|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
9 EYLÜL VE CHP |
9 EYLÜL VE CHP
CHP’nin kuruluş yıldönümü ile Cumhuriyetin Kuruluş yıl dönümü arasında pek bir fark yok, hatta öyle bir gün seçilmiş ki kuruluş günlerini unutan vatandaşlar ve CHP’liler hatırlasın diye 9 Eylül İzmir’in kurtuluşu, işgalcilerin denize dökülüşü ve parti kuruluşu aynı güne getirilmiştir… Kurtuluşun ve kuruluşun partisi olduğu için olsa gerek kuruluş ilkeleri de altı okunda barındırmaktadır… Kısacası kurtuluşun ve kuruluşun ruhunu en iyi yansıtan parti CHP olması gerekir, olabiliyor mu? Halkçı olmasına rağmen, toplumla ne kadar bağ kurabiliyor, yada toplumu parti ilkelerine partiyi topluma yeteri kadar anlatabiliyorlar mı? Sanırım uzun yıllardır iktidar olmadığına göre, hatta iktidar alternatifi olmakta zorlandığına göre bunu başaramıyor… Parti yönetimi ve partililer bu konu üzerine düşünmelidir…
Sorun nerede derseniz biraz daha yakından bakalım mı, bu partimize?
Bakalım, bu partimiz kurtuluş savaşını veren kadroların kurduğu partidir, Sistemimiz Olan Cumhuriyeti bu parti kurmuş, cumhuriyetle biz, vatandaşlık haklarına kavuşmuşuz… Yine bu parti tek parti sisteminden çok partili demokratik sisteme geçmiş bir partimizdir… Dini daha iyi anlayalım diye Diyanet İşleri Başkanlığını ve İmam Hatipleri Kuran, Kutsal Kitabımız Kuran’ı Anlayalım diye Dilimize Çeviren yine bu parti yetkilileridir… Şu an yaşanılan sistemin müsebbibidir desek yeridir…. Günümüze geldiğimiz de ise, bu partinin misyonu bu sistemin daha iyi işlemesi için iktidar talep etmek, olmadı muhalefet etmek, sisteme zarar veren aşırı uçlarla mücadele etmek olmalıdır… Bu misyonunu yeteri kadar yapabiliyor mu? Bu soruyu da partinin lideri ve genel merkez yöneticileri cevaplasın…
Biz partinin toplumla neden bağ kurmadığı üzerine düşüncelerimizi söyleyelim… İlk olarak: Hem toplumun, hem parti yönetiminin, hem de bazı fanatik partililerin, hemde rakip parti söylemlerinin partinin toplumda yanlış anlaşılmasına neden olduğunu da söyleyebiliriz… Ayrıca rakip partiler toplumun hangi gruba alerjisi varsa bu partimizi onlarla anarak da toplumla bağını koparttıklarını da söyleyebiliriz… Asıl sorun ise devrim yapan bir parti olmasıdır ki, bu devrim anında harf devrimi, bazı tekke ve benzeri yerlerin kapatılması, kılık kıyafet gibi kültür alanında yapılan devrimlerle, giyeceklerin gönüllü değil neredeyse zorunlu değişimi… Dini konularda ki reformların, modernist bakış acısının, toplumun çok ilerisinde olması gibi onlarca neden sayabiliriz… Bunları nasıl aşar bu partimiz dersek şöyle aşabilir… Önce kendini iyi anlatacak, bunu altı ok ilkeleri üzerinden yapacak… Altı ok ilkleri nedir? Önce partinin kısa tarihi sonra altı ok ilkeleri…
CHP Cumhuriyet tarihiyle özdeş bir partidir… Cumhuriyet, 29 Ekim 1923'te Türkiye Büyük Millet Meclisinde “Yaşasın” nidalarıyla kabul edildi. İlk toplantısını 23 Nisan 1920'de yapan TBMM'nin kabul ettiği 1921 Anayasasının Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir olan birinci maddesi, açıkça belirtilmese de Cumhuriyet rejiminin habercisiydi…
CHP, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde 9 Eylül 1923’te önce “Halk Fırkası” adıyla kurulmuştur. 1924 yılında “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935 yılında ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını aldı.
1927 yılında “Cumhuriyetçilik”, “Halkçılık”, “Milliyetçilik” ve “Laiklik” CHP’nin dört temel ilkesi olarak benimsenmiştir. 1935 yılında “Devletçilik” ve “Devrimcilik” ilkeleri de eklenerek Partinin ilkeleri altıya çıkarılmıştır. Partinin amblemi olan 6 ok bu ilkeleri simgelemektedir.
Bütün bunlardan da anlaşılacağı üzere CHP kurumsal olarak kurulurken, bir yandan da Cumhuriyet kuruluyordu, ikisinin de kurucuları aynı kişilerdi… Biz yazıyı daha çok uzatmadan Altı ok ilkleirni inceleyerek yazıyı bitirelim…
-
Cumhuriyetçilik Yani mevcut devlet sisteminin savunulması da diyebileceğimiz bir ilke…
-
Halkçılık, halkın dini ve milli değerlerini önemseyerek ekonomik ve sosyal politikalar üretmek de diyeceğimiz bu ilkede ciddi eksiklikler olduğu için CHP ve Halk arasında iletişimsizlik olmuştur….
-
Milliyetçilik, Eksik kalan bir ilkedir, parti sosyal demokrat bir çizgiye oturmaya çalıştığı için milliyetçiliği önemsemiyor gibi davranılmıştır… Sosyal demokrasi, milliyetçiliği vatandaş ve insan odaklı olarak uygulamayı önerirken, milliyetçiliğe gereksiz bir mesafe konuldu… Oysa ister halkçılık olsun, ister milliyetçilik olsun milletin, halkın kültürünün önemsenmesiyle başlayacak ilkelerdir ve buna milliyetçilik denmese bile milliyetçilik olduğunu herkes bilir ve bunlar topluma anlatılmalıdır… Bu nedenle bu partili arkadaşlara kültürel bir milliyetçiliği, vatandaş temelli, insan hak ve özgürlük temelli bir milliyetçiliği öneriyor… Bunu toplumla kaynaşma projesi olarak uygulanması gerektiğini düşünüyorum…
-
Laiklik, çok gerekli bir ilke olmasına rağmen, çok gereksiz bir fanatiklikle uygulanmış toplumun dini algılamasına aşırı müdahaleler olmuş… Vatandaşlar bu müdahalelere acık ve gizli direnmişler, bu ilkenin uygulanması sırasında sosyolojik meşruiyete hiç dikkat edilmemiştir… Oysa Laiklik batı da çatışmamazlıgın, barışın garantörü olurken ülkemiz neredeyse çatışma nedenleri arasına girmiştir… Baş örtüsü bunun son örneğidir, burada CHP baş örtüsüne karşı gelmemiş biraz sessiz kalmıştır.. Başörtüsü konusunda şu an izlediği tavır doğru bir tavırdır…
-
Devletçilik, hangi anlamda uygulanacaktır, tarımda mı, sanayide mi, eğitimde mi, bilişimde mi, belli değildir… Bence Çin devletçi bir ekonomik anlayışla dünya devi olabilmiştir… Biz özelleştirmeci bir mantıkla devleti ekonomiden çekmeye çalışmışız ve kurumları özelleştirerek devletin üretim gücünü erezyona uğratmışız, gelinen noktada bunların yanlışlığını vatandaşlar olarak anlamamız lazımdır, anlamayanlara da CHP anlatmalıdır… Bunları tabiki CHP yapmadı, satılanlar CHP döneminde yapılan fabrikalardı, ama CHP yeter derece tepki göstermedi…
-
Devrimcilik, bana göre demokrasiyle aşılacak reformlardır, evet demokratik reformlar devrimcilik demektir, değişim demektir… CHP parti içi demokrasiyi eksikliklerine rağmen en iyi işleten partidir, ister özeleştiri, ister yönetim hatalarının eleştirilmesi, ister yönetime tepki gösterme konusunda CHP iyi olmasına rağmen eksiktir… Bunun için Devrimcilik ilkesi, Demokrasi ilkesiyle desteklenmeli ve parti inandırıcı olabilmesi için demokrasi reformuna kendi içinden başlamalıdır…. Örneğin kongre isteğine bu kadar direnilmemeliydi, kongreye gitme barajı %50+1 olmamalıydı, bu tüzüğe yazılmış olsa bile 300-400 kişi kongre istiyorsa gidilmeliydi, gidilebilmeliydi… Cumhuriyet devrimine sahip çıkmak ise vatandaşların hepsinin görevidir, çünkü vatandaşlık hakkı Cumhuriyet devrimi ile edinilmiş bir haktır…
Son olarak, üretilen politikalarda, verilen mesajlarda iletişimin en önemli ilkesi kesişim kümesinin olabildiğince geniş tutularak politikalar ve mesajlar üretilmesi gereğinin altını çizerek… Bu asırlık partimizin ülkemiz siyasetine, yönetimine, muhalefetine daha çok katkılar sunmasını bekliyor, başarılar diliyoruz… Selam ve Sevgilerimle…
Kaynaklar
-
https://www.chp.org.tr/haberler/chp-tarihi
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|