tartışılarak karara varılan bir İnancın ve kültürün mensuplarına ne oluyorda bu kadar itaat edilen lider kadroları yaratıyoruz. Demokrasi itaat edilen ve itaatı öneren bir sistem değil ortak akılı bulmak için düşünceler arası tartışma ve seçim yoluyla iyi olanı bulmayı amaçlar. Oysaki bizde partilerimiz, sivil toplum örgütlerimiz tahrikat seviyesine indiren tartıştırmayan ve iteat bekleyen bu duruma bir an önce son vermeliyiz. Tahrikatda şeh, şıh her neyse bilğisiyle ve öngörüsüyle, mürüdinin gazıyla uçmaktadır. Ama lider uçarsa burnumuzun nere dıkalaçağını bilemeyiz. Partilerin ve STÖ leri demokrasinin en vazgeçilmez unsurlarıdır. Burada demokratik bir zafiyet bütün sisteme sirayet edecek ve vasat, aksak bir demokrasimiz olacaktır şimdi olduğu gibi….
6 - Kadınların ve gençlerin partilerde sayılarının az olması öncelikle bu kalabalık grupların demokratik temsilin dışında yer kalmalarına neden olmaktadır. Bu sorunun çözülmesi için gençlerimizle ve Kadınlarımızla bütün örgütler ister barışmalı deyin, sanki dargınlık var gibi uzak durmaktadırlar. Hiç zaman geçirmeden partilere ve örgütlere davet edilmeli gençler ve kadınlar. Bu yapının içindeki kurumların sahibi gibi hareket edenler, bu yapılarda artık sanırım kendileri de vasatlıktan kurtulmak isteyerek demokratik kuralları İnşallah işletirler. İşletmezlerse biz demokrat kadınlar, gençler, erkekler bu kurumlara girelim ve demokrasi talep edelim, kovdular diyelim kapıdan kovarlarsa bacadan girelim derim.
7- Bütün buraya kadar gördüğümüz yukarda ki, eksiklikler yasamaya yansımaktadır, bir hükümetin başkanı bakanımla konuştum, yasa çıkacak diyecek kadar otorite olduysa meclisin üzerinde orada demokrasi işletilemiyor diyebiliriz. Artık özel durumlara göre yasalar yapılır, otoriter lider ne istiyorsa demokratik kurallar, hukuk kuralları aşılarak talimatla yasalar çıkarılır. Şimdi bu durumu birde başkanlık sistemine taşırsak artık otoriter yapı çıkmaması için sadece dua edebiliriz. Ama Allah çalışanlara ve düşünenlere yardım ettiğini söylüyor, biz bütün düşünce yetilerimizden vazgeçerek, bütün düşüncelerin liderden çıkacağını varsayarsak, kendimizi yok saymış oluruz.
Kendini yok sayanları otoriteler ve başkaları hepten yok sayar. Fikri Adil
8-Güçler ayrılığı ilkeleri siyaset alanını daraltmaz aksine sorumlulukları ve güçleri paylaştığından dolayı iktidarların elini güçlendirir, hem yasamayı, hem yürütmeyi, hem de yargılamayı kontrol eden bir hükümetin firen sistemi yok demektir. Bu nedenle güçler ayrılmış herkes doğal alanında işini yaptığı sürece de sorun olmamıştır. Sorun kendi sınırlarını diğer güçler aleyhine genişletmeye çalışan güçten kaynaklanır. O zaman karşıdaki güç kendini savunmak için taraf olur, devlet içinde sanki çok başlılık söz konusu izlenimi verilir. Bu nedenle devletin iktidar gücünün dağıtılması demokrasinin iyi işlemesi ve herkesin alanlarına saygı duyularak işini yapması siyasetin alanını genişletecektir.
Son olarak siyasetin alanının ve elinin güçlenmesi için demokratik kurallara uyulması gerekmektedir, ayrıca parti içinde farklı bir ses varsa, toplum içinden o anki sorunla ilgili farklı çözüm önerileri geliyorsa değerlendirecek olgunlukta ve demokratik kültürü özümsemiş olmalıyız. Yoksa idare ediyoruz derken idare ediliriz otoriter yapılara farklı öneriler sunmaktan çekinen insanlar evet efendimci, doğru efendimci, her kararınızı alkışlayan tipler olur ki bizde yanlışımızı görememeye başlarız, bizde kendimizi çok büyük bulunmaz sanarak hatalarımızdan dönemeyiz. Aslında otorite kuralım derken farklı düşünceleri susturduğumuzu anladığımızda demokratik siyasetin alanını genişletmiş olacağız selam ve sevgilerimle…
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|