AÇIK EKONOMİ Mİ, AÇIK EKONOMİSİ Mİ?
(Bu Uçuşun İnişini de Düşünmek Lazım!!)
Dışa açık ekonomi modeliyle toplumlar, Dünya ekonomisiyle entegre olurken, onlardan sadece mal almak ithalat etmek değil, mal satmak İhracat da yapmak olduğunu sanırım anlayamadık.. Dışa Acık Ekonomi Dediğimiz De Dışardan Borç ve Aldığımız paralarla yine onlardan mal almayı anladıksa yanlış anladık, yanıldık.. Bu anlayış bizi aşırı borçlandırdı ve aldığımız borçlarla da son yıllarda aşırı tüketici bir toplum olduk… Hadi biz vatandaşlar bunu göremedik, bizi yönetenler, ekonomiyi yönetenler, ekonomi bürokrasisi de mi göremedi… Kusura bakmayın ama sizin işiniz ekonomimize zarar veren, bu aşırı borçlanmayı ve tüketimi görmekti, gözünüze kaç numara gözlük gerekiyorsa onu takın… Ülkeyi yöneten liderlere güzellemelerinizi bırakın gerçekleri konuşun ki toplum ekonomik olarak ne haldeyiz görsün… Liderleri uyarın ki, uyaralım ki liderler ekonomi uçuyor sanmasın, her gittiği ülkeye 11 milyar dolarlık uçak, 5000 ton et, bilmem ne adasını ihya etmeye kalkmasın… Ayrıca her karşılaştığı sorunu gerilimle değil müzakereyle çözmemiz gerektiğini de anlayalım, Irakla ticaret öldü müzakereyle başladı, İran la ambargo nedeniyle sıkıntılıydı, müzakereyle aşıldı, Rusya ile gerilimlerle ekonomik ilişkiler bozuldu daha ithalatımız ihracatımızdan hayli fazla, bu ülkeyle ticari açığımız zararımız devam ediyor… Müzakereye açıldı ilişkilerimiz ama yeteri kadar daha henüz ürün satamıyoruz… Satamadığımızın asıl nedenlerinden biri de, yol, bina yaparken fabrika yapmayı, sanayiye, tarıma yatırım yapmamak.. Üretim maksatlı teşvikler vermeyi unutmuş oluşumuz olmasın sakın… Olabilir… Ama olsun ben liderimi alkışlarım gerisini lider biliyor dersek o zaman daha bu dış ticaret açıkları, aşırı borçlanma devam edecek gibi… Şimdi Karar gazetesi ekonomi yazarlarından İbrahim Kahveci’nin yazısından örneklerle hükümetlerin ne kadar dış ticaret açığı verdiklerine bakalım mı? Bunun yanı sıra aslında aldıkları borçlara da bakmak lazım… Allah İbrahim Kahveci beyden razı olsun, herkes alkışlar o neti alkışlıyoruz ki diye soranlardan…
“1983-1991 yılları arasında 9 yıllık ANAP iktidarı döneminde tam 130 milyar dolar ithalatımız olmuş. Aynı dönemde ihracatımız ise, 88,3 milyar dolar seviyesinde karşılık bulmuş. Böylece 9 yıllık dış ticaret açığımız 41,8 milyar dolar, yıllık ortalama dış ticaret açığımız ise, 4 milyar 641 milyon dolar olarak gerçekleşmiş.”
“Gelelim 1992-2002 kayıp yılara... Toplam ithalat: 437,5 milyar dolar. Toplam ihracat: 268 milyar dolar Dış ticaret açığı: 169,5 milyar dolar Ve yıllık ortalama dış ticaret açığı: 15 milyar 409 milyon dolar.” Şimdi iyi durun son hükümetin dış ticarette verdiği açıkları göreceğiz…
80’li yıllarda yıllık 4,6 milyar dolar olan dış açık, 90’lı yıllarda 15,4 milyar dolara çıkıyor.
Ve 2000-2010 yılları... Son 15 yıllık dönemde dış ticaret açığımız 967,7 milyar dolara ulaşıyor. Böylece yıllık ortalama dış açığımız 64 milyar 511 milyon dolara çıkıyor.” Sanırım acık ekonomiyle, acık ekonomisini karıştırıyoruz… Acık ekonomi, dünyayla rekabete açılarak mal aldığından daha çok mal ve ürün satmaktır… Kısacası dışa açık ekonomik model gidiyor, bunun yerine dış açığa dayalı ekonomik model geliyor ki… Bu dış ticaret açığı da bizi aşırı borçlanmaya zorluyor, nereye kadar? Akıl bu sorunun cevabını veriyor, ama biz ve liderimiz akıl ve bilgiyi dinlemiyoruz… Eleştirenleri, saldıranlar olarak görüyoruz, hizmet için kullanacağımız gücü muhalefet edenleri, eleştirenleri bastırmaya harcıyoruz… Aslında eleştiri aklın bir nimetidir, akıl ise Allah’ın… Desinler yarışına giriyoruz, ekonomik olup olmadığına bakmadan yaptık işte yarışına giriyoruz… Vatandaşlarda buna alıştı, gelirimize bakmadan giderlerimiz oluyor, sonuç bir yerde duvara çarpacağız ama ne zaman bunu bilemiyorum…
Bütün uyarılara rağmen, bu yılın ilk ayında da sorun devam ediyor, 2018’in ilk rakamları bize şunları söylüyor… Alkış ve koy koyçuluktan durup dinleme fırsatımız olurda bu rakamlara bakarsak, bunlar ciddi uyarılar… “Yılın ilk ayı itibariyle 40,5 milyar dolar ithalat, 26,6 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Böylece dış ticaret açığımız 14 milyar 838 milyon dolara ulaşıyor. 2017’de dış açık aynı dönemde 8 milyar 079 milyon dolardı.” Önümüze doğru bu rakamı ay başına çarparsak… 12x14 milyar dolar, 168 milyar dolar yapıyor… Yöneticilerin hakkını yememek lazım bana da uçuyoruz gibime geldi…
Durum ciddi ekonomimize kendi ellerimizle operasyon yapıyoruz, Ocak 2018 itibariyle reel kesim döviz açığı 221,5 milyar dolara çıkmış durum da… Bu dış ticaret açığı verme durumunun borçlara yansımasıyla, etkisiyle bitireli mi?
Yine İbrahim beyden alıntı “Zaten 2017 yılı dış borç verilerine baktığımızda görüyoruz: Bir yılda dış borçlar 45 milyar dolar artarak 453,2 milyar dolara ulaştı. Bu rakam 2002 sonunda 130 milyar dolardı.” Bu borçlanma hızını göremezsek ekonomimiz uçuyor sanırız, sıcak paraya ve borca dayalı uçuşun inişi kötü olur, benden ve İbrahim beydn vatandaşa da, yöneticilere de nacizhane uyarıdır… Sonra bize ne oldu, neden kimse bizi uyarmadı denmesin…
Piyasa da, Evde bir bolluk, rahatlık, mutluluk havası var, kimse merak etmiyor bu para nereden geliyor, bu borçlar nasıl ödenecek diye merak eden yok… Sanki hepimiz bir sanal dünyada, bir hayal dünyasında günü, gün ederek yaşıyoruz… Umarım hayalden gerçeğe geçeriz, bu kötü gidişata karşı önlemler alırız… Bu uçuşumuz düşüşle değil kontrollü bir inişle olur… Dilek, temenni, önerilerimle, selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- vatandasfikri.com
Kaynak : http://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/acik-ekonomi-6622
|