Mısır'daki katliama seyirci kalmak!!

Hep daha büyük bir kaygıyla bekliyoruz, daha ne olacak ne kadar daha kan akacak, can kaybedilecek diye… Şunu beklemek yerine, bundan alınacak dersler olmalıdır, kimse iktidarını korumak için kimseyi öldürmemelidir. Sonra, seçilmiş iktidarı silah zoruyla devirmenin ne korkunç bir hata olduğu kabul edilmelidir…  İletişimin ve haberleşme kanallarının bu kadar geliştiği bir çağda büyük kitleleri silah zoruyla dağıtmanın ne korkunç sonuçlar doğurabileceğini artık iktidarlar görmelidir ve darbeciler iki tv yi sustururum, iki gazeteyi baskı altına alırım iletşimi ve haberleşmeyi engellerim düşüncesinden artık vaz geçmelidir, hatta darbe düşüncesi artık tarihin çöplüğüne atılmalıdır…

Mısır ordusu demokrasi talebine karşı bu dehşeti gercekleştirdi, seçilmiş bir iktidarı silah gücüyle devirerek birinci hatasını yapmıştı. Durmayı bilmedi kendi halkının canına kastdetti… İhvan iktidar da kalsaydı, üç yıl sonra seçimler yapılacaktı, şimdi belirsizlikler ve Allah korusun içsavaşa kadar uzanabilecek kanlı bir yol tercih edildi…

İhvan iktidarının hataları oldu, Ordunun hatalarıyla kıyaslamayacak kadar küçük kaldı…

Mursi’nin hataları kavramı ancak acemi siyaetcinin hataları olabilir,  siyasi bakımdan üzerinde durulması ve ön plana çıkarılması gereken darbe dir. Kan döken, can alan  ve Mısır’ın geleceğini tehlikeye atan, darbecilerdir.

Darbe, demokrasi yolunu silahlı müdahaleyle kesti, Mısır halkının demokratik usullerle sorunlarının çözülmesi kültürünün gelişmesini tıkadı, demokrasiyle yeni tanışan Mısır halkının da, iktidarın da muhalefetinin de demokratik yöntemlere alışmasını bu darbe engellemiştir.

Müslüman Kardeşler’in yürürlüğe koyduğu Mısır Anayasasın da cumhurbaşkanına verilen yetkiler, Fransız cumhurbaşkanının yetkilerinden fazla değildir. Bu durum da yetkilerin anti demoktratik şekilde kullanma kaygısı yersizdir…

 Darbe olmamış olsa ve Mursi devam etseydi, üç yıl sonra seçimlere gidilecekti, bunda kimsenin kuşkusu yoktu. Bu süreçte Mursi ekonomi ve dış politika sorunlarıyla uğraşarak ‘dünya’ ile daha çok tanışacaktı, Mısır ve Mursi demokrasi deneyimi ve tercübesi edinecekti…

Şimdi ise ufukta ne gözüküyor, Mısır halkı ise uzlaşma ve anlaşma yolunu acık tutsun, Allah korusun, Suriye ve 1990’lardaki Cezayir deki gibi bir içsavaş ihtimalidir. İşte darbenin eseri budur, demokrasinin eseri ise hoş görü uzlaşma, anlaşma karşılıklı saygı duymadır, demokrasinin en önemli özelliği siyasetin önünü açmasıdır…

Mursi, laik bir deneyim sürecine girmiş, şeriat getireceği falan darbeyi haklı gösterme telaşını aşamayacak ifadelerin,   altında gizlenen asıl sorunun İsrail’in güvenliği saplantısı olduğunu bu olayın üzerinde duran herkes görüyor. Batılı ülkeler her zaman ki gibi ikiyüzlülükleriyle darbecilerin yanında yer aldı, destekledi. Katliamlar karşısında sadece üzüntülerini bıyık altından gülerek gösterdiler. Darbeciler katliamları için adeta batılı ülkelerden destek aldılar, batının sessizliği darbecilerin katliamaların da ana faktördür…

Batının Arab toprakların da demokrasi getirilmesinde ki ikiyüzlü davranışları, Batıyı ahlaki sorumluluk altında bırakmaktadır, Washington ve Brüksel sanırım artık demokrasi ve insan hakları konusunda örnek olmakta zorkanacaklardır…

Özgür Dünyanın süratle demokrasiye dönülmesi için, darbecilere agır baskının yanısıra Mursi yanlılarına da anlaşma ve uzlaşmaya açık olma önerilerinden başka bir seçenek gözükmüyor… Mısır da barışın en kısa zamanda hayata gecirilmesi dilegiyle selam ve sevgiler...

Hüseyin Benek >>www.vatandasfikri.com <<

Kaynak: Taha AKYOL -takyol@hurriyet.com.tr