DEVLET YÖNETİM SİSTEMLERİ
Toplumlar birlikte yaşmak için çeşitli kurallar(yasalar) oluşturmuşlar buna dayalı yönetim sistemleri oluşturmuşlar ve böylece toplumsal düzen kurmuşlardır.. Toplumsal düzenlerin amacı nedir, fertleri ve toplumu mutlu huzurlu yaşasınlar diyedir, böyle mi olur mu? Olup olmadığını hepimiz görüyoruz, şimdi bunun nedenlerini görmeye çalışalım mı?
Birçok yönetim sistemi ve birçok kural kaynakları var, bunları geniş tutarsak sadece biri, bir tez konusudur, biz bir yazıda bunu dilimizin döndüğü kadar devlet yönetimini anlamaya çalışacagız.. Yani yazılar özetin özetidir, daha geniş bilgi için konuyla ilgili başka kaynaklar baş vurmak gerekir... Biz iki yönetim biçimini ele alarak konuya yaklaşalım mı?
Biri güçler birligi, monarşi, kincisi güçler ayrılığına dayalı demokrasi anlamaya çalışalım... Bu iki temel yönetim şekline bakalım, buna girmeden önce bu iksinin de onlarca ton farkı vardır, bunuda da bilerek, hatırlatarak konuya girelim... Devletin gücünün tek kişide toplanmasına monarşi dersek...
Monarşi: Tek erklilik der sözlükler, bu ise devletin gücünün tek elde, genelde Padişah ve Kralda toplanmasıdır diyebiliriz.. Devletin gücü nedir dersek, devletin hizmet etme gücü var, devletin yargılama gücü var, devletin yasa koyma gücü var, bunların tek elde toplanması orada yaşayanlar için büyük sorunlar demektir... Bu ekonomik sorunlar olmasa bile sosyal sorunlar demektir... İnanma, düşünme, bunları ifade etme gibi özgürlük sorunları demektir... Devlet yönetimin de bulunanların yanlış kararlarına tepki gösterememek demektir, bu ise yönetimde keyfilige neden olmaktadır, keyfi yönetimler ise toplumunu degil yönetimini, iktidarını dikkate alan monarklardan oluşur... Bunun zıttı ise demokratik yönetim şeklidir, bu yönetim de...
Devlet gücü devletin kurumları arasında paylaştırılmıştır, bu paylaştırma mantığının nedenleri güçler toplumsal iyilik için birbirlerini denetlemeli ve ne ortak iyi ise o yasalara göre yapılmaya çalışılır... Yasama yasa yapar, yargı bu yasaya göre karar verir, yürütme hükümet ise bu yasalar göre topluma, vatandaşlara hizmet eder, ülkeyi imar eder... Bu hizmet esnasında yasa yapan meclis ve yargı kurumları adliyeler yasalara uygunluk, ekonomik kurallara riayet, liyakat sistemine uyma gibi denetimler yaparlarsa o toplumda denetim, denge vardır, keyfilik yoktur... Bunun için demokrasi neredeyse zorunluluktur...
Keyfilik yoksa verimlilik var demektir, verimlilik varsa, anlık ve kişisel fayda degil, toplam ve toplumsal fayda düşünülüyor demektir... Toplumsal fayda için vatandaşların cogunun onayını alan yönetimlerin, ülkeyi yönetmesi gerekir ki, devleti kim yönetecek sorusunun da cevabı bulunmuş olsun... Demokrasilerde kim yönetecek sorusunun cevabını vatandaşların seçtiği kişiler denirken... Monarşilerde, ise kendilerine devleti ve toplumu yönetme hakkının tanrı tarafından verildiğini iddia ederek yönetime seçimle degil, mirasla verilerek degişmesi gerektiğine dayanarak, yönetimi en büyük erkek ogula devrederek sürekli ailenin devleti ve toplumu yönetmesine Monarşi diyebiliriz... Burada küçük bir ayrıntıyı acarak yazıya devam edelim mi?
Monarşilerde yönetim hem devleti, hemde halkı yönetir, demokrasiler de yönetmek için seçilen devletin tüm gücünü ele alamadığından, güçler ayrılıgı olduğundan dolayı sadece yürütme, hükümet etme için yönetim yetkisi almıştır... Vatandaşları da, devleti de, seçilen yönetimleri de yasalar yönetir, herkes yasalara uymakla mükelleftir... Buna rağmen bazılarımız hala monarşi yönetimi özlemi içinde olduğunu görüyor üzülüyorum... Onlara çok çeşitli kaynaklardan monarşi ve demokrasi yönetimleri hakkında bilgilenmelerini öneriyorum...
Demokrasi gibi, laiklik gibi toplumsal uzlaşıya önem veren yönetim sistemlerine sahip cıkılması, daha da iyi iletilmesi gerginin altını çiziyor, tekraren hatırlatıyor... Sahip cıkmak ve daha iyi işletmek dilegiyle, Selam ve Sevgilerimle...
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 17.8.2020
Kaynak: http://www.dildernegi.org.tr/TR,274/turkce-sozluk-ara-bul.html
|