|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI |
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
Birinci Dünya Savaşı sonunda yenik kabul edilen milletimiz imzalamak zorunda kaldığı Mondros Mütarekesi ve Sevr antlaşmalarıyla Millet olarak yurdumuzu neredeyse tamamen kaybetme ihtimaliyle yüz yüze kalmışız ve bağımsız bir toplum olarak yaşama hakkımız elimizden alınmak üzereyken... Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu vatan toprakları düşmanlarca ele gecirilmek üzereydi ki, M. Kemal ve arkadaşları bu duruma itiraz etmiş ve millete de durumu anlatarak desteğini almış kurtuluş ateşini yakmıştır. 30 Ağustos 1922 zaferi kurutuluş ateşinin ülkeyi aydınlattığı, bağımsızlığına kavuşturulduğu yeni Türk devletinin dünya sahnesine çıktığını ilan ettiği gündür, o günden bugüne bu günü de milletimiz Zafer Bayramı olarak kutlamaktadır. Kutlu olsun...
Türk milletinin işgali ve bağımlı yaşamayı kabul etmesi mümkün değildir. Bunu bilen Atatürk ve arkadaşlarının, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasıyla, Kurtuluş Savaşı’nın da lideri belli olmuştur. Atatürk'ün liderliğini kabul eden Anadolu halkı Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştır. İlk olarak Amasya Genelgesi'nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapılmış bu kongreler de milli mücadele kararları alınarak kurutuluş mücadelesi başlatılmıştır. Daha sonra 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Atatürk ve arkadaşları 23 Nisan 1920'de TBMM'yi kurmuşlar. Böylece hem memleket yönetimi halkın iradesine dayalı bir yönetim şeklini almış, hem de Kurtuluş Savaşı mücadelesi bu meclis iradesiyle alınan kararlarla yapılmıştır. Millet adına karar mekanizması olan meclis aynı zamanda Kurtuluş Savaşı'nın merkezinin de Ankara olmasına neden olmuştur. Artık Parlamenter sisteme dayalı bir hükümeti olan millet kendi iradesiyle bağımsızlık savaşı kararlarını almış ve bu kararlara dayalı bir birlik oluşturulmuştur. Milletimiz bu birlik sayesin de 30 Ağustos zaferine ulaşmıştır, bu zafer Milletimize, toplumumuza hayırlı olsun…
Daha ilk toplantılarında TBMM'de yapılan görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aranmış. "Misak-ı Millî sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşü"nden hareketle, düşmanla mücadele kararı alınmıştır. Hemen arkasından düzenli ordu oluşturulmuş, bu orduyla düşmana karşı savaş ilan edilmiştir ve hemen ilk başarı sonuçları alınmaya başlanmıştır. İlk başarılar doğu'da Ermeni çetelerine karşı kazanılmıştır. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapılmış. Bu savaşların da kazanılmasıyla Yunanlılara büyük bir yenilgi yaşamışlar, bu yenilgi üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçmesine rağmen başarılı olamamıştır. Bu saldırı üzerine Mustafa Kemal, ordularına: "Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır, bu satıh, bütün vatandır, vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." emrini vermiş bu emre hazır ordu 30 Ağustosta düşmana gereken dersi vererek zafere ulaşmıştır.
Bu mücadele kararına uyan Türk askeri, büyük bir azim ve fedakârlıkla 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti son 3 asırdır toprak kaybederken ilk defa toprak kazanmaya başlamıştır. Sakarya Meydan Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan saldırı durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihimize geçmiştir. Bu zafere komutan olarak büyük katkılar sunan ve başarılara imza atan Mustafa Kemal'e TBMM tarafından, "gazi" unvanı ve "Mareşal" rütbesi verilmiştir.
Türk milletinin yeniden diriliş tarihi olan bu Sakarya Savaşlarından sonra, büyük bir taarruzla düşman tamamen Anadolu’dan atılma kararı alınmış ve bu karar milletimizi 30 Ağustos zaferine ulaşmıştır, Milletimize hayırlı olsun…
Kazandıkları başarılarla ordumuzun kendinden olan güveni üst sevilere çıkmış ve 1922 yılı Ağustosuna gelindiğinde hazırlıklar tamamlanmıştır. Güneydeki Türk birlikler büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydırılarak bu cephe güçlendirilmiştir. İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırılmış. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarılmış. Yeni silâhlar satın alınarak, Ordumuzun ateş gücü yükseltilmiş ve taarruz eğitimi de alınarak düşmana karşı hazırlık yapılmıştır. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal'in başkomutanlığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırmıştır. Bir saat içinde düşman mevzilerini ele geçirilen askerlerimiz, 30 Ağustos'ta düşman çember içine alınmıştır. Düşman askerlerinden sağ kalanlar ise esir alınmıştır, alınan esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis'te vardır. Komutanı esir alınan düşman ordusu iyiden iyiye boşuna uğramış ve Milletimiz için 30 Ağustos zafer günü olmuştur…
Bozguna uğrayan düşman birlikleri toparlanmaya çalışsa da, ordumuz fırsat vermemiş ve başlatılan büyük taarruzun başarıyla sonuçlanmasıyla düşman, İzmir'e kadar adeta kovalanmıştır. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla da yurdumuz ki son düşmanlar da temizlenmiştir. Bu emperyalist hayaller 30 Ağustos 1922’de Türk milleti tarafından tarihin çöplüğüne atılmıştır. Dünyada ki işgalci emperyalist güçler milletimizin kanının son damlasına kadar ülkesini savunacağını bu savaşlarla görmüşler, vatanımızı bırakmayacağımızı dünyaya kanımızı son damlasına kadar akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatladığımız bir gündür 30 Ağustos günü, işte bu nedenle bayram yaparız, bayram yapma hakkı büyük mücadeleler doğar. Bu mücadeleye emeği gecen başta M. Kemal ve arkadaşları olmak üzere herkesi saygıyla anıyor, onlardan Allah razı olsun diyerek zafer bayramı kutlu olmasını dilerim…. Sevgi ve selamlarımla…
Hüseyin Benek >>www.vatandasfikri.com <<
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|