BÜYÜK İHMALLER, BÜYÜK SORUNLARI DOĞURUR!!
Göç ve Nüfus Sorunu!! Önlemler ve Öngörüyle Sorunları Yaşamadan Tedbir almak Gerekmez mi?
Suriye’nin iç sorunu, bizde yavaşlayan nüfus artışıyla birleşince nüfus sorununa neden olmaya başladı…Suriye’deki çatışmadan kaçarak ülkemize sıgınan 3-4 milyon Suriye vatandaşı var… Sadece bunlar mı ülkemize sıgındı, Afganlar, Ermeniler, Iraklılar, beklide Yemenliler, Afrika’nın çeşitli ülkelerinden gelenleride eklersek… Toplamda 11-12 milyon sıgınmacı olduğunu var sayarsak, ülkede yaşayanların %8-9 yabancıysa, bu normal bir sayı mı? Öte yandan bu sıgınanların ne kadarına vatandaşlık verildi? Başka bir uygulamada 400 bin dolarlık mülk alınca vatandaş olan kişiler var… Bunların büyük coğunluğu mafyatik kişiler, kara paracılar, uyuşturucu işiyle meşgul olanlarsa ki bazı yakalananlardan bahseden haber ve yazarlar bundan sık sık bahsediyorlar… Bunlarla birlikte mi yaşayacağız? Bunların vatandaşlığı hangi koşullarda veriliyor, hangi koşullarda bitecek? Örnegin 5 veya 10 yıl suç işlememiş olmak, bazı egitimlerden geçer not almak, gibi yöntemler olmalı degil mi? Kendi ülkesinde suç örgütü varsa, suça bulaşmışsa bunlarda 400 bin dolar verince vatandaş olmuşsa, burada çetecilige devam ederse, karanlık işlerini buraya taşırsa sorunlu kişiye vatandaşlık vermek ülkemizde sorunun coğalması demek degilmidir? Bu sorunlar rastgele konuşulacak meseleler değildir, buna ilk önce devleti yönetecek kişiler, uzmanlarla istişareyle çözüm aramalı, bulunan çözümler uygulamaya koyulmalıdır… Sığınmacılara tıbbi yardım, yani koruyucu sağlık hizmeti verilmesi, kaçak çalışmasına göz yumulması, uluslararası iltica yasalarında yer almayan uygulamalardır, ayrıca 1000-2000 hatta 100.000 olsa, neyse bu kadar, 10 milyonu aşan sığınmacının burada dogan çocuklarına vatandaşlık verilmesi işide tekrar gözden geçirilmelidir…
Tabiki ev ve kira sorunu yaşarız, ayrıca 11-12 ilimizi etkileyen depremden sonra başka illerle göçenlerinde neden olduğu yeni ev sorunu, salgın zamanına hangi akla hizmet için yapıldığını bilmediğim para basılarak yaratılan kaynak ile oluşturulan ucuz faizle %0.69 veya %0.79 ile ev ve araba kredilerinin verilmesi bu iki alanda %600, %700 oranında ev ve araba fiyatlarının artmasına neden oldu… Salgın zamanında piyasaya verilen paralar zamanında faizler yükseltilerek geri cağrılmadığından enflasyon her alanda yükseldi, vatandaşlar olarak alım güçümüz her mal ve ürün karşısında 5-6 yıl öncesine göre yarı yarıya düştü... Vatandaşlar olarak biz, sizi neden seçtik, bu sorunları önce öngörün, görün, sonra çözün diye…
Göç sorununa dönecek olursak, onlar muhacir, biz Ensarız, onlar gönül coğrafyamızdan gelenler, gibi olayı basitleştiren söylemler ile soruna yaklaşılırsa, o zaman hicret ile göçenlerin sayısı ben deyim 180, siz deyin 200, bu göç sorunu bize daha büyük sorunlar açma kapasitesini içinde barındırmaktadır… Bu olaylara para için göz yumuluyorsa, oda başka bir ihmaldir ki, bunu acık kaynaklar şöyle yazmaktadır…
Hiç kimse, Türkiye’den taşıyamayacağı yükümlülükleri yerine getirmesini bekleyememeli, bizde taşıyamayacağımız, yükün altına girmemeliyiz, bunu neden söylüyorum? Bu sıgınan nüfusun burada tutulması için Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen bir milyar Euro vereceklerini söyledi… Orada ABD ve AB’nin desteklediği terör gruplarına verdiğiniz yardımı kesin onları barış için anlaşmaya zorlayın, 3 milyar Euro verin Suriye’yi İslam birliği ve Avrpa Birligiyle Birlikte barışı ve fiziki şartları tekrar inşa edelim ve buradaki sıgınmacılar ülkelerine dönsün… Ayrıca son olarak şu sorunun üzerinede düşünmeli ve çözüm üretmeliyiz…
Alım gücü kayıplarına dayalı olarak, yaşam tarzlarına saygı duymak yerine mobing uygulanmasına dayalı olarak bizim egitimli, uzman aklımız milli geliri yüksek ülkelere doğru göçmektedir… Almaya Suriyelilerin içinde nitelikli kişileri almakta, bize sert vize uygularken egitimli, uzmanlaşmış kişilerimize kapıları açmaktadır.. Böylece sorun çözecek kişileri de kaybetmekteyiz… Saglık alanında göç en yogun olduğu alan deniyor, yani hastalandığımızda bizi saglıga kavuşturacaklar göç ediyor… Yerli ve milli vatandaşlarımız çocuk sahibi olmaktan korkarken, evlenemezken, yerli nüfus artış oranımız düşmeye başlamışken… Her şeyi ithal etmeye alışmış yöneticiler nüfusta ithal etmeye başlamış olabilirler… Bu konular ciddi konular, öyle ego, kibir, ben bilirim edalarından acilen vazgeçilerek uzman aklıyla çözüm aranmalı, bulunmalıdır… Bu konularda muhalefetimizinde hükümetimize baskı yapmasını öneriyoruz…
Nüfusumuzu korumamız, eğitim sistemimizi iyileştirmemiz, günün bilgisiyle, bilimiyle, teknolojilerini üreterek sorunlara siyasal akılla degil uzman aklıyla yaklaşarak çözmeliyiz… KısacasıTürkiye, bu kadar yabancı nüfusu taşıyamaz, Dünya da ğlkeler ciddi vizeler uygularken Türkiye’ye bu kadar rahat serbestçe girilmesi, ev, arsa ve arazi alınarak vatandaş olunması, bu kadar kişinin bu kadar kolay vatandaş olmasının önüne acilen geçilmelidir.. Şunada deginsemk insani bir sorumluluk olsa gerek… Bolu Kartalkayada yaşadığımız trajedi, canımızı yaktı, sorumlusu kim tartışmaları yapılıyor, Ayrıca kaza ihmaller sonucudur ne kadarı önlemler ile önlenebilir, bana kalırsa %70 veya %80’i önlenebilirdi iyi bir denetim ile, maden kazaları, tren kazaları, iş kazaları, trafik kazaları son olarak kaybettiğimiz 78 insanımız ölmeyebilirdi… Öngörü, denetim, Önlem Tedbir, canlarımızı korur…
Yukarda bahsettiğim sorunlara karşı önlem alacak sorumluluk makamındakileri şimdiden uyarıyorum yarın sizi, tarih önlemsizler diye yazar.. Öngörülerle, önlemlerle sorunların, kazaların önüne geçilmesi dilegi ve ricasıyla, Selam ve Saygılarımla…
Hüseyin Benek – 27.1.2025 – vatandasfikri.com
Kaynak: İLber Ortaylı - https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/facia-ve-tahkikat-42671180
|