|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
SENDİKA ve İŞ HAYATI -2 |
SENDİKA ve İŞ HAYATI -2
İş yerlerin de sendikalar nasıl örgütlenir, ister kamu, ister özel iş verenler sendikalara nasıl bakar, iş kanunları yazılı metinler de nasıl uygulamalarda nasıl? İşçilerimizin iş yerinden, işlerinden, patronların, yönetimlerden memnuniyetleri nedir? Kimse sormaz, patron sormaz örgütsüz işçi karşında güçsüz işçidir, devlet sormaz işçi güçsüz olsa da olur, sermaye güçlü olmak zorundadır diye düşünülür, işçi soramaz işten atılır korkusu ise… O zaman size kamu iş yerleri dışındaki iş yerlerimiz ortaçağ seviyesinde günümüzde yaşamaya çalışıyorlar… İşte bu orta cağ seviyesini günümüz seviyesine çıkartmak zorundayız… İşçi haklarını insan ve vatandaş hakları boyutuyla değerlendirmeliyiz, yoksa işçi deyince hakkı ihlal edilsede olur mantığı toplumun artık kültürü olmuş durum da… Biz iş kanunların uygulamada yokluğundan ve sendikasızlığın, yani örgütsüzlügün bu duruma neden olduğunu iddia ediyoruz… Sorunu sendikasızlık örgütsüzlük üzerinden düşünmeye devam edelim… Zaman zaman örgütlülük oranı %10 olsa da bazen sendika değiştirmek icap ediyor, yada iş yeri yönetimi zorluyor…
Bir sendika iş yerinde sözleşme, yani patronla pazarlık yapmaya yetkili, ister işçiler, ister patronun isteğiyle sendika değişimi gerekiyor, bu arada sendikanın, patronun, işçinin yaptığı yanlışlar var, bunlara sonra değinelim.. Bence hukuki sorun var inşallah devam etmiyordur…
Asıl sorun bir sendikanın sözleşme yetkisi varken, diğer sendika sözleşme yetkisi almamışken yetkisizlik doğmasıdır ki, bu ciddi bir sendikasızlık ve sözleşememezlik arasına neden olmaktadır… İşçiler bu arada sosyal güvencesiz ve zamsız çalışmaktadırlar… Sorum şu, yetili bir sendika varken, yetki alıncaya kadar neden sözleşme yetkili olarak kalmasına devamı sağlanmaz? İşçilerin yaptığı yanlışa gelelim…
İlk olarak sendikacılık kamu iş yerlerinde yaygındır, ne yazık ki ülkemiz de sendikalaşma oranı %10 seviyesindedir.. Yani işçilerin %90 sendikasızdır, buna rağmen işçiler patronların sendika paranoyası yüzünden, işimizden oluruz korkusuyla sendikalaşmanın yaygınlaşması için caba göstermemektedirler… Sendikacılar ise örgütsüz iş yerlerinde örgütlenmek yerine mevcut örgütlü işçileri yönetimlerin baskısıyla sendikalarına geçirmeye çalışmaktadır ki.. Bu aslında sendikacılığın büyük yanlışlarından biri olarak sendikacılık tarihimize geçecektir… Bu yüz karası durumu hangi siyasal görüşe mensup kişiler yapıyorsa yanlış yapıyor demektir… Düşünün ki işçi sendikası, işverenle anlaşarak sendikal örgütlenmeye gidiyor, daha ne diyeyim, baştan ipin ucunu patrona teslim ederek sendikacılık yapılmaz… Nereden bakarsak bakalım, iş hayatımız sorunlu, daha da sorunlu olacağa benziyor… Neden?
Bir defa işsizlik baskısı iş hayatın da çok yoğun hissedilmeye başladı, iki kamu çalışanlarıyla, normal örgütsüz işçiler arasında uçurum bazı yerlerde ücret acısından %100-200 lerde sosyal haklarda %300-400 sevilerine ulaştı… Yani kamu çalışanı iş yükü acısından bakıldığında daha az çalışmakta, daha .ok maaş ve sosyal hak almaktadır.. Oluşturulan eşitsizlikler ve adaletsizlikler işçiler arasında da çok belirgin bir şekilde yaşanmaktadır… Hatta kamu iş yerlerinde çalışanlar arasında da ciddi eşitsizlikler vardır. Kamu da kadrolu işçi, atıyorum 5000 lira maaş, yine kamu işçisi 4-A lı 3500 lira, yine kamu işçisi en çok çalışan da bunlar, taşeron işçiler 2500 lira maaş ya almaktadırlar yada alamamaktadırlar… Sendikacılar bunlarla uğraşmaları gerekirken nasıl olurda birbirlerinden üye çalmaya çalışmaktadırlar anlamış da değilim… Anlamak için, sendikacılar şu soruyu ve cevabı bilerek hareket etmelidirler.
Sendikacılığın amacı nedir, işçi hak ve hukukunu korumaktır, sendikacılar bunu yaparsa ben ve diğer işçiler sendikanın önemini anlayacak ve örgütlenmek için sendikalarla temasa geçeceklerdir… Sendikalaşma oranın bu kadar düşük olduğu bir tolumda sağlıklı bir çalışma ortamı olmaz… Saglıklı çalışma ortamı nasıl olur?
Çalışanların günlük çalışma süreleri nedir, çok patron bunu unutmuş gözüküyor, hadi sendikacılar bunu gündeme getirmiyor, ya kamu yöneticileri, valiler, kaymakamlar belediye başkanları, iş müfettişleri ne iş yapar, insanlar kanuna aykırı bir şekil de AVM ve zincir Marketler de, bir çok özel şirketlerde 12-13 saat çalışırken neden bakarlar.. Yoksa iş kanunun da çalışma süreleri değişti de bizim mi haberimiz yoktur… Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ne iş yapar? Oysa İşsizliğin bu kadar yaygın olduğu ülkelerde vardiyalı çalışma demek yeni bir iş alanının yaratılması demektir… Zincir marketler ve AVM ler işçilerin çalışma sürelerine en çok riayet etmeyen iş yerleridir.. Bunların vardiyalı çalışması demek patronların iki tık düşük model ve marka arabaya binmeleri 6-7 takım elbise az almaları, tatillerini 7 yıldızlı degilde 5 yıldızlı yerlerde yapmaları demektir ki… Bunun 8 saat çalışanın aslında iş kanununun gereği olduğunu onlarda biliyorlar ama gösteriş yapma hevesleri, lüks içinde yaşama tutkuları maliyet artacak diyerek vardiyalı çalışmaya geçmelerine engel oluyor… Bunu aşmalarının tek yolu kalıyor sendikaların bu sorunu sürekli gündeme taşımaları ve kamu yönetimleri onlara yardımcı olsunlar… İşçi hak ve hukuklarına, dolayısıyla insan ve vatandaş hak ve hukukuna riayet etmeleri sağlansın… Temennisiyle ricasıyla selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 29.4.19 – vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|