VATANDAŞLIK (Vatandaş nasıl olunur?)
Önce bir vatan olacak, vatan üzerinde etkili bir topluluk devlet kuracak, anayasa yazılacak bu anayasa devletle vatandaş arasında bir hukuki bağ oluşturacak… Bu anayasaya göre devlet devlet olacak, vatandaş, vatandaş olacak… Karşılıklı hak ve sorumluluklar doğacak, bakın devlet bize bir şey dayatamaz karşılıklı hak ve sorumluluk doğar diyorum… Sebebi, devlet bir vatandaşlara hizmet için kurulmuş bir hizmet aracıdır, burada eşit bir ilişki vardır diyemiyorum, öncelikli olan devlet değil sorumluluklarını yerine getiren, yasalara uyan vatandaştır diyorum… Şimdi bu evletin ve vatandaşlıktan doğan hak ve sorumluluklarının kullanımı için Anayasaya bakalım…
Önce devletin amaçları/sorumlulukları sonra vatandaşın hak ve sorumluluklarına bakalım mı?
Devletin beş sorumluluğunu say deseler, güvenlik, sağlık, barınma, beslenme, eğitim şimdilerde sosyal devlet sorumluluğuna iletişimi, yani haber alma ve bilgilenme işinin sorumluluğu da verilmektedir..
Eğitim konusunda devlete yüklenen sorumluluklar..
Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
MADDE 42.– Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.
Saglık konusunda anayasa ne der?
MADDE 56.– Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Temel ihtiyaçlardan ve haklardan biri olan barınma ihtiyacı, yani konut hakkı, hakkında anayasa ne der, bu kimi bağlar… O lüks arabalara bininceye kadar devleti yönetenler, neden bunlara dikkat etmezler.. Barınma hakkı…
MADDE 57.– Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.
Gençliğin korunması, eğitilmesi yeteneklerle donatılması, yani meslek sahibi yapılması..
MADDE 58.– Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır
Sosyal Güvenlik hakkı, temel ihtiyaçlarda, örneğin sağlık gibi konularda devlet vatandaşlarına yardımcı olur demektir…
MADDE 60.– Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.
Siyaset yapma hakkı, devleti yönetme hakkıdır aslında, bu konuda anayasa şunu der…
“MADDE 67.– Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.””
Devletin görev sorumlulukları varda, vatandaşın yok mu, onun da var, neler? Bundan önce bazı vatandaşların, bazılarını dini gerekçelerle, bazılarının ırki gerekçelerle vatandaş olmadığını görüyor üzülüyorum… Burada yaşanılan her sorun bizi mutsuz huzursuz ediyor biliyorum, görüyorum… Bir vatanda, vatandaş olmamak demek, orada sorun olmak demektir, bunu net söylüyorum acilen vatandaş olmayı öneriyorum… devletin kurumlarının da bu vatandaş olmayan vatandaşlara vatandaş olmaları konusunda yardım olmaları gerektiğini hatırlatıyorum.. Biz devlet deyince sadece zorlama anlarız, yasalara uymayanları devlet zorlama hakkı var biliyorum, yine de öyle anlaşılmak da istemiyor, ilk önce bu tür vatandaşlara sosyal, kültürel, hukuki, ekonomik hak ve sorumluluklarla yaklaşılsın öneriyorum… Geliyorum vatandaş sorumluluklarına..
Bunlardan biri vatan savunmasına katılma sorumluluğu..
Vatan hizmeti
MADDE 72.– Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir.
Vatandaşın Vergi verme sorumluluğu, bu daha ilk devlet teşekküllerinden bu yana oluşmuştur, örneğin İsa Peygamberin söylediği şu söz vergi üzerine söylenmiş olarak alınır… Sezar’ın hakkı Sezar’a…
MADDE 73.– Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
Devlete birçok sorumluluk yüklenirken, vatandaşlar devletin bu hizmetleri yapabilmesi için ürettikleri artı değerden vergi vererek oluşan maliyetleri karşılama sorumlulukları vardır…
Yalnız son zamanlarda devletler hizmet etmek kadar, çok abartılı lüks kamu harcamalarıyla gündeme gelmektedir.. Devletin kurumları daha çok sadeleşmeli, lüks araç ve binalar yerine daha sade, daha makul olan tercih edilmeli, bu vergileri daha çok vatandaşına hizmet etmek için kullanmalıdır..
Biz vatandaşlar nasıl gelirimizin bir bölümünden vaz geçerek devletin hizmet için masraflarını karşılıyorsak… Kendi aramızda anlaşmak için siyasal düşüncelerimizden, dini inanca dayalı kendi yorumlarımızdan ortak yaşam için, anlaşma, uzlaşma sözleşme için fedakarlık etmemiz gerekmektedir.. Bunları vatanın ve içinde yaşaya biz vatandaşların mutluluğu ve huzuru için yapmalıyız… Biz vatandaşların amacı kendi mutluluğumuz kadar, vatanın daha iyi imar edilmesi, daha iyi bir teknolojik seviye, daha iyi bir ekonomik refah oluşarak gelişmesi için çalışacağımız da unutulmamalıdır… Öre yandan… Devleti sivil toplum olarak denetleme görevimizi de unutmamalıyız..
Aslında devleti yönetenlerin ne yaptığı, ne yapmadığı konusunda uyanık olma sorumluluğu da vardır biz vatandaşların… Yani biz hem kendimize çalışarak, katkılar sunarken, hem de vergi ödeyerek katkı sunduğumuz devletimizin görevlileri ve yöneticileri ne yapıyor diye bakar, doğru bulduğumuzu onaylar, yanlış bulduğumuza tepki gösteririz… Böylece daha iyi bir toplumsal yaşam sağlanmış olur, olacaktır… Bunun için yapılandırılmış devlet sistemimiz, demokrasi…
Aslında demokrasilerde devlet gücü, gücün tek elde toplanarak, demokrasi dışına kaymaması için, üç kuruma dağıtılmıştır, bunların ilki TBMM’dir üyelerini vatandaşlar seçer, görevi yasa yapmak, yürütmeyi denetlemektir… Vatandaşlarca seçilen üyelerin şu görevleri vardır…
“MADDE 87.– Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir..”
Başka kurumlar ise Yargı ve Yürütmedir, Şimdilerde yürütme Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir… Kurtuluş savaşı yılların da, 1918 ile 1922 arasında vatan nasıl kurulur, kurulmuş dersi vardır, bu dersimize iyi çalışacağız… Bakın vatandaş olmak için vatanın bağımsızlığına sahip çıkacağız, bu vatanda devlet kuracağız, bu devletle anayasal sözleşme yapacağız ve bu sözleşmeler, olan yasalara uyacağız, değişim gerektiğin de, beğenmediğimizde ise anayasayı referandumlarla değiştireceğiz çoğunluğun kabulünü kabulümüz sayacağız… Yargı gücünü kullanan kurumlarımızla yazıyız bitirelim, çok sıktın be abi dediğinizi duyar gibiyim…
Yargı gücünü bu kurumlarımız, AYM, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Bölge Mahkemeleri, İlk derce Mahkemeleri olarak yapılandırılmış yargı sistemi kullanır… Seçimlerle ilgili yargılama işini ise YSK, yüksek mahkeme gibi bir yargılama yetkisine sahiptir..
Mahkemelerin bağımsızlığı: “ MADDE 138.– Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”
Biz bilinçli vatandaşlar tüm işleyişin bizim, içinde yaşadığımız toplumun genel menfaatleri doğrultusunda işlediğini bilmemiz ve gerektiğinde özel menfaatlerin bir bölümünden vaz geçerek, genel toplumsal düzenimizin iyi, daha iyi işlemesine katkılar sunmaktayız//sunmalıyız… İşte böylece vatandaş, bilinçli vatandaş olmuş olacağımızı düşünerek… Daha iyi toplumsal düzen, sorumlulukların yanı sıra, daha iyi hak ve özgürlükler, daha iyi bir yaşam demek olur, olması dileğiyle, selam ve sevgilerimle..
Hüseyin Benek – 8.1.20 – vatandasfikri.com
|