Ülkemizde, medyanın durumu gerçekten de içler acısı, madrabaz olmayan medya organlarının yaşama şansı her geçen gün azalıyor… Olan T.C vatandaşlarına oluyor, medya sayesine takılan at gözlüğünün gösterdiği şeyleri görür ve bunları gerçek sanır halde kalıyor… Yani ülke uçurumdan aşagı uçsa bile bazılarımız bu düşüşü, yükselmek maksadıyla uçmak sanıyor neden? Bunun üzerine bir bakan diyor ki, aya dört şeritli yol yapacağız desek inanacak bir taraftar kitlemiz var diyor… Yine bazılarımız olumlu gelişmeleri bile yok sayıyoruz neden?

Ülkenin gündemine bakıyorum, daha bir, bir bucuk yıl olan seçimde kim aday olacak, kim olmayacak, şu olursa bu kadar bu olursa şu kadar oy alır.. Reis aday olursa ezer geçer, şu aday olursa %60 oy alır, bu aday olursa ezici çogunluk kazanır vs…vs Konu ülke konusu degil, bir partinin veya ittifakın kimi aday gösterecegidir ki.. İttifakı ilgilendir… Oysa unun kilosu 11-12 TL, şekerin kilosu 20-22 TL, gübrenin kilosu 12-14 TL olmuşsa bu hepimizi ilgilendirir, bu aşırı fiyat ve maliyet artışlarının nedenlerini tartışmalıyız, degil mi? Sonra…

İstanbul da bir muhalefet partisi milletin sesi mitingi yapıyor, kimi acıklamalara göre 500 bin, kimi acıklamalara 750 bin, biraz abartan arkadaşlara göre ise 1 milyon kişi toplanıyor… Muhalif medya daha gerçekci davranıyor, 600-700 bin diyor, merkez medya sizlere ömür yok, medya yayını yapan kişi ve kurumlar ikiye bölünmüş durum da, ya iktidar tarafısınız, ya muhalifsiniz başka yaşama şansınız yok… Aynı gün DEVA Partisinin G. Antep mitingi, önce alan tahsis sorunu çıkarılıyor, sonra hatırı sayılır bir katılım olmasına rağmen hiç kayda deger bile bulunmuyorlar… Oysa bize tarafsız gözle bizi degerlendirecek kurumlar ve kişiler lazım, buna akademik ünvanı olan kişi ve kurumlarda dahil… Medyada, özel youtub kanalları ve dışarıdan yayın dış kaynaklı siteler olmasa (onlarda kısmen kendi amaçları doğrultusunda yayın yapıyorlar) gerçekleri duymamız gerçekten de çok zorlaştı… Neyse bu kadar büyük mitingler oluyor, iktidarın sesi olan medya nasıl görüyor, ona bakalım mı? Üşenmeyin kaynaklarda bağlantıları verdim sizde bakın…

İki belediye başkanı tokalaşmamış, birbirine ters bakmış, yan yana gelmekten kacınmışlar, 600-700 bin kişiyi göreme, iki kişi arasında yaşanılan durumu, böyle bir durum var yok oda tartışılır, kendi amaçlarınız için yorumla… Antep de yapılan mitingi ise daha toplanma aşamasında görüntüle ve meydan boş diye haber yap… Helal olsun size, demekten başka bir diyeceğim yok… CHP’nin mitinginde bana kalırsa en güzel şey, toplumun mağdur olan grupları adına, bu gruplardan vatandaşların kürsüye çıkarak konuşma yapmalarıydı… Vatandaşlar çıkmış, sıkıntısı anlatmış, o nedenle bu mitingin adına milletin sesi mitingi adı verilmiş, bence iyide edilmiş… Her neyse, medyanın durumuyla ilgili mi devam edelim, yoksa ülkenin ekonomik durumu üzere mi, düşünmeye devam edelim!?!? Yok, Yok, iki dış güç,bir dış mihrak falan diyelim, bir iki de…

Hangisi kolay, bence eyy CHP, Heyy Kemal, sen şusun, busun diyelim, durumu kurtaralım… İkide PKK ve HDP ile ortaksınız diyelim, petrol ürünlerinde %230 luk artışı görmeyelim, Unda ki, çaydaki, peynirdeki fiyat artışlarını dış güçlere ve olaylara bağlayalım, iki iktidar sözcüsünün konuşmasından paragraflar alalım… Bir iki operasyon haberi yapalım, bir iki model araç gereçleri uçuralım… Gerçekte düşerken, duygu aleminde ucalım… İşte size Türkiye medyasının hali…

Öncelikle medyamızı, sonra akademisyenlerimizi, daha sonra vatandaşlarımızı gerçeklige davet ediyorum, olayları aklıselimle (mantıkla) degerlendirmeye davet ediyorum… Yoksa G-20 den düşerken bir yıl sonra dünya ekonomisinde, ilk ona girecegiz sözüne inanır, aksini iddia edenleri hainlikle bile suçlayabiliriz…

Daha bagımsız düşünmenin yolu, daha gerçekci haber ve bilgilerden geçer, daha gerçekçi haber ve bilgiye ulaşmak çabasıyla, umuduyla, selam ve sevgilerimle..

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

M.Kemal Atatürk