|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
ÖRGÜT/ÖRGÜTLER |
ÖRGÜT/ÖRGÜTLENME/ÖRGÜTLER
Örgüt dediğimizde bir bağ anlaşılır, yani bir yere bir amaç için bağlanmak, bu amaçlar kişiden kişiye ve örgütten örgüte değişiklik gösterir.
Bir fırın örgütlersin amaç ekmek üretmektir, bir belediye örgütlersin amacı kentteki temel ihtiyaçlarıkarşılamaktır. Bir meslek odası örgütlersin o meslek mensuplarının haklarını savunur,Bir başka kişide çevre örgütlerinde örgütlenerek çevrenin kirlenmemesini amaç edinir, bir sendika örgütlersin çalışanların haklarını korur, bir parti örgütlersin iktidarı seçilerek devir alıp düşüncelerini uygulamaktır amacı, bu örgütlerin resmi kurumlarının dışındakileri ancak demokrasi olursa olur.
Yani krallık da padişahlık da sendika, parti meslek çıkarlarını koruyan örgütler olmaz, olsa da otorite olan kralın veya padişahın iktidarının emri altında olur.
Bu nedenle demokrasi önemlidir, demokrasi yoksa sivil toplum örgütlenmesi de yoktur. İktidardakiler iktidarıseçilerek alırlar, seçilmemeleri halinde de bırakırlar. Bunun için de örgütlü bir partiye ihtiyaç vardır, bu parti aynı şekilde düşünülen ve hareket eden kişilerden oluşur genellikle. Bunlar başlıca siyasi akımlar; Muhafazakar, milliyetçi, sosyalist, sosyal demokrat ve liberal olabilir. Bu parti örgütlerinin amacı iktidarı ele geçirmek ve devleti kurumlarıyla ve yasalara uyarak yönetmektir.
Sendikalar ve meslek örgütleri; sendikalar çalışan işçilerin ve kamu görevlilerinin haklarını savunmak amacıyla oluşturulmuş, meslek örgütleri (odaları) ise meslek mensuplarının haklarının korumak için oluşturulmuştur.
Kamu kurum ve kuruluşları da vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla oluşturulmuş örgütlenmelerdir. Örneğin Polis ve jandarma teşkilatları güvenlik amacıyla, hastaneler ve sağlık bakanlığı sağlık sorunlarının çözümü için, Milli Eğitim Bakanlığı ise vatandaşları ve çocukları eğitmek için örgütlenmiş organizasyonlardır.
Bütün bunların yanında aile, toplum, ve ülke gibi genel örgütlenmelerden de bahsedebiliriz, ayrıca NATO, BirleşmişMilletler, Dünya Bankası, İMF gibi, Greenpeace, WWF çevre örgütlerinden veİnsan hakları kuruluşlarından da bahsedelim biz insanlığın son üçüne ciddi ciddi ihtiyacı vardır.
Şimdi örgütlenirsek ne olur örgütlenmezsek ne olur?
Örgütlenenler demokratik yapı içinde haklarını koruyan ve alan gruplardır, örgütlenmeyenler de haklarını koruyamayan ve alamayan gruplardır. Örgütlenmeyenlerde toplum bilinci de gelişmemiştir, örgütler bize birlik içinde hareket etmemizi ve toplumsallaşmamızı sağlayan kurumlardır.
Kurumlardır derken bizim örgütlerimizin en büyük eksikliği kurumsallaşamamalarıdır. Örneğin CHP dışında birçok parti kurumsallaşamamıştır, CHP’nin de kurumsallaşması, uzun soluklu oluşu Atatürk’ün kurduğu parti oluşundan kaynaklı olmasıdır diye düşünüyorum. Adalet Partisine ne oldu, hadi onu darbe kapattı, ANAP’a ne oldu, Doğru Yol Partisi nerede, Genç Parti’ye ne oldu bunun gibi yüze yakın örnek verebiliriz. Bütün bu partilerin kurumsal kimlik kazanamadıklarından kaybettiler ve silindiler. Kurumsal kimlik neden kazanamadıklarına kısa bir cevap verelim isterseniz: Liderlerin gölgesinde kalan partilerdir; Özal=ANAP, Demirel= DYP, GP=Uzan. Şimdiler de ise, AKP=Erdoğan. Daha anlaşılır olması açısından Has Parti örneğini verelim. Parti tabanından birçok tanıdığım var, hepsiyle de bire bir görüştüm partinin kapatılarak AKP’yle birleşmesine sıcak bakmıyorlar ama buna rağmen lidersiz yapamayacaklarını anladıklarından olsa gerek kerhen birleşme kararlarını onaylıyorlar. Demek ki örgütlerin kurumsallaşabilmeleri için liderlerin gölgesinde kalmamaları gerekiyor. Örneğin ABD’deki partilerin kuruluş tarihleri 1850-60 yıllardır, o zamandan bu yana 50-60 lider değişikliği yaşamalarına rağmen partilerin kurumsal kimlikleri artarak devam etmiştir. Partilerimizi lider baskısından kurtarabilirsek kurumsallaşacaklardır.
Örgütlerin lider ve başkan baskısından kurtulabilmesi için partilerin ve sendikaların, meslek odalarının iç işleyişleri demokratik hale getirilmelidir. Bu artık demokrasimizi tehdit eder hale gelmiştir, bu hegemonyacı tavırlar yüzünden örgütlerden ve örgütlenmeden soğumuştur. Partilerimizde ve diğer sivil topum örgütlerimizde demokrasi işlemedikçe demokratik sistemimizde sakat kalacaktır. Karakterim gereği kötümser yorumlardan hep kaçınırım, ama örgülerimizdeki bu lider ve başkan baskısı toplumun olan örgütleri liderin ve başkanın gibi algılanmasına neden olmakta ve toplum örgütlerine sahip çıkamamaktadır. Bu durum müzminleşmiştir, bu nedenle örgütlerimizde acilen, yüksek dozda demokrasiye ihtiyaç vardır. Örgütler demokrasiyi işleten yegane kuruluşlardır, bunun yanı sıra örgütlerin kültür oluşturarak toplumsallaşmaya da katkıları vardır.
Örgütler aynı zamanda kültür de oluştururlar, demokrasinin en önemli unsuru örgütlerin demokrasi kültürü oluşturmak gibi görevleri olduğuna göre bu görevi yerine getirmeleri için kendilerinin demokratik bir işleyişi içinde olmaları gerekir ki kültürel bir örneklik oluşabilsin. Oluşmaması için hepimiz liderlerin ve başkanların peşine takılmışız örgütlerimize liderlere verdiğimiz değeri vermiyoruz.
Örgütsüz demokrasi şekersiz helvaya benzer. Fikri Adil
Hem örgütlenmeden uzağız, hem de örgütlü olanlarımızda tabirimi hoş görün lider yalakası olmuşuz. Burada ki sakatlıklar toplumun her yerine yansıyor, bir demokrasilerde hem kurum içi, hem de kurum dışından gelen eleştirileri değerlendirerek kendi örgütlerimize çeki düzen vermeliyiz. Ne yazık ki liderini eleştiren bir parti mensubu gördünüz mü? Ben görmedim lider ve başkan, makamdakiler mutlaka doğru düşünüyordur diyenden geçilmiyor kurumlarımız, örgütlerimiz, partilerimiz. O zaman bu ülkenin vasatlığının nedeni kimdir, nedir?
Lider partiden mi çıkar, parti liderden mi? Fikri Adil
Örgütlenme denilince “me” olumsuz ekinden dolayı örgütlenmemeyi anlayan toplum mudur, yoksa örgütleri kendi malları sanan yöneticiler mi? Her kimse bu toplumda bir örgütlenme sorunu var, bu soruna dikkat çekmeye çalıştım, hepimizin iyi kötü katkısı olduğunu düşünüyorum kimseye topu atmayalım, örgütlenme sorununun önündeki engelleri kaldırmak için çalışalım, örgütsüz demokrasi olmayacağını bile, bile örgütlerden uzak durmayalım.
Bu örgütler aynı zamanda bizi toplumsallaştıracaktır, toplumsallaşmak içinse bir kültürümüz ve kurallarımız ve bunlara dayanan örgütsel yapımız olmalıdır. Biz aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarımız aşağı yukarı aynı olan ve toplumsal huzuru ve refahı sağlamak için iş birliği yapan insanlar olmak zorundayız, kendimizi, ülkemizi ve içinde yaşadığımız toplumu azıcık olsa düşünüyorsak. Bu düşünce bizi örgütlenmeye ve toplumsallaşmaya sevk edecektir.
Örgütlü toplum toplumsal sorunlara duyarlı, sorunları öngören, çözüm arayan toplumdur. Bu bilinçli ve bilinçle bireylerin aralarında bir bağa neden olan örgütsel bağlar karşılıklı görev ve sorumluluk bilinci oluşturacaktır. Bunun için fikir ve söz birliğine dayanan, belirli amaçlara ulaşmak için isteyerek kurulan, istenildiğinde dağılabilen insan topluluklarıve birlikleri olan örgütler gereklidir. Bu gerekliliğin bilincinde olan kişilerin düşünsel olarak kabul ettikleri partilere, örgütlere, meslek odalarıve sendikalara üye olmaları zorunluluktur desek yeridir.
Toplumsal yaşamın devamı için örgütler kaçınılmazdır, birçok temel ihtiyacımızı karşılayabilmek için işbirliği yapanlardan oluşan organizasyonları içini demokratik kurallarla doldurarak bu örgütsel yapıları oluşturmalıyız.
Demokratik örgütler oluşturma ve buralarda buluşma dileğiyle selam ve sevgiler.
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|