EŞİTSİZLİK Mİ, ADALETSİZLİK Mİ?
(Eşitsizliğin Laneti, İnsanlığa Sosyolojik ve Biyolojik Darbedir)
Dünyada artık kapitalizmin ekonomik paylaşım modeli iyiden iyiye tartışılır oldu, ekonomik paylaşım sorunu o hale geldi ki, artık ekonominin konusu olmaktan çıkıp adaletin, biyolojinin konusu olmaya başladı diye düşünerek bu konu üzerine de durmaya, insanları davet ediyorum… Belki ekonomik paylaşım sorununuz olmayabilir, bu bir toplumsal sorunsa ki bana öyle geliyor, toplumda yaşanılan sorun, eninde sonunda sizi de, bizi de bulur… O zaman bu eşitsizlik sorununu çözmek zorundayız, şu anki uygulamaları kabul etmek sorunun üzerine sorun eklemektir…
Dünyanın birçok ülkesine baktığımız da şunu görmekteyiz, %1’lik bir grup ekonomik varlıkların neredeyse %99’’unu ele geçirmiştir. Bu çalmayla değil yasaların izin vermesiyle yapılmış bir durumdur ki, biz insanlar eşitsizliği yasal hale getirmişiz ve sermayeyi korumak için tüm çalışanları/insanları yok saymışız, oysaki toplumun genel olarak üretime katkısı vardır (işçi, müşteri, hammadde üreten olarak) … Bu üretimden birileri çok çok fazla alırda, diğerleri çok çok az alır ve bu eşitsizlik yaratılırsa bunu da devletlerin rejimleri yasalara bağlar normalmiş gibi topluma sunarsa insanlık yoksulluk buna bağlı olarak da mutsuzluk, bu nedenle de ruhsal ve bedensel sağlık sorunları yaşar, yaşmaktadır… Bunlara kısaca bakacak olursak…
Bunlar hakkında daha detaylı bilgiler edinmek lazım, ben sadece dikkat çekerek bu konu artık kişilerin sorunu olmaktan çıkmış, toplumun sorunu olduğunu düşünme görme zamanımız gelmiştir… İlk olarak bu eşitsizlik şu sağlık sorunlarına neden olmaktadır 1*beyinsel fonksiyonlara 2*kronik iltihaplanmalara 3* erken yaşlanmaya neden olmaktadır, bunlar da onlarca biyolojik ve ruhsal sağlık sorunlarını birlikte getirmektedir… Biz ekonomik eşitsizliğin genel olarak sosyal sorunlara neden olduğunu düşünür ona göre önlem almaya çalışırken… Bazı uzmanlar birçok biyolojik soruna da neden olduğunu ortaya koymuşlardır... Adeta ekonomik eşitsizlikler insan biyolojisine darbe vurmaktadır… Bu üç nedenin insan vücudunda başka şeyleri de tetiklediği bilinmektedir, örneğin kan dolaşım sistemine de olumsuz etkileri olmakta, tansiyon, felç riskini artırmakta, ayrıca vücudun insülin direnci de bozularak diyabete neden olmaktadır… Bu ekonomik eşitsizlikler bilgi edinme, düşünme, karar alma mekanizmalarımızı da bozuyor kısacası bağışıklık sistemimiz bozuluyor, bizi ruhsal ve biyolojik hastalıklara acık hale getiriyor, hasta ediyor… Bu durum insan için nerede yaşarsa yaşasın böyle cereyan ediyor, ya Türkiye de eşitsizlik ne durumda derseniz, durumumuz hiçte iç acıcı değildir…
Dünyada en zengin 8 kişinin sahip olduğu servet, dünya nüfusunun yarısının servetine denk düşmektedir, ülkemizde de durumun farklı olmadığını düşünüyor… Öncelikle yasamayı, sonra yargıyı, sonra yürütmeyi, sonra sendikaları, Sivil toplum örgütlerini kısaca tüm vatandaşları bu eşitsizliklerle mücadeleye çağırıyorum… Bazı rakamlarla yazıyı bitirelim mi? Türk-İş’in 2019 Şubatın da yaptığı bir araştırmaya göre açlık sınırı 2.028 yoksulluk sınırı ise 6.608 liradır… Açlık sınırını aşarak yoksulluk sınırında yaşamamız için de şunları da araştırmaya dahil ederek bu hesaplar yapılmaktadır… Sağlık, Eğitim, Gıda, Giyim, Kira, Elektrik, Su, Ulaşım, iletişim gibi zorunlu olanları da içermektedir… Gelirimiz bunlara yakınsa açlık ve yoksulluk sınırı içinde yaşıyoruz demektir…. Bu rakamlar bize uçuk gelmektedir neden, biz yoksul ve açlık sınırında yaşamaya adeta alıştırıldık, bizim bu yaşayışımızdan elde edilen ekonomik değerlerle de Türkiye de 200.000 zengin ve aileleri, bir de kamu yöneticileri ve bazı kamu çalışanları lüks içinde yaşmaktadır… Bu lüks içinde yaşayanların maaşlarına, tükettikleri her gıdaya, eşyalara, arabalara, aşırı vergi konmalı, ayrıca asgari ücretliden, vergi alınmamalı, patronlar, kamu kurum yöneticileri acilen savurganlıktan ve lüksten vaz geçmeli ki… Bu eşitsizliklerle mücadele acilen başlayabilsin, yoksa kanıksanmış bir durum, patron 800.000 liralık arabaya biner işçisine 80 lira gündelik ücret verirken eli titrer… Hey devleti idare edenler, hey sendikalar, hey muhalefet neredesiniz? Bakın böyle bir sorun yaşıyoruz… Bu işle biraz olsun ilgilenseniz ya, ilgilensek ya… Bana sorarsanız hepimiz eşitsizliğin getirdiği sosyal ve ekonomik adaletsizliğin lanetini yaşıyoruz… Daha eşit bir dünyada/Türkiye de daha mutlu yaşanması dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 6.4.18 – vatandasfikri.com
Kaynaklar:
1*Batuhan Sarucan - Herkese bilim Teknoloji Dergisi Sayı 157
|