PAZAR DAYANIŞMASI
SOSYAL DAYANIŞMA
Toplum olarak zor bir dönemden geçiyoruz, bunun sorumlusu şudur budur, bunlar zaten tartışılıyor, her alanda dayanışma ve yardımlaşma gerekiyor, dayanışma ve yardımlaşma anlayışımız değişti, devlet kurumsal olarak yardım etsin deniyor… Dayanışma yapacağımız kişileri bunun yerine kredi çeksin zor anlarını uzun vadeye yaysın anlayışı içindeyiz, kişisel ve toplumsal anlayışımız olmuş durum da…
İyi de kurumlar parayı nereden alıyor, vergi olarak vatandaştan, ya vatandaşların çoğunluğu zor durumdaysa devletin kurumlarının vergi gelirleri düşmüşse, devlet, özel sektör, vatandaş toptan zaten borçluysa ki öyle… Dayanışma nasıl sağlanacak? Sadece kurumsal dayanışmanın yanı sıra kişiler arası sosyal dayanışmalarla bu sorunları aşabiliriz, buda….
Toplumsal Dayanışma ekonomisi bazı belediyelerce uygulanmaya çalışılıyor, merkezi hükümet ise sosyal yardımları bakanlık aracılığıyla yapmak istediğinden olsa gerek hoş karşılamıyor… Toplumsal dayanışma ekonomisin de sıradan insanlar, insan hayatının ekonomik, toplumsal, kültürel, politik ve çevresel bütün boyutlarını şekillendirmede işin içinde olurlar… Vatandaşlar üretim, finans, dağıtım, değişim, tüketim ve yönetişim gibi aşamalarda yer alarak toplumsal dayanışmaya katkı sunarlar… Bu sadece yoksullara yönelik olmakla kalmaz, toplum da eşitsizliklerin nedenleriyle de mücadele etmek için çalışmalar yapılmalıdır ki bir yanda lüks, şaşa bir yanda yoksulluk yaşanmasın… Toplumsal Dayanışma Ekonomisi farklı değer ve amaçlarla, toplulukların refahını toplumun geneline yayarak yoksullukla mücadele yöntemidir de diyebiliriz… Bu bir örgütlülük gerektiren iş olsada biz birey olarak da bize sorumluluk düştüğünü unutmayalım, ya böyle projelerde yer alalım yada kişi olarak en yakınımızdaki kişileri tespit edelim direk yardımlaşalım…
Bir iki dayanışma türünden bahsederek devam edelim, sosyal dayanışma, ekonomik dayanışma, Pazar dayanışması, kurumsal dayanışma, bütün bunlara ilave belki de daha önce üretimi destekleyerek yoksulluğu engellemek için üreticiyle, ürün garantili teşviklerle, hibelerle kurumsal dayanışma artık neredeyse şart oldu… Kamu yöneticileri bizleri psikolojik olarak rahatlatmak için güçlüyüz havası, gösterisi yapıyorlar ama artık kimse inanmıyor bu konuda araştırmalar yapsınlar da görsünler ve gösterişe yönelik davranışlardan lükslerden acilen vaz geçilerek kamu tasarrufu sağlanmalıdır ki… Zor durumda olan vatandaştan daha çok vergi tahsili gibi yöntemlere başvurma gereği duyulmasın, bu tasarruflarla yoksullukla mücadele edilsin… Her neyse Pazar dayanışmasıyla devam edelim…
Pazar dayanışmasını şöyle açıklayabiliriz, bir ürün alacağız 5 marka var, yerli olan hangisi, bizim fabrikalarda bizim işçiler hangisini üretmişse onu alacağız ki, para yurt dışına kaçmasın aramızda dönsün…
Sonra patronlar şunu unutmasın, ayakkabı üretenin işçisi, gömlekçinin müşterisi, gömlekçinin İşçisi ayakkabıcının müşterisi olduğu unutulmamalı.. Kendilerine, çocuklarına, pahalı evler ve arabalar alacaklarına kişisel, ailesel lükslerden vaz geçerek işçileriyle paylaşılması halinde Pazar dayanışması yaşanılacak herkesin müşterisi artacaktır… İşçiyle paylaşılması gerekirken lüks, pahalı ithal bir arabaya verilen para yurt dışına kaçan para demektir.. Yurt dışına giden para bizi fakirleştirecek, gelen para zenginleştirecektir…
Ayrıca ülkemiz içinde de, bir iş yapılacaksa, hangi bölgede yapılacaksa o bölgenin firmaları işletmeleri tercih edilmelidir ki, nasıl ülkesel Pazar dayanışması önemliyse, yöresel Pazar dayanışması da önemlidir, biri ülkeden para çıkışına engel olurken, diğeri yöreden para çıkışına engel olacaktır, demektir…
Gelelim mahallemize, bir alış veriş yapacaksak mutlaka mahalle esnafımızdan yapmalıyız ki mahallede ekonomik hayat ölmesin, zincir marketler ekonomik olabilir ama bir iki lira fazla vererek mahallemizin ekonomisine destek olabiliriz…. Yeteri kadar açıklayıcı oldu mu bilmiyorum ama…
İster ülke genelinde makro ekonomik kararlarımızda, ister bir ekmek almayı gerektirecek kadar mahalle/köy bazında mikro ekonomik kararlarımızda olsun, şuna çok dikkat etmeliyiz, Pazar dayanışması içinde olmalıyız ki bölgesel, ülkesel zenginliğimiz elimizden kaçmasın… Son olarak…
Toplum olarak ekonomik olarak zor dönemden geçerken birde dünya ile birlikte salgına tutulduk, bununda etkisiyle ekonomik olarak zor duruma düştük… İşi, işini kaybeden kişiye indirdiğimizde ev kirası, evde zorunlu ödenmesi gereken faturalar, aç kalmamak için ihtiyaç duyulan gıdalar için işimiz olsa da, olmasa da belirli bir geçimlik para gerekmektedir… İşsiz kalan kişi bu gelirinden mahrum olmuş demektir, bu kişiyi tanıyan ister patronu, ister akrabası, ister komşusu isek, bize düşen görev o iş buluncaya kadar onun geçimliğini ister devletin kurumları aracılığıyla, ister kişisel desteklerle dayanışma içinde olmamızın gereği dinen farz, insani vicdan acısından şart, aynı toplumun ferdi olarak görevdir… Bu bilinçle Pazar ve Sosyal dayanışma içinde olmamız dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com –30.12.2020
Kaynaklar
1* https://www.dortmevsimekoloji.org/toplumsal-dayanisma-ekonomisi-nedir/
|