SAVURGANLIKTAN, SAVRULMAYA!!!
Ürün değiştirme sıklığından yola çıkalım mı, yok gıda konusuna bakalım mı, araba değiştirme sıklığına bakalım mı, nereye bakarsak bakalım sonuçta biz israf içindeyiz, savurganız… Bu savurganlık, eninde sonun da bizi ekonomik olarak savuracaktır… Ekmek israfında şaşılacak bir orandayız, küçük bir ülkeyi besleyecek ekmeği çöpe atıyoruz… Sonra cep telefonu israfına bakıyoruz, cep telefonu değiştirme sıklığı, hızı, oranı ne derseniz, dünyada ben deyim ilk üçteyiz, siz deyin ilk beşteyiz daha aşağılarda emin olun değiliz… Cep telefonu üreten bir ülkemiyiz, yok değiliz… Bunun üzerine düşünmeliyiz neden böyleyiz? Gümrük bakanlığımız bu konuyu araştırmış, sorunu ortaya sermiş, bize bu bilgileri vermiş, biz şimdi bu konu üzerine düşünmüş ve önlem almış olmamız gerekmez mi? Gerekir ama yok biz telefon almaya, değiştirmeye devam ediyoruz, hadi sonumuz hayrola, bu savurganlıkta savurulmaya az kaldı…
Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca, "Tüketici İsrafın Boyutlarının İncelenmesi" adıyla, 7 bölgeden 26 kent merkezinde, 18-69 yaş arası 1.650 kişi ile yüz yüze görüşülerek bir araştırma gerçekleştirildi.
Bu Araştırmaya Göre:
- Türk halkının yüzde 66'sı her gün ekmek satın alıyor. Tüketicilerin yüzde 96,8'i ambalajsız ekmek satın alıyor. Toplumun yüzde 8,6'sı ekmeği çöpe atma eğilimi gösterirken, haftada kişi başı 226 gram ekmek, (normal ekmek 250 gram) tüketilmeden çöpe gidiyor. Bakın savurganlığa her hafta kişi başı, aşağı yukarı bir ekmek çöpe gidiyor… Bu normal bir insan davranışı değildir, biz normalmiyiz bu konuda da araştırma yapılmalıdır… Gelelim telefon savurganlığına…
- Türkiye'de akıllı telefon kullanım oranı yüzde 84'e ulaşırken, yüzde 14,7'lik kesim standart cep telefonu sahibi. Hiç cep telefonu olmayanların oranı ise yüzde 1,5. Akıllı telefon sahiplerinin yüzde 7'si yılda bir, yüzde 17'si ise iki yılda bir telefonlarını değiştirirken, ortalama akıllı telefon değişim süresi ise 3,2 yıl. Ortalama değiştirme hızımız 3 yıl 2 aymış… O zaman şu sorulara cevap arayalım… Bir telefonun ekonomik kullanım ömrü, kaç yıldır, bu telefonları üreten fabrikalar hangi ülkededir, bu değişimden kim para kazanıyor, kim para kaybediyor? HHangi ülkler e çok cep telefonu değiştiriyor, cevap Arabistan, Katar, Türkiye Bizim toplum olarak bu telefonları üretmediğimize göre kaybettiğimiz kesin… Biraz düşün, biraz düşünelim bu savurganlığın, israfın birde üretime dayanmadığını borca dayandığını düşününce benim uykum kaçıyor, ya sizin…
- Türkiye'nin yüzde 27'si otomobil sahibi. Otomobil sahiplerinin yüzde 10'u 2-3 yılda bir otomobilini değiştirirken, ortalama değişim süresi 6,2 yıl. Dünyada en hızlı otomobil artışı olan toplumlar arasındayız, acaba bu otomobilleri biz mi üretiyoruz, yoksa başkaları mı? Otomobil üreten ülkeyiz ama yabancı sermaye pazarımızın cazibesine dayanamayarak fabrikalarını buraya kurmuşlar… Yani üretim yabancıların elinde, bir çoğunu da ithal ediyoruz…. Sonuçta Almanya en büyük otomobil üreticisi, orada değişim hızı bizden daha düşüktür… Neden acaba?
- Tasarruf yapma oranı yüzde 14. Kamuoyunun yüzde 56'sı gelir yetersizliği nedeniyle, yüzde 26'sı ise borçları olduğu için tasarruf yapamıyor. Dünyada en çok üreten iki, üç toplum var biri Almanlar, diğeri Çinliler, bu ülkelerin tasarruf oranları birinin bizim iki katımız diğerinin ise üç katı olduğunu biliyorum… Bunlar neden en çok üreten diyorum dış ticaretleri hep fazla verir, yani on dolarlık mal alırlar, 13 dolarlık mal satarlar… Buna rağmen tasarruf yaparlar neden acaba? Tüketmek için borçlanan toplum nasıl tasarruf yapsın, Allah sonumuzu hayır getirsin..
- Gazete, kitap, dergi yani kültürel faaliyet, bilgi için para harcamak, kamuoyunun %50-60’ımız için lüzumlu görülmüyor, zorunlu ihtiyaç olarak algılanıyor. Taksiye binmek, dışarıda yemek yemek, tatile gitmek, kültür sanat konularına para harcamak gibi ihtiyaçları ihtiyaç dışı tüketim olarak görülüyor…. Neden yukardaki savruganlıkları yaptığımızın cevabı aslında burada gizli, yani ir kültürel duruşumuz yoksa, bilgimiz yoksa, bilgi üzerine bir üretim ve tüketim kültürü oluşturamamışsak… Ürettiğimiz meyve ve sebzelerin bir çoğunu fire olarak israf ediyorsak… Ne üretimde, ne dağıtım ağında, ne dayanıklı, dayanıksız üretim, tüketim mallarında insan gibi düşünmüyor, hayvan gibi içgüdülerimizin peşinde koşuyoruz demektir… Bu koşuşun sonunda bizi savrulma bekliyor bunu tüketimin verdiği hazdan dolayı öngöremiyoruz… Sonu olarak…
Bu hızla gidersek, savrulma kaçınılmaz olacaktır, neden bu kadar kesin yazıyorum, siyasiler gibi yuvarlak laflar etmiyorum…. Küçük bir hesap yapalım vahametin ekonomik boyutu görelim… Bu savurganlığımız bize her yıl 50-60 milyar dolara maloluyor, bunu nereden çıkarıyorum, dış ticaret açığından… Bunu on yıla yaydığımızda, 60 milya dolar çarpı 10 yıl 600 milyar dolar eder… İşte bu nokta savrulmanın zirvesidir, bunun adına ister ekonomik kriz deyin ister ekonomik sıkıntı deyin… Ben felaket dellallığı yapmak istemem ama bu noktaya doğru hızla gidiyoruz… Son virajdayız gibime geliyor… O kadar çok hızlı gidiyoruz ki, dur, Dur uyarı levhalarını da göremiyoruz… Bu savurganlığın Sonu Savrulmaktır Uyarıyorum, Uyarıyorum, Uyan var mı? Bilmiyorum… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 19.7.18 --- vatandasfikri.com
Kaynaklar
-
https://www.aydinlik.com.tr/iste-vatandasin-telefon-ve-araba-degistirme-sikligi-ekonomi-eylul-2017-1
|