|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
BETONLAŞMANIN MALİYETİ |
BETONLAŞMANIN EKONOMİYE ÇEVREYE MALİYETİ
Ekonomik Betonlaşma
Kalkınmanın bir sektörü olacaksa ki bu iki öncü sektör imalat sanayi ve tarım olması gerekmez mi? Türkiye’nin gelişmiş ekonomilere yetişebilmesi için üretimin iki ayağına yatırım yaparak dünya ile rekabet eder hale gelebilmesi için bu iki alanda yatırımların yoğunlaşması gerekmez mi? Hayatın her alanın da kullanacağımız makine, alet ve savunma için üretilmesi gereken silahlar ancak imalat sanayi ve onunda gerisinde araştırma geliştirme (AR-GE ile mümkündür… Ayrıca ekonominin ikinci ayağı olan tarımında ki eksikler nedeniyle, beslenmemizin kaynağı olan tarım ürünlerini yeteri kadar üretmezsek yeteri kadar beslenemeyiz… Bunların üretmezsek ithal etmek zorunda kalırız ve ithal ettiğimiz için de sürekli dış ticaret de açığı veren ve zarar eden bunun sonucu da borçlanan bir ülkeyiz. Kısacası kalkınmamızın lokomotifi imalat sanayi, tarım sektörü belki üçüncü olarak da turizmi ekleyebiliriz…
Biz ne yapıyoruz adeta ülkemizi betona gömüyoruz, bunun bize maliyeti nedir?
Bir, o kadar çok ev yapıyoruz ki, ya nüfusumuz gereğinden fazla artıyor, yâda sürekli bir başka yere göç ediyoruz, bizde ikisi de var diye düşünüyorum… İnşaat o kadar çok tasarrufları, piyasada ki parayı emiyor ki… Bunun iki maliyeti var, biri üretime harcayacağımız, zaten az olan kaynakların inşaatlarla atalete düşürülmesine daha ne kadar daha seyirci kalacağız bilemiyorum… Hangi inşaat üretime neden olacak, hangi inşaat iki yıl sonra atalete düşecek, sorularını sormadan yaptığımız tüm inşaatların buna cami inaşaatleri de dahil, ekonomimize maliyeti o kadar çok olacak ki… Çünkü üretime neden olacak inşaatların (Fabrika, Ar-Ge atölyeleri, Tarımsal Alanların İslahı, barajlar, sulama kanalları) kaynaklarını emerek… Başka neye zarar verir piyasa da dolaşımda olması gereken küçük esnafların ve vatandaşların alış veriş de kullanacağı dolaşımda ki paraları da emer… Piyasa inşaatçıların dışında herkesin memnun olmadığı piyasa haline gelir… Gerçi şimdilerde inşaatçılar da memnun değil neden piyasa hem yeteri kadar inşaata doydu, hemde yapılan binalar satılamamaya başladı, inşaatçıları kurtaralım derken bu betonlaşma maliyeti hepimizi ekonomik olarak bulunduğumuz yerden daha aşağıya çekmesin…
Uzun süredir ekonomimizin öncüsü İnşaat sektörüdür, Çok daha az teknoloji gerektiren, ürettiklerimizi ihraç edemeyeceğimiz bir alan olan inşaat sektöründe gereğinden fazla ısrar ettik bunun zararını gelecekte göreriz diye düşünüyorum… İnşaat sektörünün çok kolay alanındaki teknik gelişmelere adapte olabilmesi, hemen fiziki sonuç verebilmesi, ekonomik büyümeye anın da anlık katkılar sunması, ekonomik piyasa da bir alanı rahatlatması… Ayrıca her bir apartman dairesinin yapımın da yaklaşık 150 sanayi ürünün (çimento, demir, kum, boya, cam, pencere, kapı, fayans, parke, lavabo, musluk, elektrik teçhizatı vb.) kullanılıyor olması… Dolayısıyla bir daire inşa ederken bu kadar sanayi ürünü üretimine yol açılarak ekonomiye daha çok iç piyasayı etkileyecek şekil de katkı sunması. Olumlu etkilerinden sayılabilir, nihai olarak bir alan diğer alanları daraltacak şekil de büyüyorsa o alanda sıkıntı yaşandığın da ekonominin diğer alanları da sıkıntıya acık hale gelecektir…
Oysa imalat sanayi, sonuçta üretimde kullanılacak bir ürün (örneğin bir torna tezgâhı) üretir, bu tezgahların da ürettiğimiz ürünleri ihraç ederek toplumumuz zenginleyecekken… Tarım alanları yeteri kadar olan ama aktif olarak kullanılamayan alanlarımız, hayvancılık da durum aynı, yani imalat sanayi, tarım ve hayvancılık bizim için zaruri sektörlerken biz inşaat alanına bu kadar kaynak aktarırsak korkarım bunun maliyetini toplum olarak çekeceğiz…
Ne var ki bu büyüme dengeli bir büyüme değil üç yanımızın güçsüzleşmesi pahasına bir yanımızın büyümesidir ki sürdürülemez… İnşaatı yaptığınızda sadece binalar yapar fiziksel görüntüyle büyümüş oluruz… Oysaki imalat sanayisine, tarım ve hayvancılığa, inşaata ayırdığımız bu kaynakları ayırmış olsaydık şimdi ülkemizi dünyada kimse tutamıyor olacak, belki dünya ikinci bir Çin’le dünya karşılaşacaktı… Örnek verilmesi gerekirse, torna tezgâhı üreten bir fabrika ile köye, bir tatil beldesine yaptığımız evin ekonomik büyümeye katkısı çok farklı olacağını hepimiz tahmin edebiliyoruz… Bu örneğin devamın da bir fabrika bir torna tezgâhı ürettir, bu torna tezgahı, bir otomobilin bir parçası ürettir, yüzlerce torna tezgahı binlerce araba parçası üretir ve araba modeli üretiriz ve bunları hem insanlarımız kullanır, araba ve araba parçası ithalatımız azalır.. Bu parçaları, arabaları yurt dışına da satarak, ihraç ederek büyümemize gerçekçi katkılar sağlanmış olacaktır.
Hepimiz biliriz ki İnşaat sektörü ilk üretim aşamasından sonra büyümeye katkısı çok yavaşlayacak hatta zamanla kaybolacaktır. Oysa imalat sanayi, Tarım ve Hayvancılığın büyümeye katkısı devamlılık arz eden sektörlerdir…. İnşaatta kullanılan birçok ürün de o imalat sanayisinde yapılan tezgâhlar aracılığıyla üretilir, inşaat işçileri de bizde tarım ve hayvancılığın ürettiği ürünlerle besleniriz… Fiziki görünümüne, %300 karlara aldanıp da inşaat sektörünü hala lokomotif sektör yapmaya devam edersek… Kısacası hep aynı lokomotifle aynı yöne gidersek raylar bittiğin de ne yapacağız… Bu yanlış yapılaşmanın başka bir kalıcı zararı da çevreyedir…
Betonlaşmanın çevreye maliyetinden bahsetmezsek olmaz, tarım alanlarının hızla betonla işgalinden bahsetmezsek hiç olmaz, bunların maliyeti ekonomik, maliyetlere göre daha kalıcı maliyetlerdir. Bir tarım arazisi betonlaştı mı, nasıl geri kazanılır? Bir orman arazisi inşaata açıldı mı nasıl o ağaçlar yeniden dikilir ve büyür? Tarihi binalar inşaat için yok sayıldı mı nasıl 300-500 bazen 1000 yıllık binalar nasıl geri kazanılır… Bütün bunların düşünülerek betonlaşmanın maliyeti topluma nedir sorusu üzerine ciddi olarak durmalıyız…
Gelelim sonuca, inşaat sektörü ihtiyaca göre, yani talebe göre üretim yapıyorsa sorun yok, ya talep, ihtiyaç azaldı da üretime devam ediyorsak, inşaat sektörünü sorunlar bekliyor demektir… Yapılan daireleri villaları gemiye, trene yükleyerek ihraç edecek halimiz de yoksa.. Bu durumu öngörerek yatırımlarını çeşitlendiren inşaat firmaları durumdan az etkilenecek ve biz toplum olarak ekonomik sıkıntılar yaşayacağız demektir… Siyasi sorumlular hala inşaat sektörünü koruyan önlemler almaya devam eder, toplumun tüm tasarruflarını, dolaşımdaki paralarını, imalat sanayine, tarım ve hayvancılık gibi ekonomik sektörlerine ayrılacak kaynakları bu alana ayrılmasının ekonomimizi soruna acık hale getirmektedir… Betonlaş ekonomimizde de betonlaşmaya neden olmadan önlemlerin alınması gereğiyle, selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- 3.7.2016 --- www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|