"DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR"

BİRLEŞMİŞ MİLLETLERDE Kİ KARARSIZLIĞIN NEDENİ

5 VETO HAKKI OLAN ÜLKE

Bu söz adeta Birleşmiş Milletleri adalete davetin adı olacak gibi geliyor, bu beş devletin adalete ve ahlaka bakmaksızın ulusal çıkara dayalı vetoları, kendi yandaşı olan devletleri koruma iç güdüsüne dayalı vetoları adeta BM örgütünü işlemez hale getirmiştir.

Cumhurbaşkanımızın bunu bu şekilde ifadesi benim çok hoşuma gitmiş ve öteden beri adaletten uzak vetolara tepkimi sanki yüksek sesle dile getirmiştir. Bu beş ülkenin bu kadar rahat ve tarafgir vetolarını Dünyanın sorunları sizin iki dudagınız arasında olmamalıdır önerisi ve uyarısı genel kurulda alkış almış ve ben de Cumhurbaşkanımızı televizyon başın da alkışladım… (Ak Partinin Makro ekonomik politikalarını İnşaata ve fiziki yatırımlara dayalı olan, bana gör ise AR-GE teknolojik yatırımlar, sanayi yatırımları gerekirken ve Hükümet etme şekline karşı hep eleştiri getirmiş olmama rağmen, Güçler ayrılığı ilkesinin öteden beri iyi işlememesine ragmen bu hükümet dönemin de daha bellirginleştigi için hep eleştirmişimdir. Ama artık Cumhurbaşkanı Hükümetin Başkanı degil Cumhurun Başkanı olduğu için bütün vatandaşların destegini alması gerektiğini düşünüyorum. Bunun karşılığında da Tayyip beyin de siyasi degil Anayasal ve kapsayıcı bir Cumhurbaşkanı  profili cizmesi ülkemizde ki siyasal ve toplumsal gerilimi düşürecegini umut ediyorum…) Bu Ak Parti eleştirisine döndü,  ya bizim konumuz Birleşmiş Milletler deki anlamsız ve adalete dayalı olmayan veto hakkı olan 5'li adaletsizlere idi…

Önce BM neden kuruldu mantığı nedir kısaca ona bakalım ve arkasından bu beşlinin nasıl sorunların çözümünü tıkadığını görelim…

Birleşmiş Milletler'in ilk olarak oluşturulma fikri, II. Dünya Savaşı'nın bitiminde savaşın galibi ülkeleri tarafından, ileride ülkeler arasındaki çıkabilecek anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak, meydana gelebilecek ve kendi güvenliklerini tehdit edebilecek bir savaşın önüne geçebilmek amacıyla ortaya çıkmış bir örgüttür.  BM Güvenlik Konseyi'nin bu amacını gercekleştirmek için bu beşli ülke artık sorunları çözmek yerine tıkamaya başlamıştır. Bu Güvenlik Konseyi on beş ülkeden oluşmakta olup,bu üyelerden beşi daimi üye statüsündedir, veto yetkisine sahiptir. Bu ülkeler ABD, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, İngiltere ve Fransa'dır. Bu ülkeler ister kendi ulusal çıkarları veya  kendileriyle iyi ilişkiler için de olan ülkelerin çıkarları için veto yetkisini kullanmaktadır ki bu da buradan karar çıkmasının nasıl zor olduğunu bize göstermektedir. Şimdi karar alamayan bir örgütün dünyanın sorunlarını nasıl çözecegi tartışmasını bizim Cumhurbaşkanımız başlatmıştır ki biz toplum olarak onu desteklemeliyiz. Sadece bize degil buradaki karar alamamanın yansıması nedeniyle sorunları çözülemeyen toplumlar da bu tepkiyi desteklemelidir. Şimdi Bu GK'nin de nasıl karar alınıyor ona bakalım ve bizim Cumhurbaşkanımızın nasıl haklı olduğunu görmeye devam edelim…

 Güvenlik Konseyinin karar alabilmesi için 9/15 oranı gerekli olup, daimi üyelerden birinin aksi yönde oy kullanmaması halinde haklılıga veya haksızlığa bakılmaksızın bu karar vetolardan dolayı uygulanamamaktadır. Yani Dünyada bulunan 190-200 ülkenin kararı tavrı yok sayılmaktadır ki zaten demokrat degildir. O zaman böyle anti demokrat durum da neden bu kadar ısrar edilir anlamış de degilim.

Örnegin Suriye meselesinde olsun Daha başka meseleler de olsun sorun var ama farklı beklentiler nedeniyle karar alınamamıştır.. Orada bu kararsızlığın bedelini ise Suriye halk ödemiş ve tahmin edelimez, bir aşamaya girmiştir Suriye sorunu… 

Bana göre Birleşmiş Milletler sorunu çözen degil sorunları sürüncemeye bırakan bir örgüt haline gelmiştir. Çözüm nedir öyleyse…

Daha demokratik bir yapı, daha yaptırımı olan kararlar, bu kararları uygulayacak yan kurullar ve kurumlar yoksa Cin ve Rusya doğuyu temsil eden Diger batılı ülkeler de batır temsil eden veto yetkisi olan ülkeler olarak BMGK çalışamaz hale getirmişlerdir ve bu böyle devam edemez. Tam bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımızın veto hakkı olmayan tüm dünya ülkeleri tarafından desteklenmesi gerekir ki bu destek sadece alkışlarla degil fiili destege dönmelidir…

Şimdi Cumhurbaşkanımızın konuşmasından bir bölümle yazımızı bitirelim…

“Küresel sorunların çözümü için BM’yi göreve çağırıyorum” diyen Erdogan şöyle devem etti…

Konuşmasında küresel sorunlar için BM’yi göreve çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha fazla gecikmeden, daha fazla masum insan hayatını kaybetmeden, küresel vicdan daha fazla yaralanmadan, Birleşmiş Milletler sorunlara ağırlığını koymalıdır. Altını çizerek ifade etmek isterim ki dünya, 5’ten büyüktür. BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin, dünya gerçekleri ile bağdaşmayacak şekilde Birleşmiş Milletleri etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir” diye konuştu. Kararların bir ülkenin iki dudağı arasında kalabildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan,  "Filistin’de sadece birkaç ay içinde 2 binden fazla masum insan katledilirken Birleşmiş Milletler beklenen çözümü üretememiştir. Suriye’de 4 yıldır 200 binden fazla kişi katledilirken, 9 milyona yakın insan yer değiştirirken, Birleşmiş Milletler yine etkili çözümler sunamamıştır" diyen Tayyip beye Dünya kulak vermeli der daha barışcıl bir dünya da yaşamanın yolunun daha demokratik ve daha etkin bir Birleşmiş Milletler Teşkilatından geçtiğinin altını cizerek, selam ve sevgilerimle…

Hüseyin Benek—Eylül 14 www.vatadasfikri.com