MALİYET PARADOKSU
Öyle satışlar oluyor ki, öyle hizmetler oluyor ki, maliyet, 10 kuruş satış on lira, bazen bu işin içine, yeni bir icat, teknik teknolojik katkılar girdiğin de ise maliyet, satış fiyatı arasında ki uçurum kat be kat, artıyor acaba bin kat artan varmıdır desek mutlaka vardır..
Bu çelişkiyi gösterebilmek için iki örnek vereceğim biri cay, yani şu bizim çay, diğeri ise lahmacun, yani şu bizim bildiğimiz lahmacun bunların fiyatı ne olabilir ki demeyin…. Oluyor işte… Ne fark ediyormuş, semt, ne fark ediyormuş marka restoranlarda sunum, ne fark ediyormuş il, ilçe vs..vs
Lahmacunun maliyeti nedir derseniz hamur, makarna ne ise ekmek ne ise hamurun maliyeti de o, üzerine 20-25 gram kıyma, soğan, salca, maydanoz vs…vs ile 70 gram içe çıktık için maliyeti 20 gram kıyma 80 kuruş yapıyor ya biz bunu 1 lira yapalım, 50 kuruşda diğer masraflar, 50 kuruş da işçilik, 50 kuruş da kira, 50 kuruş da işletme maliyeti, oldu 3 lira… Bunu beş liraya satan da var 50 liraya satan da… Aradaki fark nedir? Maliyet, satış fiyatı farkı, kar desek bu kadar kar olmaz, kazık desek bir lahmacun yemek için kazık mı yememiz gerekiyor, yemesek de olur diyenleri duyar gibiyim… Biz 50 liraya satanlarla ilgilenelim yıllar önce Bodrumda lahmancun 50 lira haberlerini duyduk, oda fındık lahmacun muş, yani doyuracak kadar büyük de değil, deme ki insanlar doymak için değil kazık yemek için restoran da gidiyor herhal de…. Burası artislerin görünmek için gittiği, çapkınların kadın, erkek avlamak maksadıyla uğradıkları yer olabilir… Her neyse bu gidişle lahmacunu da Çin den ithal edeceğiz gibi… Çin den öyle ürünler öyle ekonomik fiyata geliyor ki, demek ki Çin diyarında maliyet satış fiyatı paradoksu yok herhal de…. Çin de, 3 liraya malolan ürünü 50 liraya satan uyanıklar yok anlaşılan… Bu ülke ihracat patlamaları yapıyor, neden maliyet arz fiyatı paradoksuna düşmemiş bir toplum Çinliler… Bizde ithalat patlamaları, aradaki farkı anlamazsak sorunumuz gün be gün aratacak… Ben bunu Çinlilere sosyalizmin verdiği kültüre bağlıyorum.. Gerçi şu sıralar sosyalist, kapitalist karma bir ekonomileri var ama dünya piyasalarını sallıyorlar… Bir mermeri düşünün Anadolunun herhangi bir ilinden çıkan mermer 4 liraya piyasaya arz edilirken Çin den gelen mermer o kadar nakliye maliyetine rağmen 3 liraya arz edilebiliyorsa ki bu rakamlar sembolik belki arada ki fark daha yüksek olabilir… Şimdi çayla devam edelim mi? Edelim…
Çayın maliyeti nedir, 10 kuruş hadi biraz abartalım 15 kuruş, işletme maliyetleri(Kira vs..) de 10 kuruş etti 25 kuruş bardak başına zaten 10 kuruş kira veya işletme maliyeti biniyorsa zaten baştan Çin’le rekabet gücünü kaybettik demektir… Çayın çeşitli yerlerde ki fiyatı 1lira ile 5 Lira arasın da değişiyor… Bunlara ben tanık oldum… daha hiç girmediğim sosyetik mekanlarda kaç lira doğrusu bilemiyorum… Bunu sadece çay için düşünmeyin her şey için düşünün, ister giyim kuşam, ister teknoloji içeren ürünler, isterseniz her hangi bir temel ihtiyaç, fark etmez… Maliyetleri ne artırıyorsa bunun üzerine ciddi durmalıyız, dünyada Çin den ithalat furyası başladı, hala devam ediyor… Biz genel olarak ithalatçı bir ülkeyiz, tarım ürünlerini bile ithal eder hale geldik… Sanki Çin den ithal etmek ucuza mal ediliyor gibi görünse de nihai olarak yurt dışına bizim olan paraları veriyor, onların ürettiklerini alıyoruz… Toplumların milli gelirleri ve refah sevileri parayla ölçüldüğüne göre… Yurt dışına çıkan her para bizi fakirleştiriyor, ya da dış ticaret açığımız varsa ki, bizde o kronik sorun, hatta artık sorun gibi bile algılamıyoruz, normal bir durum gibi algılar olduk… Yani her sene dış ticaret açığımız ortalama, 30-40 milyar dolar oluyor… Bu on yılda 400 milyar dolar demektir ve milli gelirimizin neredeyse yarısını oluşturmaktadır…
Biz ister ev yaparken 100 bin liraya malettiğimiz evleri 200-400-600 bin gibi fiyatlara satınca kar ettiğimizi düşünüyoruz… Ama bu çarpıklık ister lahmacun da, ister çay da, ister en küçük toplu iğnede olsun piyasayı dışarıya daha da acık hale getiriyor… Yurt dışından ithal edilen ürünleri daha karlı hale getiriyor, bizim piyasaya giren Çinliler kar patlaması yapıyor… Ama onlar kazanıyor biz kaybediyoruz… Acaba Çin den ev mi ithal edeceğiz, bu mümkün mü, prefabrikte mümkün…
Asıl kısa olarak değinmeden geçmeyeceğim tuvalet fiyatlarını da düşününce 1-1,5 lira arasında değişiyor, 50 kuruşa içtiğimiz suyu, 1.5 liraya işersek, bu demek ki artık tuvaletlerimizi de Çin den ithal edeceğiz… Burada maliyet hizmet arz fiyatı dengesizliği var…
Ben bu maliyet, satış fiyatı arasındaki paradoksa dikkat çekmeye çalıştım, artık dünyada yalnız değiliz, biz bir ürün piyasaya sürerken bunun uluslararası piyasada ederi, yani değeri nedir diye düşünmeden ne kendi piyasamıza, nede uluslararası ölçekte bir piyasaya giremeyiz… Ayrıca bir şeyin fiyatını ne belirler, maliyeti, az oluşu çok istenişi vs…vs Bu maliyetleri şişiren nedenleri ortadan kaldıramazsak onlarla rekabet de edemeyiz… Bu demektir ki, bizim piyasaya onlar ellerini kollarını sallaya sallaya girerler ve bize ürettiklerini satarlar… Para da kazanırlar, ceplerini doldurarak giderler… Bizde artlarından bakakalırız… Yoksa bakakaldık mı? Selam ve saygılarımla…
Hüseyin Benek --- 11.7.2016 – www.vatandasfikri.com
|