MUHALEFET, İKTİDAR İLİŞKİLERİ
Siyasal sistemlerin yazılı anayasal hukuk kuralları, bir de yazılı olmayan, gelenekselleşmiş siyasal kaideleri, kültürleri, vardır… Yazılı hukukun olmadığı, işlemediği alanlarda bu ilkelere, değerlere dayalı kültür işler… Siyasal sistemin topluma iyi anlatılarak rızaya dayalı meşruiyeti, gönüllü olarak toplum tarafından kabulünü sağlanacak kadar toplumsal bilinçle hukuki, siyasal, sistem desteklenirse.. O siyasal sistem, sosyal sistemle sentez yapılmış ve toplumsal tabanı olan bir sistem olmuş, olur… Biz de durum nedir? Ben oldum olası, toplumun kılcal damarları diyebileceğimiz sosyal tabanda T.C aleyhine, Cumhuriyet, Demokrasi, Güçler Ayrılığı, Laiklik gibi siyasal sistemin temel ilkeleri aleyhine, dini görünümlü cemaatler eliyle sürekli olumsuz bir propaganda yapıldığı görüyorum, biliyorum hepimizin de malumudur. Bu propagandadan etkilenen cemaat mensupları organize bir biçim de siyasal partilere girerek, demokrasi dışı aldıkları kültürle siyasal partilerde görev almaktadırlar… Şimdi demokratik örgütlerde, şeyhinin karşısında meyyit taşındaki ölü gibi olmayı kabul edecek kadar itaat kültürü almış kişinin, ülke yönetiminde yöneticilerin yaptığı yanlışına nasıl itiraz edebileceğidir… Öte yandan partisinde, cemaatin organize, kişisel, kurumsal destekleriyle lider olması halinde, parti üyelerinden aynı şeyhinin kendisinden beklediği, ölü gibi itaati bekleyeceği, parti içi muhalefete nasıl izin vereceğini düşünülebilir ki?
Demokrasinin işlemesinin yegane örgütleri olan partiler, artık neredeyse cemaatleşmişlerdir, bir partide liderin karşısına alternatif aday çıkamamakta, çıkabilen partilerde ise gün be gün parti tüzükleri değiştirilerek aday çıkmasının önüne engeller konulmaktadır… Olan durum aşağı yukarı budur, bu parti liderlerinin, demokratik bir seçimle iktidara gelmesi durumunda, muhalefete nasıl davranacağı, muhalif entelektüellere, akademisyenlere, yazarçizere, gazetecilere nasıl davranacağı aldığı içine doğduğu ailede, içinde bulunduğu cemaatlerde aldığı otoriter kültürün… Ya da alamadığı demokratik kültürün siyasal partilere yansımasını siyasal hayatımızda sık sık görüyoruz…
Oysa demokratik anlayışın dayandığı siyasal anlayış ile otoriter yöntemlerin siyasal anlayışları çok farklıdır… Arada ki farka kısaca bakarak yazıyı bitirelim mi?
Otoriter olarak yetişmiş, yetiştirilmiş kişide, oluşturulmuş kurumda siyasal, ekonomik, fiziksel gücü elinde kim bulunduruyorsa, o hep haklıdır… Eleştiri, itiraz, tepki yoktur, böyleleri varsa grupta cezalandırılır, ıslah olmazsa atılır… Tek seslilik hakimdir, güç tek merkezde, genelde liderde, önderde toplanmıştır… İstisnalar dışında Lider değişimi, ancak dini cemaatler de olduğu gibi ancak ölümü halinde olabilmektedir…
Demokratik olarak yetişmiş kişide, oluşturulmuş kurumda güç paylaştırılmıştır, demokrasilerin en temel ilkeleri demokratik, yönetimde iyi bir temsil sağlayacak seçimin yanında, olmazsa olmaz ilke, yasama(Meclis) yargı (Adli Sistem) yürütme (hükümet etme) güçler ayrılığı ilkesi gereği devleti gücü çeşitli kurumlara dağıtılmış olmasıdır… Bunun nedeni, devlet yönetimin de denge ve denetimin sağlanmasıdır… Demokratik sistemlerde vatandaşların seçilmiş, seçtikleri yönetimlere tepki göster hakkı, gösteri ve yürüyüş yapma hakkı anayasal bir haktır… Eleştiri ise daha iyi arayışı olarak kabul edilir ki, eleştirmenler demokratik toplumların saygın, sözü dinlenir kişileridir.. Otoriter toplumlarda ise eleştirmenlere en uç örnek vermek gerekirse, kıyma makinesiyle parçalandığı düşünülen gazeteci Cemal Kaşıkçı, bir örnektir…
Ben şu iyi, bu iyi demeyi sevmem, bilgiye, deneyime dayalı akıl, vicdan neyi öngörüyorsa onu tercih edin derim… Dünya, insanlık deneyimine bakalım, hangi sistem daha iyi işliyor, toplumlarına barış, huzur, refah getiriyor onu tercih edelim ne dersiniz? Bu tercihimiz bilgiye dayanırsa sağlıklı tercih olur, sağlık tercihlere, daha demokratik muhalefet iktidar ilişkilerine dayalı bir siyasal sitemde, bunun yansıdığı sosyal hayatta adalete, ahlaka dayalı barışını, huzurunu, refahını oluşturabilmiş bir toplum olarak mutlu yaşamak dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 9.6.2020 – vatandasfikri.com
|