EKONOMİYİ DARALTAN NEDENLER - 2

(Vatandaşlara Rapor)

Üç Sektörel dengesizlikler

Dünyayı paylaştığımız ülkeleri incelediğimiz de bazı uzmanlıklar görüyoruz, ABD, Fransa silah sanayinde iyiler, Almanya otomobil sektörün de uzmanlaşmış, Japonya mühendislikte ve elektronikte, Çin örneğin de olduğu gibi her şey de, G.Kore elektronik teknolojisin de iyi ve bunların dışında ki sektörler de iç piyasa da taleplerini karşılayacak bir dengeleri var… Biz nede iyiyiz, tarımda ve tekstil de, iyiydik desek daha yerinde olur, çünkü artık tarım ürünleri ithalatı da ithalatımız arasında hatırı sayılır yer tutmaya başladı… Konumuz bunlar üzerinden ekonomimize sektörel olarak bakmak...

Son zamanlarda ülkemiz ekonomisin de İnşaat, Otomobil (Komisyonculuk Olarak) sektörü arkasından da bankacılık finans sektörü etkin demek yerine baskın diyebiliriz… Turizm de iyiydik bu alanda da komşularla ilişkilerden ve yaşanılan ekonomik sıkıntılardan ve komşu ülklerde ki kaoslardan etkilendik, sonra terör olaylarının etkisini de dikkate alırsak bu turizm sektöründe durum baya baya kötü bir yıl yaşadık.. Diger sektör yerine biz öne çıkan sektörlere daha yakından bakalım ve buradaki büyümenin aslında çarpık büyüme olduğunu vücudumuzun yarısı büyürken diğer yarısının cılız kaldığını düşünsenize, bir yerde maraz var, bir yerde gürbüzlük… Bu demektir ki bir sektör bayram ederken diğer sektörler de matem ederse ve aynı toplumda oluyorsa bu sürekli, sürdürülebilir olamaz diye düşünüyorum ve etkin sektör otomobil ve inşaatta doyuma dayalı yavaşlama bekliyorum… Bunları canlandırma cabaları ise yine diğer sektörlerin kaynaklarının bu alana sevkiyle olacak ki onları kurtaralım derken, genel bir ekonomik durgunlukla karşı karşıya kalabiliriz. İşte bu nedenle önerimdir ki…

Bu iki sektörde kontrollü bir yavaşlamaya geçilmeli ve hangi alanda uzmanlık göstereceksek o alanda öncelikli olmak üzere piyasaya kaynak yönlendirmesi yapılması gerekmektedir. Bu kaynak talep yaratmadan önce arz yaratmaya yönelik olmalıdır, yada arz talep dengesi gözetilerek yapılmalıdır. Yoksa talep yaratılır mal arz edilemese ithalatımız artar, ticarette acık veririz.. Öylemi oluyor ne?.. Üretip tüketmezsek bu artan malları dış satımla ihracata dönüştürürsek, dış ticarette acık sorununu çözeriz…

Düşün ki borçlanıyoruz ve bu aldığımız borçların faizi var, borçlanma yarınki gelirimizi bugün ipotek altına vermektir, dolayısıyla yarın harcayacağımız paraları bugünden harcamaktır borçlanmak, üstelik de bunlara faiz ödemektir borçlanmak… Birde bunu sadece iki sektör için yapıyorsak ve bu borçlanmayı yapan finans siteminin de verdiği tüketici kredilerine dayalı karlılığı artıyorsa… Yarın piyasa daraldıkça, Allah korusun biz de akledelim, dönen borçlar ve krediler dönmez oldukça veya yeni krediler verilmedikçe, yada konjektörel durumun gereği yabancı yatırımcılar başka ülkeleri tercih ettikce bu alanda da yavaşlama başlayacaktır… Bütün alanlar yavaşlarken, hatta büyümenizi dayandırdığınız sektörlerin bile yavaşlaması ekonomik sıkıntıların artması demektir…. Uzun vadelerle aldığımız kredilerle evler aldık, otomobiller aldık ama piyasada dönen bütün paraları bu iki sektör ve bunları kredileriyle destekleyen bankalar emmesine rağmen bunlar bile uzun vadede sıkıntıya düşecektir… İşte bahsedilen sektörel dengesizliklerin sonucu şudur. Gömlek üreticisinin işçisi, ayakkabı üreticinin müşterisidir, bütün müşteriler ev ve araba almışsa bu alanda da doygunluk başlamışsa, işsiz kalan gömlekçinin ve ayakkabıcının işçisi kredilerini ödeyemiyorsa… Bunu siyasiler görüyor ama sektörel ayrıcalıkları devam ettiriyorsa dövizle dünya finans kuruluşlarımızdan aldığımız krediler artık bizi gerer… Geriyor mu ne? Sektörel dengeyi gözeten ekonomi politikalarını politikacılarımızdan bekliyoruz. Piyasayı daraltan nedenlerden biri de vergileme sitemedir, vergileme sistemini inceleyerek ekonomimizi daraltan nedenlere bakmaya devam edeceğiz... Bir sonraki yazımızın konusu “Dört Vergiler ve Beş Siyasal Nedenler” olacaktır. Selam ve Saygılarımla…

Hüseyin Benek  --- 13.12.16  vatandasfikri.com