|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
YORAN TOPLUM SENDROMU |
YORAN TOPLUM SENDROMU
Toplumlar geleneksel kültürel degerlerin gönüllü uyumunun yanı sıra evrensel degerlerle yapılandırılmış yazılı hukuk kurallarına dayalı bir toplumsal hayat normları oluşturarak buna dayalı toplumun normal saydığı davranışlar edinirler. Böylece toplumsal haytta ki bu gönüllü uyum bizi yormaz. Varsayılan durum budur, ama var olan durum genelde çeşitli nedenlerle farklı olur, nasıl mı, işte bu yazmızda bunun üzerinde durmayı düşünüyoruz.. Sizin de bu konuyla ilgili paylaşımlarınız olacaksa ortak bir tartışma başlatılım ne dersinizni bunun için, size bir e-posta veriyorum konumuz "yoran toplum sedromudur" bu konuya dahil düşünsel paylaşımlarınızı bekliyorum…E-posta filozofca-65@hotmail.com adresine düşüncelerinizi gönderebilirsiniz… Şimdi nedenlerine bakalım, ney miş nedenleri?
1-Kültürel degerlerin degersizleşmesi
Kültür bir şeyi degerli bulur ve yaşanılan topluma bunu önerir, bu öneriler aynı zamanda bizim içine doğduğumuz toplumun bize kültürel aktamıdır. Bak şu din iyi, bak şu davranış bu dine uygun, bak hele şu siyasi düşünce tam bize göre, bak şu sıcak yakar, bu soğuk üşütürsün gibi, tabir caizse bize hayata dair tiyolar verirler. Bu bilgilerin bir bölümü somuttur bir bölümü ise soyuttur, somut bilgiler pek degişmez su bogar, düşersen bir yerlerin kırılır tecübe yapma ihtiyacıda duymayız bazende kazara yaşananlardan dolayı kırılacabilecegimize, boğulabilecegimize tanık oluruz. Burada sorun olmaz sorun olan alan, degerin ahlak boyutundadır, bize doğduğumuz da verilen bilgilerle bizim ahlaksız saydığımız davranışlar, normal olduğuna ianadığımız davranıştır. Sonra hayatın içinde haberlerden, okuduklarımızdan, belgeselerden, kitaplardan edindiğimiz bilgilerle toplumun bize sunuduğu ve aynı zaman doğruluğunu sorguladığımızda ortaya çıkan çelişkidir aslında yoran toplum sentromunda ki kültürel degersizleşme. Bizim doğru dediğimiz, ona başka kaynaklardan gelen bilgilerle yanlışlanan bilgilerin ortaya cıkardığı yorgunluğa yoran toplum sedromu diyebiliriz. Kafası karışan yeni kültürlediğimiz, bu bilgiyle kendine ilk verilen bilginin çeliştigini görer ve sorgulamaya başlar… çatışma, itiraz, yorğunluk dışlanma, gerilim yoran toplum sentromunun özellikleridir… Bu nedenle ki toplumlar kültürel refarmlarını düzenli aralıklarla yaplaılar ve kültürlerini güncellemelidirler.
Başka bilgilerle ve degerlerle karşılaşan kişi toplumun verdiği degeri önemsememeye başlar ki ve toplumuyla çatışır, çatışır… Buna kuşaklar arası çatışma deriz, fakat sanılanın daha ilerisidir, aslında kültürle verilen bilğilerin eskiyerek yenileriyle degiştirilememesi sonucu, degerlerin sanılan kadar degerli olmadığını ya da degersizliğini fark eden yeni kuşakların düştüğü çatışma durumudur. Bu çatışmalar kız/oğlan, erkek/kadın, genç/yaşlı ilişkilerinden alınca, ana baba çocuk ilşikilerine kadar yansır, gençlerde de bizde de yorgunluğa neden olur… Yoran toplum sedromuna hoş geldiniz…
2- Merkez(birincil) kültür, kenar(ikincil) kültür çatışması
Hepiz kendimizi bazı şeylerle ifade ederiz, kimimiz önce Türktür, sonra Mülüman, Kimimiz önce Müslümandır Sonra Türk, bunun gibi aslında farkında olalım ve olmayalım hepimizin içinde baskın bir kimlik ve ondan sonra kabul ettiğimiz ikicil, ücüncül kimler gelir. Tam bu noktada çatışma ve yorgunluk başlar. İçinde yaşadığınız toplum her şeyi kimlikleriyle degerlemdiriyorsa ki bizim toplum aşagı yukarı öyledir. Siz hasbel kader farklı bir kimlik önceliği olan grubla ister işyerin de ister yaşadığınız bölge de karşılaşırsanız bu sizin dışlanma, ayıplanma, hatta zaman zaman tacizlerle yorulmanız demektir. Oysaki terside olabilirdi siz bu öncül kimliğinizin ücüncül olarak dahi kabul görülmediği bir toplumda yaşar bulabilirdiniz kendinizi bu nedenle bu sorun empatiyle(digergamlılıkla) aşılabilir. Örnegin Ben önce kendimi Türk, Sonra Msülüman sonra da sosyal demokrat hissderim bu sıralamayı şöyle yapanlar Müslüman Türk Muhafazkar yapar ve bana baskı yaparlar, Bu sıralamayı şöyle yapanlarda Miliyetci Türk, Müslüman yapanlar da baskı yapar bu baskının çeşitli yollarını hepimiz yaşamışızdır. Buna bazıları mahalle baskısı derler, mahalle baskısının yoran toplum setromuna katkısı vardır ama ondan daha agırdır. 'Mahalle baskısını Şerif Mardin, şöyle anlatır, "'Mahalle baskısı' bilinmeyen ve sosyal bilimce ifade edilmesi çok zor olan bir havadır. Sosyal bilimciler bu kavramla birlikte yoran toplum sedromunuda araştırırlarsa çok isabetli olur."
3-Sistemin, demokratik sistemden ve laiklikten uzaklaştıracağı kaygısını yaşayanların yanı sıra yılladır edindikleri tercübelerden dolayı kednien bu sistemi baskı gibi gören grubların hissettiiği baskı ve kaygılar da yoran toplum sentromuna örnek gösterebiliriz.
Toplumun degeri üzerine inşaa ettiği yaşam tarzı ile devetin kabul ettiği sistemin dayattığı yaşam tarzının catışmalarına uzunca bir dönem tanık olduk. Bu türban yasagı ile hat safaya çıktı ve bu toplumsal gerlim türban takanları uzunca bir süre yordu. Şimdi ise tersi söz konusudur, laik ve batı tipi yaşam tarzıyla yaşayanlar hayatlarımıza müdahale edilir kaygısı taşımaktadırlar. Bu nedenle kaygının verdiği yorgunluk yoran toplum sedtromuna en iyi örneklerden biridir. Bu kaygı, örnegin türban serbestliğini bile laiklik dışı gibi algılama egilimininden beslenmektedir. Oysaki laiklik inanma ve inancını gergi gibi yaşamayı garanti ettiği gibi hakim inancın dışındakilere ve inançsızlara da karışılmamasını gereginin garantörüdür. Fakat bu benim ianacımı yaşayacaksın, benimdüşündüğüm gibi düşüneceksin emrivakileri bizim laikliği yanlış algılamamıza neden olmuştur. Demokrasiyide otoriter lider tavırları nedeniyle tam olarak işletemediğimizden dolayı toplumsal barışa hizmet etmesi gereken bu iki önemli toplumsal sistem fertlerin birbirne baskı aracına dönüşmesi yoran toplum sentromunu tetiklemektedir.
4-Siyasetle karışan din ve kültür siyaseti gergin hale getirmesi.
Siyasi tavırlarla, dini tavırların karışması, kültüre dayalı degerlerle siyasetin içli dışlı oluşu siyasi gerginlige neden olmakta toplum sürekli bir seçim atnosferi yaşar gibi sisyasetle içli, dışlı hale gelmektedir. Bu aşırı siyasileşmiş hal, kamu kurum ve kuruluşlarına, iş yerlerine, daha ilerisi kişisel tavırlara, kadar yansımaktadır. Bu ortam da egemen siyasi anlayıştan farklı düşünen kişlerin baskıyla ve dışlanmayla karşılaşmasın ve yoran toplum sedromuna neden olmaktadır. Siyasetle kültürün karışmasının en uç örneklerini yaşayan toplum, farklı düşünenleri kendine hakaret olarak algılamakta ve farklı olanı ötekileştirerek onu dışlamaktadır. Bu dışlayış dışlanan kesimleri yormakta ve toplumsal hayata katılımlarını zorlaşmaktadır. Böylece yoran toplum sedromuna kaynaklık eden bir faktörümüz daha olmuştur.
5-Tolumsal davranışa hazırlandığımız aile ortamında erezyona varan hızlı kültürel degişimler...
Şehirleşmeyle birlikte aile kültürünü aşan bir ortamla karşılaşmıştır toplumumuz, aile kültürünü sıkıcı ve baskısı bulan yeni aile fertleri bu duruma tepki göstererek aile içinde çatışmalar neden olmakta, bu çatışmalarda aile fertlerini yormaktadır. Yoran toplum sedromunun ilk ayagını ise aile içi baskının yanısıra zaman zaman şitdete varan davranışlarla aile fertleri yorgun düşürülmektedir.
6- İletişimin, haberleşmenin, ulaşımın artması sonucu artan etkileşim sonucu ortaya cıkan kültürel benzeşmeyi toplumların, dirençle karşılanması.
Kültürler ne kadar kendini savunursa savunsun, ne kadar direnirse dirensin, günümüz dünyasın da iletişim ve etkileşim kacınılmaz olmaktadır. Bu iletişime ve etkileşime yerel kültürler direnmektedir, bu direnme anında ki iki tavırlar, direnenler ve kabullenenler tavrı da kendi arasında çatışmalara neden olmaktda bir kabullenmeye dayalı yorgunluk iki kabullenenlerle kabullenmeyenlerin arasındaki daha az olsa da cereyan eden çatışmaya dayalı yorgunlukta yoran toplum sedromuna örnek gösterilebilir..
7- Yasaların ve davranışların ağırlıklı olarak yerel kültürel degerler yerine evrensel degerleden oluşması sonucu bu yasalara uymakta zorlanan vatandaşların davranışlara yansıyan küçük küçük kaotik ortamlar ve cezalarla toplum bireyleri yorar..
Bu durum toplumsal işleyişe üç haliyle yansımaktadır. 1- Evrensel kurallara dayalı uluslar arası prestij için göstermelik hazırlanan yasal düzenlemeler şekilin de cereyan etmektedir. Bu yasal düzenlemeler kah uygulanır kah uygulanmaz, ama kültürel tabanı olmadığı için toplumu yorar, Zinanın yasak olmamasını ön gören yasal düzenleme buna örnek verilebilir. 2- Yasa vardır, yasa bazı ileri gelenlere karşı uyuglanmaz yada yaptırımı olmaz, adece güçsüzlere ve iktidarlarla ters düşenlere uygulanır, bu durum da toplum da güvensizliğe neden olur yoran toplum sentromu ortaya çıkar. Buna iki örnek gösterebiliriz, birisi Şuan başbakanlığımızı yapan Tayyip beye şiir okudun diye ceza verilmesidir, digeri de ergenokon tutuklularıdır…
8- Degerlerinden uzaklaşan toplumun davranışsız kalması
Biz fark edelim etmeyelim degerler bizim gündelik hayatımıza davranışlar devşirir. Bu yalan konuşmak ayıptır, günahtırdan alınca ülke için gerektiğinde savaşa kadar giden bir davranış sinsilesidir. Ama degerlerini kaybeden toplum, yalan konuşmaktan alınca vergi vermemeye kadar, kedinsine ayrıcalıklar yatarmadan alınca ülke savunması askerlikten kaçmaya kadar bir dizi davranışsızlığa kayar ve davranışsızlığı aşmak için yasal düzenlemelerle toplum bizi zorlayarak bu sorumlulukları yerien getirmemisi sağlar. Bunları kendisine külfet olarak görenlere karşı uygulanılan bu zorlamaların verdiği örnekte yoran toplum sedromuna örnek gösterilebilir. Oysaki degerleri olan toplumlarda bu davranışlar gönüllük esasında yük olarak algılanmadan, bir vatandaş sorululuğu bilinciyle yapılır."" Degerlerini deger bilmeyen toplumlar, başka toplumların kölesi olurlar."" Fikri Adil
9- Kültürel ve dinsel degerlerle oluşacak olan kişisel adalet ve ahlak zihni yapılandırılmaması
Bana göre Adalet ve ahlakın üç kaynagı vardır, birincisi din, ikincisi ise felesefe, üçüncüsü ise insanın vicdanıdır. Din ilahi emirlere dayalı bir kaynaktır, adaleti ve ahlakı emreder. Felsefe ise insan aklıyla ulaşılan sonuçlardır, vicdan ise insan neslini korumak için ya Allahın yada genlerin bize verdiği ahlak ve adalet duygusudur. Bunlar bizi ahlaklı olunmasının toplumsal yaşayışı kolaylatıracağını önerir. Ama degersizleşen toplumlar bu üç kaynaktan da yeteri kadar beslenemez, bu nedenle yorgunlugu besleyen bir toplumsal yapı ortaya çıkar ve yoran toplum setromunu toplumda yaşayan adaletsizlik ve ahlaksızlıkta besler… ""Toplumlar her şeyle başa çıkar ama adaletsizlik ve ahlaksızlıkla başa çıkmak zordur. Bunlarla başa çıkmak için degere dayalı adalet ve ahlak toplumun en vazgecemeyecegi iki temel taştır."" Fikri Adil
10- Kültürün verdiği oto kontrolün kaybedilmesi
Kütür bizde normlar oluşturur ve bu normlara göre davranışlar sergileriz. Büyüklere saygı, küçüklere sevgi, kadınlara saygı, kızları önemseme, komşuluk ilişkilerini önemseme ve onları rahatsız etmemek gibi oto kontrolü sağlayan bir yapı önerir kültür. Kültürel olarak degersizleşen toplumlarda oto kontrol zayıflar ve konrolsüzlük alır başını gider. Bu kontrolsüzlüğün verdiği ortam da bizi yorar yoran toplum sentromuna kaynaklardan biriside oto kontrolünü kaybedenlerin çok olduğu toplumlardır. Degerini kaybeden toplum, kontrolünüde kaybeder. Fikri adil
11- İnsani başarımlar yerine Paraya dayalı başarının öncelenmesi
Degerler paradoksu yaşayan toplumda, insan ve insani davranışlar geri palana itilir, bu itilişle beraber kendini degerli hissedemeyen toplumun fertleri ruhsal yorgunluk yaşarlar. Her şeyi parayla ölcerken mesajımız şu olur, para önemlidir, sen insan olarak önemsizsin mesajını alan fertler ruhsal olarak yorulur ve hele bir de paraya ulaşamazsa daha büyük bir yorgunluk içince bocalar dururlar. Paraya ulaşanlarda ulaştıkları parayı koruma kaygılarıyla yorulurlar. Böylece toplumsal olarak paraya verdiğimiz ve insana vermediğimiz her deger biz de yoran toplum sentromuna neden olur. İnsanı degersizleştiren hiçbir düşünce insanlığa mutluluk veremez. Fikri Adil
12-Degerlerin yerine sahte degerlerin geçmesi
Her şeyde olduğu gibi insan degerleride ikame etme yoluna gider, degerlerinden uzaklaşan insan uzaklaştığı degerler yerine sahte degerler üretir. Bu bir artis hayranlığı olabilecegi gibi bir takımın fanatik tarafgirliği de olabilir. Bunun yanı sıra, arkadaş abartıları, cinsellik abartılarını da bu katogoriye sokabiliriz. Sahte degerlerin hepsi bizde rusal dinginllik yerine, daha bir arayışa neden olur ve daha taşınmaz yükler yüklerler. Artisin filmini izlememiz gerekir, takımın macına gitmemiz gerekir, meşru ilişkileri, degerlere dayalı ilişkilerin dışında yaşanılan cinsel birliktelikler de sömürülme ihtimali daha da artar… Luzumundan fazla deger verdğimiz her şeyin temelinde degersizlik yatar. Bu degersizligi aşmanın yolu ise idealler edinmektir. Bu ise yüksek iyi arayışıda diyebilecegimiz deger sinsilesidir. Degersizlikte görüldüğü gibi yoran toplum sedromunu besler…
""Her şeyin sanal olduğu yerlerde gercek tatile çıkar, gecekliği kaybden insan ise kendini kaybetmiş sayılır."" Fikri Adil
13- Çalışma hayatının yorması
Çalışma hayatın da ilişkiler nitliğe ve bu nitelikler üzerinden degerlendirmeye alınmazsa ki bizim bir çok iş yerimizde ya patronun yakınıdır, ya siyasi idarenin destegini almıştır bu nedenle hızlı ilerler. Nitelige dayanmayan ilerleyişinden habersiz olan bu tiplerin sergilediği adaletsizlik ve ahlaksızlıklarla boğuşan çalışanlar yorulur ve yorgun toplum senromuna bir kaynak dah çıkar. İş yerlerindeki arkadaşlarınızı zahmet edip bir dinleyin, neler neler duyacaksınız. Öyle işyerler,i ve yöneticiler varki insanlar oralara sırf ekmek parası için katlanmakyadırlar, bu tip yöneticiler kendilerini bir gün olsun çalışanların yerien koyuyorla mı acaba? Yortan toplum sentromununen önemli ayaklarından biri de, adaletsizliğin zulme dönüştüğü iş yerlerdir. Buralar da ne çalışam saatlerine, ne ücret haklarına ne tatil hakların ariayet edilmez. Bu nedenle iş yerlerimiz yoran toplum sentromların da başı ceker…
14- Sistemin yazılı kuralı ile uyğulama kurallarının farklı olması,
Sistemde bazı kurallar bazen es gecilir bazıları ugulanır, bazı kurallar bazılarına titizlikle uygulanırken, bazılarına ise hiç uyuglanmaz. Bizde buna alışmışızdır, mutlaka bir yerlere giderken yardıma ihtiyacımız olmasa bile tanıdık ararız. Bunun nedeni ise orada ayrımcılığa maruz kalacağımız korkusudur, bu korkuyu ve kaygıyı haklı gerekcelerle besleriz. Bu zaman kadar kendimiz en azından 10-15 kere tanıdıklar aracılığıyla iş yaptırmışızdır… Bunu bildiğimiz için haksızlığa uğrarız, yazan yasal haklarımız ciğnenir gibi düşünce zihimizin bir kenarında hep düşünsel bir kemirgen gibi kendini bazen çok bazen de az hatırlatır. Bu ayrımcılık, ayrıcalık durumu da yoran toplum sentromunu besler..
15- İletişimin ve izlenmenin kişisel duvarları aşması
İletişim ve izlenme o hale geldiki artık 3G, HD kameralar, zumlu fotoğraf makineleri, dürbünler gizli kameralar falan fistan derken özel hayat kalmamıştır. Bu izlenme tarafıdır, bir başka tarafı ise bizim istediğimiz ve istemediğimiz bütün bilgiler bize gelmekte bu bilgilerle mevcut bilgiler çelişmekte bu çelişkide yoran toplum setnromunu beslemektedir. Ayrıca izleniyoruz dinleniyoruz kaygıları da yoran toplum sentromunu beslemekte kişi olarak toplumsal hayata çıkmasak dahi evimizin duvarları kişisel duvar olamaktan çıkmaktadır. Mahrem anlarımızın izlenmesi kaygısı, hatalarımızın kayıt altına alınarak kamuoyu ile paylaşılması kaygısı bizde derin endişeleri barındırmakta bu endişelerde yoran toplum sentromunu tetiklemektedir.
16-Hızlı teknik degişime toplumların, kişileri ayak uydurmak için harcadıkları caba sonucu yorulmaları
Toplumlar çoğunlukla ağır ağır evrilerek, bazen ani devrimsel olaylarla siyasi, kültürel alanlarda değişimler göstermektedir. Herhangi bir alandaki değişim ise genellikle bütün diğer alanları etkileyerek toplumları dönüştürmektedir. Bilgi cagı da diyebilecegimiz bu cagda bilginin gücüyle insan hızlı bir şekilde teknoljik degişlere imza atmaktadır bu degişimler o kadar hızlı olmaktadır ki uyum sorunu ortay açıkmakta ve uyum sorunu kişileri yormakradır, bu yorgunlukta yoran toplum sendromunu beslediği düşünülmektedir...
17- Kapalı yaşayan küçük toplulukların iletişim karşısında kapalılıklarını koruyamamaları
"Kapalı Toplumlar genel olarak kabile aşiret, tahrikat ve aile gibi toplumlardan oluşmaktadır. Bu toplumlar genel de abartılarak sunulan maçları vardır. Kendileri dışın da herkes ya düşmandır, ya haindir, ya ajandır yada mutlaka kötü olan bir şeydir. Bu nedenle başka topluluklarla olan ilişkilerini mümkün olan en düşük düzeyde tutmak isterler. Bu nitelikleri onlara "Kapalı Toplum Sendromu'nun devamında yoran toplum sedromuna ulaştırır. Kapalı toplumlar da geçerli olan otoriter davranış anlayışları, fertler üzerinde gerekli gereksiz otorite kurma çabaları insanları canından bezdirir hale gelmiştir. Bu toplumların korktukları ençok şey, ferdlerinde düşünsel olarak sorğulamaya başlamalarıdır. Buna engel olunamaz da, toplumun fertleri düşünmeye başlarsa, düşünen sorgulayan eleştiren aklın toplumun adaletsiz ve ahlaksız davranışlarınıda düşünsel yargılamaya alır ve bu alış hem alan da hemde bu düşünceleri bastırmaya çalışan otoritede yoran toplum sentromlarına neden olur… Bunu engellemeye çalışan otorite fertlerden düşünenleri adeta hadım etmek için elinden geleni yapar. Bu durum her iki tarafta da yorgunluğa neden olur, bu toplumlar sürekli olarak kaygıyı ve evhamları pompalayarak fertlerde kendine güveni öldürerek kapalı bir şekilde yaşayan topluma ihtiyaç hissi yaratılarak toplumun fertleri zorunlu olarak bir arada tutmaya çalışılır bu zorunluluklar karşılıklı bagımlılığa dönüşür ve bu noktada yoran topum sentromu zirve yapar.
18- Mahalle baskısıyla baş ederken yoran toplum sedromu
Bu mahalle baskısı bazen hemen ailede başlar, farklı düşünen, davranan aile hemen baskı altına allnır, ama bizde öte yandan şöyle bir algı gelişmiştir. Ben buradaki hiç nir kurala uymam demek biraz özgürlük budalalığını çağrıştırmaktadır. Kuralsız ne aile olur, ne okul, neden toplum onun için kuralları yok saymak yerine kurallara uyarak onları degiştirme mücadele yolunu tercih etmeliyiz. Bu durmda gercekten de yoran toplum sedromunun önemli kaynaklarından biridir. Cemil Meriç ailesiyle ilgili bir ip ucu veriyor, genelde ailelerimiz bizim sığınaklarımız olmasıan ragmen, her zaman yoran toplum sentromunun kaynaklarından biridir.
19- Ekonomik eşitizliğin verdiği yoran toplum sentromları
Aynı toplumda yaşayıp da aralarındaki ekonomik frklılıkların yorgunlukları nedeniyle yorulduklarımızdan hangisini naltayım. Kah ayakkabımız arakdaş grubumuza göre daha vasattır, yada cep telefonumuz, bizim imajımızı zedeler diye düşünür bunun yorgunluğunu hissederiz. Kimi giyim kuşam, kimi de arabasının modelinden doayı ekonomik yorguluk hissder ve yoran toplum sentromlarına bir yenisini daha eklemiş oluruz…
20- Kamu hizmetinde bulunanların ve bu hizmet için devletin görevlendidiği kişilerin görevlerinin geregini yapmamalarından kaynaklı yoran toplum sendromunu hepimiz yaşarız, orada sakız cigner ve senin beklediği görür, sanki çalışmak anormal, beklemek normalmiş tavırları karşısında hepimizin yorulduğu anlar yaşanmıştır. Bir sorunumuz olur bu sorun karşılaştığımız memuru ilgilendirmez mutlaka öbür masayı ve 3 km ötede ki biada yapılır, gidersin seni geldiğin yere geri gönderirler, begen yorugnluklardan yorgunluk.. Yoran toplum sendromu toplum içinde yaşanan tüm aksaklıkların toplamıdır dersek abartmış sayılmayız.
21- Biz toplumsal hayatta ister kariyer, istersek ekonomik olarak ilermek için olsun, ya da ideallerimize ulaşmak için olsun bir rekabet ve yarış içinde oluruz. Buna toplum bazen olumlu tepkiler veriri onaylar, bazen de olumsuz tepkiler verir karşı durarak direnç gösterir. Bizde bu tepkilere karşı tepkiyle cevap veririz bu tepkilerimizde hem kendi dengemizi hemde toplumsal dengeleri hice sayan her davranış bizi iç adaletimizden uzaklaştıracak, hem biz toplumsal hayatta birlikte yaşadıklarımızı yoracagız hem de kedinimiz yorulacağız böylece yoran toplum sendromuna hizmet etmiş olacağız….Kısacası her türlü yorma ister bizden toplumun diger fertlerine, isterseniz toplumdan bize gelen yormaların toplamına yoran toplum sendromları diyebilir, yormamak üzere davranışlar geliştirerek içinde yaşadığımız toplumu yorgunluktan, bu sendromlardan kurtarabiliriz…
Yoran toplum sentromunu nasıl aşarız dersek cevabı bellidir, karşılıklı alanlara, sınrlara haklara sagıyla aşılabilir. Bunun içinde empati yapmamız gerekmektedir. Demokratik laik, hukuk düzeni içinde eşit vatandaşlık haklarıyla yaşayarak birbnirimizin tercihlerine saygı duyarak yoran toplum sentromları aşılabilir.Yoksa hepimiz birbirimizi yorar hepimiz bu yoran toplum sentromuyla mutsuz mutuz yaşarız.... Mutlu aşamak isteyenler öne çıksın, selam ve sevgilerimle...
Hüseyin Benek >>>www.vatandasfikri.com <<< Ankara 29 Ağustos 2013
Tanım:
1-Toplumsal yaşayışın içinde toplumsal rolleri geregi sorumluluklarını ve görevlerinin gereklerini yerine getirmedikleri için karşılaştıkları kişileri yoranların neden oldukları yorgunlukların toplamıdır.
2- Yoran toplum sendromu,toplumsal işleyiş içinde karşılaşılan aksiliklerin aksaklıkların toplamıdır da diyebiliriz...Aksiliklerin kazara, aksaklıkların da sorumsuzluklardan kaynanaklanarak toplum tarafından kişilerin yorulmasına ""Yoran Toplum Sendromu"" denilmesinin uygun olacağı kanaatindeyim...
3-Toplumsal olayların tetiklediği ruh yorgunluğunun toplumdan kişiye gelen belirtilerin tümüne ""yoran toplum bulguları"" diyebiliriz.
Kaynak:
1(Çetin Aşçıoğlu, Yargıtay Onursal Üyesi, CBT sayı 1259’daki yazısından)
2- Sevda Bulduk - Sputnik Sendromu
3- Sosyoloji - Kapalı Toplum Sendromu (Prof. Ahmed Yüksel Özemre)
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|