DÜNYANIN ve ÜLKEMİZİN GÖÇ SORUNU
Göç oluyor, neden göç olur?
En basit göç etme nedeni ülke içinde bölgesel gelişme ve gelir farklarından dolayı kalkınmış bölgelere göç edilir… Neden Kastamonu dan daha çok İstanbul da Kastamonulu vardır, sorusunun cevabı burada saklıdır.
İkinci göç nedeni ise güvenlik kaynaklı, can güvenliğinin olmadığı bölgelerden güvenliğin yüksek olduğu bölgelere göç edildiğini görüyoruz… Aslında bu iki neden iç göç nedeniyken bir de bakıyoruz ülkeler, kıtalar arası göç nedeni olarak da görebiliyoruz…
Sosyal imkanların daha iyi olduğu bölgelere ve ülkelere göç, bu genel olarak yaşam tarzı üzerinden ki kültürel baskılardan kaynaklı olabilmektedir
Gelecek de bu göçlere birde iklim göçü de eklenecektir, bu ne demektir, aşırı ısınmaya dayalı su sorunu, kuraklık yaşayan kişilerin göçünü tetikleyecektir, şimdi Afganistan dan, Suriye den, Irak dan, Türki Cumhuriyetlerden göçlerin iki katına ulaşacağını düşünün… Bunun yanı sıra bizden bile gelişmiş ülkelere doğru o ülkelerin ihtiyaç duyduğu meslek mensuplarının göçünü görüyoruz, örnek saglıkcılar… Bu göçler karşısında dünya ülkeleri ve bizim yöneticilerimiz ne yapıyor?
Dünya ülkeleri daha katı davranıyor, almama konusunda titiz davranıyorlarda göçe neden olan sorunların çözümü konusunda duyarsızlar… Bana dokunmayan yılan kime dokunursa dokunsun diyorlar ki!! Avrupa Birliği bizimle bir anlaşma yapıyor adı geri kabul anlaşması, sözleşme temel de şunu öngörüyor, AB ülkelerinde yakalanan göçmenleri, sıgınmacıları TC devleti kabul edecektir, bu durum ülkemizde göçmen sayısını istenmeyen seviyelere çıkarıyor… İyimser tahminleri buraya yazalım ki abartı olmasın, Kuzeyden ve güneyden gelenlerin toplamı 8 milyon, 8,5 milyon olduğu söyleniyor.. Bu ülkemizde yaşayan kişilerin yüzde onuna göçmen/sıgınmacı diyebiliriz.. Bir toplum ne kadar yabancı kabul edebilir, bunun bir ölçüsü varmıdır?
Bana kalırsa sıgınmacı oranı ekonomik sorunun yaşanmadığı zamanlarda en fazla yüzde 3-5 olabilir daha fazlası fazladır… Ekonomik kriz anlarında bu bile fazladır... Bu kadar yabancı, yani kültürümüzün dışında büyümüş ve bizim kültürümüzün yaşandığı ülkemize göç etmiş kişiler düşündükce sorunun büyüklüğünü görüyorum… Bunları entegrasyonu için ne yapılıyor, bunlar geçici barınma için geldikleri düşünülerek entegrasyonu düşünülmüyor olsa gerek… Entegrasyon düşünülmüyor, göç ettirilebiliyor mu, yok.. Göç ettirilebilmesi için çatışma bölgelerinde yönetimlerle görüşerek onların vatandaşlarını kabul etmeleri ve geri göçenlere eski imkanlarının bizimde yardımlarımızla sunulması lazımdır… Bu mümkün görünüyor ama uygulama başlatılamadı.. Sonuç olarak…
Bu gelen kişiler farklı kültürün çocukları, bizde bazı yöneticiler hicretle kıyaslama yaptılar, onlar aynı milletin unsurlarıydı, yaşam tarzları aşağı yukarı yakındı, yani bizim Sivas’tan Ankara’ya göçenler gibiydi… Kısmen iç götü, şimdi öylemi, biz demokrasiye geçmişiz 70 yıllık bir demokrasi kültürümüz var, devlet ve vatandaş hakkı, hukuku oluşmuş, örgütlenme hakkı var, seçilme ve seçme hakkı var.. Suriye de Esat yönetimi dışında bir yönetim düşünülemez bile… Kültürümüzün aşırı iletişimle bozulduğu, nüfus yapımızın aşırı göçle bozulduğu, bu bozulmaların ekonomik krizle tetiklendiği düşünülürse, sosyal sorunlara acık bir toplum olabiliriz… Hükümetimiz, yöneticilerimiz seçim ve seçilme telaşına düştükleri şu günlerde, bu sorunlar için ciddi önlemler alınması gerekmektedir, iktidarda kalmak önemlidir, ama ülkede toplumsal barış daha önemlidir.. İster iç sorunların ister sıgınmacı ve ekonomik sorunların tetiklediği sorunlara karşı önlemler acilen alınmalıdır.. Bunun en önemlileri işsizliktir, önümüzde ki dönem de oluşacak durgunluğa dayalı artması beklenen işsizliğin neden olacağı sorunlara.. Yukardaki sorunların, sosyal sorunlarımıza eklendikleri yükler düşünülürse.. Sorun ciddidir ve acil önlem gerektirmektedir… Daha sorunsuz ülke ve toplum daha iyi, daha düşünülerek atılan yönetim adımlarına bağlı olacaktır.. Daha iyi yaşanılası bir ülke ve toplum olabilme umuduyla… Selam ve saygılarımla…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 26.9.2022
|