ÖLÜM YİNE ERKEN ÇALDIN KAPIMIZI
Ölüm Üzerine Türk kültürü Ne Der, Bizim Acımızı Ne Hafifletebilir?
Ölüm yine kapımızı zamansız çaldı, ölümün zamanı mı olu demeyin, yaşam bir evreler yaşamı, bebek, çocuk, genç, orta yaşlı ve yaşlı, evresini tamamlayanlara sıralı, zamanlı, eceliyle öldü deriz.. Ya daha gençliğini tamamlayamayanlara ne diyecegiz? Oğlum Yusuf Benek, Arkadaşım Süleyman Tamkoç’un oğlu Ahmet Buğra Tamkoç, gibi daha hayatlarının baharında ölümü yaşayanların ölümüne sıralı ölüm diyebilirmiyiz? Ancak zamansız gelen ölüm, ölüm yine kapımızı erken çaldı diyebiliriz… Yusuf’a, Ahmet Buğra’a için dua ediyoruz, Allah onları adaletiyle, merhametiyle, iyililerle degerlendirsin diyoruz… Ölüm üzerine çok şey denir, her kültürün ayrı bir yorumu vardır, bizim Türk kültürü ölüm üzerine ne der, onunla devam edelim mi?
Türk kültüründe ölüm, ölene hem derin bir saygıyla saygıya dayalı törenle, dualar edilir,, onun ruhuna, hayrına, onun adına sevap yapmak anlamıyla ikramlarda bulunulur. Bu sadece öldüğü, ana mahsus bir uygulama degildir…
Ölüm Bir daha görüşülmeyecek olan ayrılığın, özlemin adıdır.
Ölüm, yaşamın doğal bir parçası olarak kabul edilsede gönül bunu kabul edemez, Hele hele birde Ysuf gibi Ahmet Buğra gibi 30’una bile gelmeyen iki genç söz konusuysa… Ölüm anında dini gelenekler ile toplumsal dayanışma ön plandadır, akşam yine Ahmet Buğra için kurulan taziye yerine gittim, ben oradayken en 3-4 defa doldu taştı taziye yeri… Biz Türkler İslamiyeti tercih ettikten sonra Türk kültürü üzerindeki dini inancın etkisi daha çok olmaya başlamış, ölümle ilgili uygulamalar genellikle dini uygulamaya dayanır, ancak yerel adetler ve Anadolu’nun kadim gelenekleri de bu cenaze defin işlerinde etkisi vardır… Defin İşi Bana Kalırsa Bir Vedalaşma Törenidir, Onu Başka Bir Aleme Yolcu Etme, Uğurlama Törenidir…
Ölüm,istemeyerek hayattan ayrılığın adıdır…
Türk kültüründe ölüm sadece bir son değil, aynı zamanda başka bir evreye geçiş olarak görülür. Bu nedenle, ölen kişinin ruhu için dua etmek ve onu hayırla anmak önemlidir.
Daha sonrası için de 40’ı, 52’si gibi bilinmez aleme uğurladığımız canlarımızı unutmadığımızı gösteren onu iyi anılarla anarak, onun adına iyi güzel olarak bilinen şeyleri yaparak onu hem bir anma, hemde onun ardında onun adına sevap gönderme diyebilecegimiz Salih ameller göndererek onu anmaya devam ederiz… "Mevlid" okutulması, yani Peygamber Efendimiz’in doğumunu anlatan metinlerin belirli günlerde okunarak ölen kişinin ruhuna hediye edilmesi gibi gelenekler vardır… Yedinci gün, kırkıncı gün ve elli ikinci gün gibi belirli zamanlarda toplanıp dua edilmesi de geleneklerdendir. Bu toplanmalarda helva, pide dağıtılması, hem ölenin adına bir ikram hem de birlikteliği pekiştiren bir yöntem olarak düşünülmektedir… Türk kültürüyle ölüm üzerine düşünmeye devam edecek olursak…
Türk kültüründe ölümle ilgili bazı batıl inançlar da vardır. Örneğin, cenaze evinde aynaların örtülmesi ya da ölen kişinin eşyalarının hemen dağıtılmaması gibi uygulamalar, hem dini hem de kültürün unsurlarıyla karışmış uygulamalardır…
Ölüm, kontrolsüzce vedalaşmanın adıdır…
Sonuç olarak, Türk kültüründe ölüm, hüzünle birlikte bir araya gelmeyi, anmayı ve ölen kişinin hatırasını yaşatmayı içeren gelenekler içermektedir… Bu gelenekler, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde insanların acıyla başa çıkılmasına yardımcı olduğu düşünülür…
Ölüm, Bebek, Çocuk, Gençlerin zamansız aramızdan ayrılışının adıdır…
Ağıtlar, ağlamalarla, özellikle kırsal bölgelerde, Türk kültüründe ölümü duygusal olarak ifadenin yolu olarak kabul edilir… Yakınlarının acısını dile getiren bu sözlü gelenek, zamanla yerini daha sessiz bir yas tutma biçimine bıraksa da hâlâ bazı bölgelerde görülür. Öte yandan, "baş sağlığı" “Sabır Dilekleri” ziyaretler, acının paylaşılması, toplumsal dayanışmanın bir göstergesi olarak kabul edilir… Komşular, akrabalar ve dostlar, yas evine yemek getirerek, yapılacak ikramlara katkılar dunarak ailenin yükünü hafifletmeye çalışır. Ailenin yükünü hafifletmeye çalışsalarda…
Ölüm: Yusuf, Ahmet Buğra Gibi Yapacaklarını Yarım Bırakarak Hayata Veda Edişin Adıdır…
Ateş düştüğü yeri yakar deyiminde olduğu gibi acıyı yaşayan Aileler, hemde evlat acısı yaşayan ailelerin acısı nasıl hafifletilir bilmiyorum.. Cenaze anında acı hafifletilsin diye sakinleştirici igneler yapıldığına sık sık tanık oluyorum, hiçbir sakinleştirici Yusuf ve Ahmet Buğranın Annesini sakinleştirmez bunu yaşayarak gördük… Yinede, sabır dilekleri iletiliyor, eş dost akraba acılarını paylaşmaya çalışıyor, Yusuf ve Ahmet Buğraya Allahtan Rahmet Diliyoruz.. Onları iyi anılarla anarak, Yusuf ve Ahmet Buğra adına Salih ameller hediye göndermeye devam edeceğiz.. Onları Allaha Emanet Ediyoruz, bizde acımızı dindirmeye çalışıyoruz, Allah dan canlarını kaybedenlere sabırlar diliyoruz.. Selam ve Saygılarımla…
Ölüm, Yaşamın Düşmanıdır, Ondan İntikamı İyi Yaşayarak Almak Lazımdır…
Hüseyin Benek – vatandasfirki.com – 24.2.2025
|