ALİ ve VELİ EKONOMİSİ
Ali, Veli ve Bestami ekonomisi nasıl işler, bugün buna bakalım mı ne dersiniz? Aslında bakmasak daha iyi ama bakmadığımzda da başımız beladan kurtulmuyor. İşte bu nedenle ekonomik deger ürettiğimize yada üretmediğimize sık sık bakmak zorundayız…
İki adam Adları Mehmet ve Ahmet Mehmet dayı tarla da üretir, Ahmet gardaşımız da fabrika da bunların ürettigi iki birim malı (ekonomide buna üretilen pasta derler) Ali, Veli, Bestami ve Ahmet, Mehmet üreten iki kişinin yaptıkları pastayı paylaşmaya çalışırlar… Bu arada ortak ihtiyaçların Okul, yol, baraj, tünel, kamu binaları ve kamu çalışanları gibi toplumsal işleyiş için de bulunan devlet mekanizması için de bu üretimden pay ayrılması gerekir, bunun da adı vergidir…
Bu Osman Hocanın Üç kagıt ekonomisi dediği ekonomiye bakmaya devam edelim, Ali, Veli ve Bestami ne tarlada nede Fabirakada üretim alanlarında çalışmadığı için bunların işi alavere dalavere, al ver, sağdan yaklaş pastayı kopar soldan yaklaş pastayı kopar daha paylaşma anına gelmeden pasta gedikler açmak… Daha sonra ortak giderler için ayrılan pastadan payı da kamu ihaleleri aracılığıyla kendileri alırlar. Şimdi pastanın neredeyse yarısı harçlara vergilere gittiginden dolayı pasta küçülmüştür, bu küçülen pastadan zaten ana payı ilk önce üretenler degil al-sat yapanlar geriye kalan pastanın büyük bölümünü alırlar, paylaşımın devamın da ise al, verciler, yaptır satcılar alır, sonra doktorlar, sonra akamisyenler, kamu çalışanları derken, pasta iyice küçülür. Küçülen bu pastayı geriye ne kaldıysa Ahmetle Mehmet dayı paylaşırlar… Ama bunlar yeni üretim aşamasında oldukları için Ahmet mesai saatlerine (8 saat yasal çalışma süresidir) dikkat etmeyen bir patronun yanın da çalışmaktadır, aldığı 1200 liranın 150-200 lirasını yol parası, 400 lirasını ev kirası vermektedir, kışları dogal gaz faturası 300-400 lira, elektirik ve su parası okuyan çocuklara yol parası gerekmektedir ve çalışmak/üretmek içinde beslenmesi de gerek ama bu parayla nasıl beslenecektir? Ahmet’in maaşından %25 civarından vergi, %14-15 civarında da sigorta pirimi kesilmektedir. Ahmet aldığı maaşı harcarken temel ihtiyaçlar içinde bile %5-18 arası KDV ödediğinden dolayı neredeyse maaşının %30-40 ını ortak giderler olan vergiler için en az almasına rağmen en çok pay ondan alınmaktadır… Ahmet üretmesine rağmen per perişandır, burada ki Ali, Veli ve Bestami ekonomisin de çözüm üretilmezse Ahmet üretemeyecek kadar güçsüz düşecektir bu nedenle zayıflayan üretim zinciri kopacaktır, buna da Ali, Veli ekonomin de kriz çıktı denilmektedir…
Mehmet dayıya geldiğimiz de onun durumu biraz daha kötümü desem, iyimi desem kafam karıştı. Ahmet maaşını yetiremez, fazla çalıştırılır falan da hiç olmazsa kimse ona fabrika kuracagız maliyetlere katıl demez… Ama Mehmet dayı öyle degildir, önce üretmek için tarla temin etmesi gerekir, sonra ne üretecegine karar vermesi ve bu üretim için tarlanın hazırlanması(çift yapılması, gübrelenmesi yabancı otlarla mücadele, sulama için su temini, kanalların temizligi bentlerin yapılması, vs..vs) tohum temini derken bir de don olur dogal afet olur bunlara karşı nasıl durulur… Sonra bu kadar zahmet, azıcık bereket… Neden azıcık bereket Ali komisyoncu, Ali reklamcı, Ali dolmuşcu, bu pastadan Mehmet daydandan daha çok alıyor… Sonra Veli doktor, Veli akademisyen, Veli Polis, Veli Avukat Veli Jandarma, Memur Pastadan Mehmet dayıdan daha çok alıyor… Bestami, kamu ihaleleri alan mütahit, Bestami siyasetci, Bestami arsa rantcısı, Bestami yap satcı Mehmet emmi den de Ahmet den de daha çok … çok alıyor… Gel zaman git zaman Ali, Veli ve de Bestami Üretim dışında olduğu için üretime dayalı ekonomi olmadığını göremiyor. Gel zaman git zaman üretilenler Ali, Veli ve de Bestamiye yetmez oluyor… Ne yapalım ne edelim derken bu işe zaten Bestamigilin cenah karar veriyor… Akıllarına üretim gelmediği için, Ahmet ve Mehmetin de üretecek dermanı da kalmadığı için yeni pastalar üretemiyorlar/düşünemiyorlar. Tüketime de alıştıkları/alıştırıldıkları için ne yapalım, ne edelim Dolaristandan Borç alalım, Enerjistandasdan, enerji (petrol ve dogalgaz) Arababistandan araba, teknolojistandan teknoloji) alalım Dolaristandan aldığımız boçlarla üretemediklerimizi ithal edelim…
Sonuç, daha çok tüketmek için üretmek yerine daha çok borçlanmak, bu aldığımız borçları da Ahmet ve Mehmet ‘ degil daha çok tüketmeleri için Ali, Veli ve de Bestamigilin tüketimci cenahına adeta peş keş cekmek… Bu ne kadar devam eder… Ahmet ve Mehmet’in uyanmasına kadar, ne zaman uyanırlar, adamların üretmekten başlarını kaldırıp da lan bu ülkede ne oluyor diye soracak, uyanacak dermanları kalmamış ki…
Alilere, Velilere ve de Bestamilere sesleniyorum Ahmetle Mehmet’in durumu vahim, iyileştirme yapmazsak hep beraber batacagız… Kötü, paronoyakca komplo teorileri yapma diyenleri duyar gibiyim…
Şimdi bu Ali, Veli ve de Bestami ekonomisin de 10-15 yıl önce borcumuz 130 milyar dolardı, şimdi 400 milyar dolara geldi diyorlar, 60-70 milyar dolarlık da 80-90 yıldır kurduğumuz kurumları özelleştirme adıyla sattık son 12-13 yıl da 300-350 milyar dolar harcadık… Üzülerek belirtiyorum bunu hem kurumlarımızı satarak, hem de borçlanarak yaptık… Üstelikte bu paralar üretime neden olacak yatırımlara degil tüketime gittiğini hepimiz biliyoruz, İnanç işlerinden sorumlu kurumumuzun başkanı yeni parayla bir milyon, eski parayla bir trilyona lüks araba alıyor mesela… Bu hızla bu tüketim ve borçlanma ekonomisine devam edersek… Bu Alinin külahını Veliye,Velinin kini Bestamiye giydiren ekonomik yöntemlere devam edersek batarız… Yarından tezi yok, Ahmetle, Mehmet’in durumunu güçlendireliyiz, bir pastayı adaletsizce paylaşmak yerine, yeni pastalar yapmalıyız ve daha adil paylaşmalıyız… Benden söylemesi Aliler, Veliler ve Bestamiler dinler mi bilmem…
Selam ve saygılarımla…
Hüseyin Benek – Nisan 15 -- www.vatandasfikri.com
|