SONUÇ – NEDEN BU, SON UÇ?
Olaylar Yaşanır, Neden Yaşanmıştır?
Bir yapılması gerekenler yapılmamış, yapılmaması gerekenler yapılmış, gelinen noktada yapılmayanların ve yapılanların payı olduğu unutulmuş, iyi sonuç alamışsak suçlu aranmaya başlanmış, suçlu ise genellikle bizim dışımızdan birileri bulunmuştur… Hangi olaya bu durumu vurursak, vuralım aşağı yukarı böyle olduğunu görürüz…
Şimdi bazı örnekler vereceğim, bunları herkes kendince değerlendirsin, özleleştirisini yapsın…
Birinci örnek: Başarısız olan öğrenci neden başarısız olduğu öz eleştirisini yapmış, sorumlu olarak, sorular zorluğunu ve gösterilmeyen ünitelerden gelişini, öğretmenin dersleri iyi anlatamayışı falan, fistan biraz da feşmekan demiş, kendisinin sorumlu olmadığını kendisine kanıtlamıştır… Gerçek bir özeleştiri yapamamış başarısızlığın sorumluluğunu almamış, dolayısıyla mevcut durumunu düzeltecek adımları atamamıştır… Aynı öğrenci şöyle düşünseydi, ben hangi konulardan sınava gireceğimi, hangi sorularla karşılaşacağımızı aşağı yukarı biliyordum, bunları derste, dershanede, ayrıca kendi cabalarımla öğrenmeliydim, demek ki bazı eksikler var, bu sonuç benim istemediğim sonuç, istediğim sonuç ne ise onun için eksiklikleri gidermem lazım der… İstemediği sonuçları istediği sonuçlarla değiştirmeye çalışır, değiştirir ve başarılı olmaya çalışır, büyük ihtimalle de başarılı olurdu…
Başka bir öner daha vermek gerekirse, çok kişinin, işin içinde olması gereken işler de takım kurabilmenin ve bu takımın her oyuncusunun, başarı için organize edilmesi gereğini hepimiz biliriz… Takım ruhu olan, takıma yetenekleriyle katkı sunanlar yerine bizim partili, bizim akraba, bizim mezhepten, tahrikâttan diyerek takımı yetenekli kişilerle degilde sen, ben bizim oğlanla doldurursak orada sonuç başarısız olacağını kestirmek için kahin olmaya gerek yoktur… “Sonuç bizim ne yaptığımızla ve yapmadığımızla doğrudan alakalıdır. Fikri Adil”
Üçüncü örnek ise, 15 Temmuz vakası üzerine, birçok gölge var, birçok belirsizlik var, görünen şu ki seçilmiş meşru hükümete, devletin kurumlarına, TBMM, Devletimizin İdare merkezine saldırılar oldu… En acısı da Gölbaşı özel hareket merkezine yapılandı… Ayrıca yüzlerce sivil vatandaşımız (248 kişi) canını kaybetti, şu kadar vatandaşımız (2196 kişi) yaralandı… Sorumlusu kim? Sadece saldırganlar mı, darbeciler mi, bu sivil, dini, örgütün bu kadar devlet kadrolarına, kurumlarına yerleşmesinde, ekonomik olarak bu kadar desteklenmesinde, siyaseten korunmasında katkısı olanları da dikkate alarak sorumlu belirlemek lazım değil mi? Bu devlet tarihimizin en önemli saldırılarından bir olabilir… Nedeni, devletin kurumlarına sızan bir örgütün, devletin silahını da kullanarak yine devletin kurumlarına, vatandaşlarımıza saldırmasıdır ki… Normal de kurum içi hiyerarşik bir sinsile içinde devletinin kurumuna, amirine bağlı kişiler görevlendirilmesi gerekirken, bir kurum dışı otoriteye bağlı kişilerin bu kadar yoğunlukta yargıya, orduya, emniyete alınması eleştirilmeli değil mi? Bu duruma neden olan yöneticiler kendilerini özeleştiriye tabi tutmalı, bundan sonra böyle sonuçlanacak olaylara kapıyı kapanmalıdır… Sonuç istenmeyen sonuçtur, acaba devletimizin içinde bu sonuca benzer olaylara neden olacak, başka örgütler yapılanmaya devam ediyorlar mıdır? Ediyorlarsa kim sorumludur, istihbarat açıkları neden oluşmuştur, oluşmaya devam etmektedir, bunlar üzerine devleti yönetenler, devletin kurumsal aklı,(Hikmet’i Devlet) düşünmeli ve benzer sonuçlar olmaması için şimdiden ciddi önlemler alınmalıdır…
Son örnek, adam çapkın, adam da sadakat denen şeyin zerresi yok, sırf anlık kıskançlıklarla bu adamı elde etmeye çalışan kadın, elde ettiğinden bir müddet sonra aldatıldığını öğreniyor, şikayet ediyor, ağlıyor, sızlıyor, sonuç yanlış tercih olduğunu bilmesine rağmen özeleştirisini gerektiği gibi yapmadığı için, sucu daha önce kendisinin yaptığını yapan kadına atıyor, sende bir çapkını ele geçirme operasyonu yaptın, yeni gelen kadında aynısını yapıyor… Bir müddet sonra başka biri araya girecektir… Neden bu sonuçlar alınıyor, orospu bir erkek seçildiği için, bu sonuçların neden alındığını anlayıncaya kadar olaylar devam edecek edecektir…
Seçimler, yanlışsa, üzerine düşünülmeden kararlar alınmışsa, yanlış personel, yanlış bir yere yerleşmişse, devletin kurumları olanlara seyirci kalmışsa, Hukuk, Adalet, Ahlak rafa kalmışsa, değerler tatile gönderilmişse, almak istediğimiz sonuca göre davranışlar sergilememişsek, alınan sonuç, bizi üzen son-uç olacaktır… Olmaması için…
Olayların oluşumun da, daha ilk başlarda önlemler alınmalı, işin gereği yapılacaklar yapılmalı, yapılmayacaklar yapılmamalı, böylece istenilen sonuçlar alınmaya çalışılmalıdır.. Alınması için başarılı olunması dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 13.7.19 – vatandasfikri.com
|