Altılı masa ülkemiz siyasi tarihinin müzakere, uzlaşma kültürü acısından çok güzel bir örnekti, bu örnekliğe masanın bir paydaşı gölge düşürdü ve ayrıldı… Artık masa beşli masa olarak, belki de bu beşi bir yerde yeni paydaşlarda bularak devam edecek, demokratik yarış sürecek, uzlaşma kültürü demokrasimizin ilkeleri arasında yer alacak, ya masadan kalkan ne olacak? Asıl belirsizlik onun için var gibi, eski gücünü koruması çok zor görünüyor.. Neyse biz neden altılı, şimdi beşli masayı destekliyoruz, onunla devam edelim mi?

Ben genel olarak muhalif biriyim, neden muhalifim? 2022 de ihracat rekoru kırdık diye konuşulan salon alkıştan inliyorsa ve bende 2022 de 110 milyar dolarlık dış ticaret acığı/zararı verildiğini görüyorsam bu hükümete neden muhalefet etmeyeyim ki?

Ben, komşu ülkelere alışveriş yapmak için gidenleri görürdüm, neden gidiyorsunuz dediğimde orası çok ucuz, 10 lira 100 Bulgar levhası ediyor, bende o kadar çok alış veriş yapabiliyorum derlerdi… Şimdi gidenlerden bazı şeyler istiyoruz, mümkün olmuyor, tersi olmuş 10 Bulgar levası 100 liraya yaklaşmış, onlar sınır illerinde ki pazarlara ucuz diye alışverişe geliyorlar… Onlara göre ucuz olan mallar bize neden pahalı geliyor ki? Demekki ekonomimiz 10 yılda 10 kere kötüleşmiş, ben bunu bile bile nasıl desteklerim mevcut yönetimi, nasıl muhalefet etmem ki?

Ben 10 sene önce sokak sütcüsünden maaşım 2.500 lirayken, 5 litre sütü 5 liraya alıyordum, şimdi maaşım 11-12 bin lira oldu sokak sütü ise 70-75 lira oldu, sokak sütünde ki artış 13-14 kat iken maaşımda ki artış 5-6 kat olduğuna göre… Alım gücüm 5-6 kat düşmüşken nasıl muhalefet etmem ki?

Altılı masa, beşli masa ne fark ederki, hatta yeni paydaşlarla 7-8 ittifak fark etmez ülkemizi diger ülkeler karşısında iyi yönetemeyen bir hükümet var ve biz bu hükümeti 20-21 yıldır seçiyoruz… Bu olursa daha iyi yönetirim dendi, iki kere anayasayı degiştirdi, bu sefer seçin ustalık zamanım dendi, millet seçti cıraklığını arar oldu bu vatandaşlar…. İstedikleri her şeyi yaptı vatandaşlarımız, onlar ne yaptı, Bulgar ekonomisi, parası karşısında 10 kere gerilenmesine, bizim 5-6 defa alım gücümüzün azalmasına neden olundu!!

İşsizlik ve ekonomik eşitsizlik alabildiğine arttı, son altı yılda milli gelirden ücretlilerin aldığı pay yaklaşık yüzde 35,3’ten yüzde 26,3’e kadar gerilediyse… Ben bir demokrat vatandaş olarak nasıl olurda bu hükümetin gitmesi için, demokratik yollarla çalışmam ki? Biz muhalif vatandaşlar böyle düşünürken, Bir liderin cabasıyla bu altılı masa kuruldu ve bu masa biz muhaliflere umut oldu… Şimdi ne oldu? Umutsuz mu kalacağız, yeni umutlar mı yaratacağız? Tabiki yeni umutlar…

Masanın ikinci büyük partisi masadan çekilme kararı aldı, neden aldı, istediği aday başkan adayları olmadığı için… İyide istediğiniz adaylar zaten aday degiller ki? İstediğiniz adaylar aday olduğunda belediyelerde yönetim degişecegini bile bile nasıl olurda böyle bir istek masaya getirildi, diyelim getirildi, masada ki liderler tarafından kabul edilmiyor diye nasıl masa terk edilir anlamış degilim… Sonra..

Masa müzakere masası, 6 kişinin olduğu masa da 5 kişinin uzlaştığı adayı kabul edilmiyor, ve İYİ Parti masayı terk ediyor… Bence, yukarda saydığım, Meral hanımın ter ederken yaptığı acıklamalarda ki gerekcelerden dolayı, terk etmek demek, masanın altında kalmak demektir.. Bu göze anlıyorsa sorun yok, ülkemizin daha iyi yönetilmesi, daha demokratik hale gelmesi için kurulmuş masayı sırf benim, bir kişinin dediği olmuyor diyerek terk edilmesi anlaşılır şey degildir… Son olarak…

Masadan biri kakltı, masanın diger paydaşları Millet ittifakı olarak devam kararı aldı, tüm belediye başkanları masanın ve adayının arkasında durdu,… Masadan ayrılan liderin partisinden istifa edenler oldu, duyumlarımıza dahada edecekler ve tabandan oy kopuşları olacak gibi… Biz muhalif olarak yerimiz sağlam altılı yedili masanın yanı, DEMOKRASİ MASASIYLA devam, bu masayla demokratik yöntemlerle iktidara.. Ülkemize hayırlı olsun, hayır için çalışma önerisiyle, selam ve sevgilerimle…

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

M.Kemal Atatürk