KAMU KURUMU, BANKASI
(Kamu Akılla ve Ahlaki Değerlerle Yönetilir. Fikri Adil)
Kamu yani devlet, yani vatandaşlarına hizmet edecek kurumlar, vatandaşlarını sadece ticaretin vereceği hizmetlere bırakmayan yapıdır, hukuk kuralları, ahlak ve adalet ağır basar, kamu, kamu adına değil vatandaş adına hizmet eden bir mekanizmanın kurumsallaşarak devlet şeklini almasıdır… Uzun süredir izlediğim bir kamu kuruluşu var, Ankara Halk Ekmek Fabrikası, ekmeğin ticaret konusu olmasının üzerinde hem düzenleyici, hem de frenleyici etkisiyle Ankara ekmek piyasasında düzenleyici etkisi görülmektedir… Ekmek üretmek üzere kurulan fabrika pasta, pogca hatta don lastiği üretirse, amacına dışına çıkmış olmaz mı?
Şimdi bunu kamu bankalarına aktaralım mı? Bir kamu bankası var ticaret ve sanayi alanına, esnaflara düşük faizle kredi vermek için kurulmuş, bir başka kamu bankası vardı konut sektörün de düzenleyici olacaktı, kapandı, bir kamu bankası var, tarım ve hayvancılığı desteklemek üzere kurulmuş… Bunlar amaçları doğrultusunda hareket etmiyorsa, bu kurumları amaçları dışın da hareket ettiren siyasetçilere neden amaç dışında bu kurumlar hareket ediyor? Diye esnaf odaları, ticaret odaları, Ziraat Odaları amaçlarına göre kullanılmadığın da amaçları dışında kullananlara tepki göstermesi gerekmez mi? Gerekir de neden göstermezler, onu onların üyeleri odaları idare eenlere sormalıdır… Bir TZOB Tarıma verilecek krediler neden bir medya şirketine medya da gücünü artırmak maksadıyla kullanmak üzere 1 milyar dolar, kredi veriyorsa… Sonra aynı banka spor kulüplerinin borçlarında ki faiz baskısını azaltıyorsa, bu yapılandırmada bankaya kaynak maliyetinin 300 milyon dolar olduğunu varsayalım… Buna benzer başka operasyonlara da son bir yıl için de 200 milyon dolar kaynak ayırdığını düşünelim… Toplam bir buçuk milyar dolar asıl faaliyet dışına kaynak ayıran banka… Asıl faaliyet alanı olan tarıma kaynak ayıramamaktadır… Tarım ve Hayvancılığa bir yılda 1.5 milyar dolar kaynak ayırmış olsaydı, hükümet yetkililerinin ifadesine göre zaten kaynak ayrılmaktadır… O zaman bu kadar daha fazla kaynak ayrılmış olsaydı, bu sizin bölgenize teşvik olarak dağıtılsaydı, faizsiz kredi olarak dağıtılsaydı, ülkemizin tarımsal üretimi artar mıydı artmaz mıydı? Artardı… Yine hükümet yetkililerinin ifadesine göre tarım üretimimiz artmaktadır, ihracat rekorları kırılmaktadır…
O zaman şu soruyla devam edelim hangi tarım ürününde ithalatçı değiliz, et ithal ediyoruz, mısır ithal ediyoruz, yağlı tohumlar ithal ediyoruz, mercimek, nohut, gibi tahıl ürünleri ithal ediyoruz… Bizim tarlamız mı yok, var, çiftçimiz mi yok, var… Bizde ne yok biliyor musunuz, üretimi destekleyecek bir kurumsal yapı ve bunu isteyecek, işletecek hükümet… Hükümet kendini destekleyen sermaye yaratma peşinde bunu büyük ölçüde tamamladı da, bunu yaparken hiçbir dengeye dikkat etmedi, mesela dünyanın en çok devlet den, kamu ihalesi alan 5-6 şirketi Türkiye de… En büyük basın ve yayın sahipliği el değişikliği muhtemelen ülkemiz de… En hızlı zengini artan ülke yine ülkemiz, en çok yardım alan vatandaşı artan ülke, belki yine ülkemiz… Bunları yan yana koyduğumuz da…
Rakamlar büyüyor ama bizim alım gücümüz azalıyorsa, ihracat artıyor ithalatımız ondan daha hızlı artıyorsa, tarım da üretim, imalat sanayi, teknoloji şirketleri desteklenmiyor da bu olumsuzlukları gizleyecek medya şirketleri destekleniyorsa… Her TV’yi açtıkça sadece hükümet yetkililerini görüyorsak, basın toplantılarına aykırı soru soracak gazeteciler alınmıyorsa, tartışma programları artık sudan konuları tartışıyorsa… Sorunları tespit edip çözüm önerecek sistemimiz bozulmuş demektir… Daha da komiği…
Bu yaşanılanlardan sorumlu olan hükümet, sorumluyu dış mihraklarda arıyorsa, hatta bir muhalefet partisini, bakın bizi bu zihniyet bu noktaya getirdi diye suçluyorsa… Artık toplum olarak sağlıklı düşünemiyoruz demektir, toplum sağlığı merkezleri sadece biyolojik olarak değil, düşünce ve ruh sağlığı olarak daha çok çalışması gerekmektedir… Bunu en son yardımcı iktidar olan bir parti genel başkanı söyledi, ruh sağlığı yasası çıkaralım diye… Bence sizin iktidarınız devam etmesini istiyorsanız çıkarmayın, vatandaşlar sağlıklı düşünürse, bu kadar vasat siyaset yapan hükümeti de, yardımcı hükümeti de, bu olumsuzluklarla yeteri kadar mücadele etmeyen muhalefeti de ülkeden kovarlar… Kamu kurumlarının sağlıklı işlememesinin başka bir nedeni de, bana göre… Hem vatandaşlar, hem muhalefet, hem de meslek odaları, hem de yargı kurumları (Yargıtay, Danıştay, Sayıştay) hükümet üzerinde ki denetimlerini artırmalıdır ki… Kamu sistemi sağlık işleyebilsin… Son olarak da hükümet yetkililerinden ricam eleştiri ve önerilere acık olun, yoksa yanlış karalarınızın, uygulamalarınızın farkına alkışlar arasında varamazsınız… Tüm ülke vatandaşları olarak siyaset dışında değer olarak hepmizde olması gereken doğru, yanlış iyi, kötü, güzel çirkin, kar, zarar gibi kavramlar üzerinden hem kendimizi, hem de hükümeti, buna tepkisiz kalan meslek odalarını, muhalefeti değerlendirerek daha bir toplumsal düzen içinde yaşarız, yaşamak dileğiyle.. Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 14.1.19
|