Döviz, Açığınızın Olması Demek,
Siyasal Baskılara Acık Olunması Demektir.
Uzun süredir uyaran uyara, bu kadar dış açığın borçluluğu, borçluluğun ise ekonomik sorunları, ekonomik sorunların, siyasal sorunları, siyasal sorunlar ise ekonomik, sosyal sorunları besleyeceği biliniyor… Karşılıklılık vardır bu bilinir ama popülist politikacılar vatandaşa şirin görünmek için bunları göremezden geliyorlar.. Piyasaya 3 mal ver, 5 para mal az olduğundan otomatikman fiyatlar artacak fiyatlar artmasın diye dışardan ucuzlatılmış dövizle, ucuz mal ithal edilecek, buda yetmezse gümrük vergileri düşürülecek ucuzluk seçime kadar devam edecek… Eee bu kadar ekonomik ilkeden vazgeçilirse, üst üste hatalar yapılırsa, ekonomik kriz kapımızı çalmaz bile, kapı acık bırakılmış demektir… Burada Suç Papazınmıdır, bize Beyaz saraydan parmak sallayan Trap’ınmıdır? Yoksa son 10- 20-50 yıldır bu kadar acık veren biz Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının ve Yöneticilerimizdir… Bu sefer sorumluluk sıralamasında vatandaşı öne aldım neden, yöneticileri seçen biz vatandaşlar, onların yanlış kararlarına tepkisiz kalan biz, ucuz kredi bulunca ödeme planı yapmadan kredi kartlarına, araba ve ev kredilerine yüklenen biz… Uyaran bağımsız ekonomistleri dinlemeyen yine biz… Son on yıldır hormonla, borçla ekonomi baharı yaşadık, şimdi son bahara geldik… Son on yıllık dış ticaretimize baktığımız da döviz sıkıntısının net ve hızlı geldiği görülüyor aslında..
Biz son yıllardaki ticaret açığımızı inceleyelim ve nasıl kur baskısının geldiğini görelim, burada kur baskısı mı, siyasal baskı getirmiştir, yoksa siyasal baskılar mı kur baskısı getirmiştir? İktidara yakın uzmansanız siyasal baskılar kur baskısını, muhalefet veya bağımsız ekonomistseniz, döviz açığı, kur baskısını, kur baskısı siyasal baskıyı doğurmuştur… Evet iki taraf da haklıdır, biri sonuç üzerinde olaylara bakıyor, diğerleri neden üzerinden… Bana göre neden sonuçları besler, sonuçlar nedenlerin oluşmuş, halidir… Şimdi dış ticaret açığımıza bakalım mı, buna döviz açığı da diyebilirsiniz… Döviz açığının başka bir nedeni ise aldığımız borçların geri ödeme vadelerinin gelmesidir ki buda açığın diğer nedenidir… Hepsinin nedenine en son değineceği…
Yıl
|
İhracat Milyar Dolar
|
İthalat Milyar Dolar
|
Dış acık Milyar Dolar
|
2002
|
36.059
|
51.553
|
15.494
|
2007
|
107.271
|
170.062
|
62.790
|
2012
|
152.461
|
236.545
|
84.083
|
2017
|
157.019
|
233.799
|
76.779
|
Çeşitli yıllarda verdiğimiz dış ticaret açığını yukarıda görüyorsunuz yukarda görmediğiniz yıl ise 2011 yılıdır, dış ticaret açığın da rekor kırdığımız yıl… 2011 ihracat 134.906 milyar dolar, ithalatımız ise 240.841 milyar dolar dış ticaret açığımız ise: “105.934 milyar dolar” olmuş… Bu açıkları neyle kapatıyoruz diğer gelirler ve borçla, bunları herkes biliyor.. Ama hani yat kulağının üstüne gerçek rahatsız ediyorsa duyma derler ya… Duymadık Görmedik, Bilmedik, bilmemenin rahatlığıyla tükettik de tükettik.. Sonuç döviz açığı ve döviz krizi… Neden bu noktaya geldik, aslında yine hepimiz biliyoruz… Büyük yazıyla yazıyorum… ÜRETMEDİK, TASARRUF ETMEDİK, EL PARASIYLA TÜKETMEK İÇİN AVMLERE GİRDİK, TÜKETİM EKONOMİSİ OLUŞTURDUK SONUÇ…
Geldiğimiz nokta da, önümüzde ki yıllar da ise geçmiş yıllarda enini sonunu düşünmeden yediklerimizin ceremesini çekeceğiz… Dilerim ülkemize, ekonomik sıkıntılara, baskılara dayalı oluşan siyasi baskılarla, hükümetimiz daha büyük zarar verecek kararların altına imza atmayız… Bunun için size önerim ABD’nin bizden istediği sekiz şartı gözden geçirmenizdir… Bunlar razı olunacak şeyler değildir… Hükümetimiz bunlara razı olmamalıdır, bunları sözleşme altına almamalıdır… Şimdi zararımız %100 ise ilerde %200-300 olarak karşımıza çıkacaktır… Durum budur, gerçekleri bilerek hareket etmek gereğini düşünüyor, siz vatandaşlarımıza da öneriyorum… Sabırlı olmak zorundayız, cesaretli olmak zorundayız bu bilinçle hükümetimiz ve biz hareket edersek bu sıkıntıları daha az zararla aşarız umudunda olmalıyız… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin benek – 12.8.18 --- vatandasfikri.com
|
|