EKONOMİK GELECEK
(Ekonomik Geleceği Nasıl Görüyorsunuz?)
Her kişinin, her toplumun kültürel, fiziksel geleceği olduğu gibi bir de ekonomik geleceği olur? Gelecek, yüzde yüz bilinemez ama öngörülebilir… Bu ekonomik bir gelecek tahmini ise daha da kolaydır, neden mi?
Örnegin, gecen sene Temmuz ayında enflasyonunuz ne oldu, ithalatınız, ihracatınız nasıl gerçekleşti, faiz oranları neydi, işsizliğiniz hangi orandaydı, üretim tüketim, tasarruf oranlarınız neydi, mevduat, kredi kullanma karşılaştırması, döviz rezervleriniz nasıldı, bu Temmuz da nasıl? Bu göstergeler bize, bizim ekonomimizin mevcut durumunu ve geriye dönük karşılaştırmalarla gelecek durumunu gösterir böylece ekonomik geleceğimizi öngörebilirsiniz/öngörebiliriz… Bunun için devletin kurumları vardır, bunun için akademik camianın çalışmaları vardır, yeter ki biz, bu bizi uyaracak olan uyarıcıları, bu çalışmaları dinleyelim ve yararlanalım… Yararlanıyormuyuz, orası şüpheli..
Eldeki geçmiş dönem verileri, şuan ki veriler bizi ülke olarak zor bir ekonomik gelecek bekliyor diye uyarıyor.. Bunlardan biri geçen son 10 yılın en yüksek enflasyonunu yaşarken ekonomimiz, aynı zamanda da ekonomik durgunluk yaşıyor… Öte yandan kendi üretimimize ve tasarrufla oluşan kaynaklara dayanmayan ekonomimiz dış kredi ve finansman daralması yaşıyor, ekonominin tüm tarafları(Devlet, Özel Sektör, Hane Halkı) borç çevirme sorunları yaşıyor… Sürekli dışardan gelen sıcak parayla ekonomimizi iyice ısıttık, bunun sonucu kur ve faiz artışı tetiklendi…. Şimdi ise ve dünyada ki ekonomilerle kıyasladığımızda çok yüksek olan enflasyonumuz daha da yükselecek gibi… Yüksek Enflasyon demek, alım gücümüzün düşmesi demektir… Örnegin, kur atışına dayalı olarak akaryakıt fiyatlarının artışını engellemek için içindeki ÖTV’yi düşüren yetkililer seçim sonrası onu bir iki puan fazlasıyla fiyatlara yansıtacaklardır… Enflasyon neden olur, yani fiyatlar neden yükselir?
Mal ve ürün talebi fazladır, mal ve ürün üretimimiz talebimizden, tüketimimizden azdır… Bunu örneklendirmek gerekirse…
Patatesler depolarda çürüyor, ihracat kolaylığı sağlansın dendi, sağlandı ne oldu, patates fiyatları patatesleri ihraç ettiğimizden dolayı 5-6 lira oldu… Fiyatlar neden arttı piyasadaki patates tüketimini dikkate almayarak, patateslerimizi yurt dışına sattığımızdan dolayı.. İster finans açıkları, ister tüketim malı açıkları nihai olarak ya ithalatla, yada borçlanmayla çözülüyor, bunun şuanki kur fiyatlarıyla bize maliyeti ise…. Bir yıllık dış borcun bize en ucuz maliyeti döviz cinsinden faizle %5, bunu TL’ye çevirerek, bankalar aracılığıyla kredisi dönüşmesi için, kendi para birimizle maliyeti ise en düşük %24 dür… Bu maliyet üzerinden hareket edersek, içinde yaşadığımız yıl ve gelecek yıllarda enflasyonumuz daha da yükselecek demektir… İşte ekonomik gelecek böyle öngörülüyor, biz öngörmeyi istemiyoruz ki!!
Gelecegi mi öngörmek istiyorsun, al eline akıl büyütecini, son 10 yılda borçluluk oranımız nasıl artmış bak, bu hızla gidersek ne olur, Allah aşkına bir sor… Mesela son 10 yılda sadece özel sektörümüz milli gelirin yüzde 30’u kadar borçlandı, bunu gör, görelim…
Bu arada 140.000 yeni trilyoner yarattık, bunların yarısı fakir trilyonerse yarısı zengin trilyoner, yani kazananlar var… Ama kaybedenler daha çok, 79.860 000 kişi kaybedecek, kaybediyor bu daha çok da galerici, emlakçı, benzinlik sahibi, inşaatçı gibi üretimden uzak olanlar kazanıyor… Kim kazanırsa kazansın, paraların aşırı şekilde piyasadan bazı kişilere çekilmesi de daralma sorununu tetikler… O, onu tetikler, bu, bunu tetikler derken… Ekonomideki geleceğe doğru bizi zor bir tablo bekliyor… Bunu geçmiş on yıla bakarak ben görüyorum, heyy siz siyasetçiler, sizde görün, tüketim frenine basın, üretimin, tasarrufun gazına basın ki ülke ekonomik olarak kaza yapmasın…
Felaket tellallığı yapmak istemem, ayrıca iyimser de biriyim, ama sanki yeni bir 24 Ocak kararları geliyor gibi bir his var… Bu ekonomi yönetimine iki soru soruyorum, bir, 4-5 sene önce Ahmet Davutoğlu dönemin de açıklanan ekonomik dönüşüm politikaları uygulansaydı, bu noktaya gelirmiydik? Gerçekten de durumumuz 24 Ocak öncesine benziyor mu? Soru sormamaya odaklanmış bir yönetime ve topluma soru sordurtmak zor biliyorum, ama ekonomik gelecekten de kaygı duyduğum için soru sormak zorunluluğu hissediyorum… Son Soru ekonomik geleceği ben iyi görmüyorum, ya siz?? Umutsuzluk içine düşmek, düşürmek istemiyorum, kapanan dükkanları görüyorum onlarla konuşuyorum, et ithalatında ve bunu iki market aracılığıyla dağıtımı yapıldığın da kapanan kasaplarla konuştum… Lütfen kamu savurganlığının önüne geçin, lütfen piyasaya inin yönetici olarak değil dertdaş olarak… Selam ve Saygılarımla…
Hüseyin Benek --- 27.6.18 --- vatandasfikri.com
Kaynak: Ugur Gürses Hürriyet Gazetesi Yazarı
|