BÜYÜRKEN, KÜÇÜLMEK, UÇARKEN DÜŞMEK!!
(Mezarlıktan Geçerken Islık Çalmak)
Büyük projeler yapıyoruz, köprüler, alt geçitler, tüneller, şehir hastaneleri yapıyoruz, koca, koca devasa ibadethaneler yapıyoruz... Bütün rakamlar büyümesine rağmen küçülüyoruz, burada bir terslik yok mu? Sırf hükümet rahatsız olacak diye, başarısız gösterilecek, ülke yöneticilerine ayıp olacak diye bunları söylemezsek! Hükümet edenler ya gerçekten de iyi idare ettiklerini, onu destekleyenlerde ortalığı toz pembe sanarak alkışlamaya devam ederlerse, hatalar nasıl görülecek? Hatalar, sorunlar görülmezse, öncelikle hükümete oy veren vatandaşlar tepki göstermezse, sorunların çözümü için nasıl adım atılacak? Şimdi bazı rakamlarla devam edelim, ucarken düşmek nasıl olur onu görelim mi?
İhracatta her sene rekor kırıyoruz, buna rağmen neden dış ticaret acığımız son on, on beş yıldır, bir trilyon dolar oluyor, neden acık veriyoruz? Dış acık demek, bizim zarar ettiğimiz demektir, yani son 15 yılda bir trilyon dolar civarında acık verilmiş!!
Sonra ülke ucuyor, her yere fabrika yapmak yerine cami, kamu binası yaparsak, üretim olmayan tüketimi teşvik eden alış veriş merkezleri yaparsak, kalan parayı da evlere ve arabalara yatırırsak.. Bunlarla nasıl üretim yaparda vatandaşlarımızın refahını artırırız? Ne yazık ki bir çok üründe ithalatcıyız, bunun nedenini bile düşünmeden ithalata devam ediyoruz, fiyat istikrarı için gümrük vergilerini düşürüyoruz, oysa üretim için teşvikleri artırmamız, böylece fiyat istikrarı saglamamız gerekmez mi? Başka bir alana geçelim mi? Ülkemiz büyürken, işsiz sayımız da büyüyorsa!
Ortalama çalışan sayımız 27 milyon 858 bin kişiyken, 2019 son son üç ayı ile 2020 yılı ilk üç ayı arasın da ortalama çalışan sayımız 27 milyon 068 bin kişiye düşmüş. Ekonomimiz %5,30 büyürken, aynı dönemde çalışan sayımız %2,84, yani 790 bin kişi, azalıyor... Sürekli bizi kıskanan Almanya da ise durum şöyle oluyor...
Almanya’yı da ise durum şu, 2010 yılından 2019 yılına çalışan sayısını 41 milyon kişiden 45,3 milyona yükseltiyor GSYH’sı yüzde 13,2 büyüme gösterirken çalışan sayısı yüzde 10,4 artıyor. Yani büyürken üretime dayanırsak, çalışan sayımız artacaktır... Ayrıca Almanların dış ticaret acığı, zararı yok, fazlası karı var... Yada Türki Cumhuriyetlerden, Afganistan dan, Ermenistan dan, Gürcistan’dan, Irak’tan, Suriye den belkide bazı afrika ülkelerinden gelenlerle birlikte 7-8 milyona cıkan sıgınmacı misafirlerimiz... Bizim gençlerimizin işini aldı da, sigortasız kacak calışıyor da, işsiz sayımız artarken de büyüyor olabilirmiyiz? Her neyse, saglıklı ekonomilerde, büyüme her göstergeye yansır... Saglıklı ekonomide büyüme üretim artışına dayanır, tüketime ve ithalata, borçlanmaya dayalı ekonomide göstergeler, büyüsede, biz gercekte ya aynı kalırız, yada küçülürüz... Başka hangi örnek verilebilir? Yine çalışanlar üzerinden hareket edecek olursak...
İki ülkenin nüfusu da aşagı yukarı aynı, 2019 yılı bilgilerine göre Almanya’da 45 milyon kişi, bizde ise 28 milyon kişi çalışıyor... Birde bu çalışanların, sırf maaş sahibi olsunlar diye kamuya alınıp alınmadığına bakmak lazım... Her neyse durum iyi degil, önceleri krize kriz diyememiştik, güçsüz görünmeyelim diye durumu gizlersek, gerçekleri göremeyiz, şimdilerde de buhrana, buhran diyemiyoruz, gibime geliyor... 5-6 yıldır ekonomik planlar yapıyoruz, durumun ciddiyetinde olmadığımızdan olsa gerek, uygulayamıyoruz... Dış kaynaklarla, sorunu öteliyoruz, şimdilerde de para basarak bunu yapıyoruz, sorun büyüyor, kaynak yokta para basıyorsak, bu parayı neden üretime teşviğe vermek yerine, tüketerek canlansın piyasa diye, ucuz krediye dönüştürüyoruz! Bunları birde konuşmuyoruz bile...
Bugün siyasi baskılar nedeniyle ülkemizde bilgi, akıl, uzmanlık, liyakat, kısmen rafa kaldırılarak, sorunları göremez hale gelmişiz, bu durumun asıl faturasını bu ülkede gelecekte yaşayanlar ödeyecek... Gelecege borç, sorun mirası bırakıyoruz...
Ülkemizin vatandaşlarının ekseriyeti, çok kötü durum da, büyük bir ekonomik sıkıntı yaşıyor, biz, bize yetmediğimiz ithalatlarımızdan anlaşılıyor... Borçluluğumuzdan anlaşılıyor, işin garibi bunları tartışmak yerine, biz küçükken mezarlıktan geçerken korkmamak için ıslık çalardık, buna benzer bir hal ortam da, yazar çizer, kamuoyu önünde tartışır olanlarımz bu haldeler... Durum bu kadar ciddiyken, tartışacak başka gündemler buluyorlar... Önce bize, sonra onlara Allah akıl saglığı versin,yöneticilerimize sorunları çözecek feraset versin, sorunlarımızı görelim, sorunlarımızı çözelim, daha iyi yaşayalım... Dilerim, önerim budur, Selam ve Sevgilerimle...,
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 14.7.2020
Kaynaklar
1* https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/son-dakika-sanayi-uretiminde-buyuk-dusus-2-5870195/
2* İbrahiö Kahveci ** https://www.karar.com/almanya-kiskaniyor-1574316
3* https://www.yenicaggazetesi.com.tr/sanayi-uretiminde-buyuk-dusus-283800h.htm