|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
UYUŞTURUCU\UYARICI ALIŞKANLIGI |
UYUŞTURUCU\UYARICI ALIŞKANLIGI
(26 Haziran Uyuşturucu Kullanımı ile Mücadele Günüdür bu gün ve her gün bunun tehlikesini gündemimizde tutmak dilegiyle )
Bu konu öyle zor alatılan ve anlaşılan bir konu ki uzmanlar bile zaman zaman açıklama bilgileri kişilere ulaştırmada zorluklarla karşılaşmaktadırlar. İnsanlarsa bunu her ne için kullanıyorlarsa hiçbir çözüm sağlamayacağını bilmelerine rağmen bu maddelere karşı zafiyete düşmektedirler. Bütün uyarılara rağmen yine hatalara düşüp alışkanlık edinmekte, hem kişi hem de toplum zarar görmektedir. Ne yapıp da bu alışkanlığı önleyecegiz veya toplumda en aza indireceğiz cevabını bulmaya calışacagız, bu konuyla ilgili anaları, babaları çocuklarımızı ve gençlerimizi bilgilendireceğiz aileleri uyanık ve gençlerin uzak durmalarını sağlayacağız.
Herkesin karşı olmasına hatta içenlerin bile karşı olduğu ve karşı durmaya çalıştığı bu insanlık belası maddelerin bize ulaşmasını engellemenin yollarını bulmalıyız. Bunlar insanlarımıza sırf para kazanmak için ulaştırılmakta, vücut sağlıkları ve hayatları mafvedilmektedir. Sadece para kazanmak için bu nasıl yapılıyor, insani veya hayvani hangi ölçülerle değerlendirirsek değerlendirelim.. Anlamıyorum. Ben para kazanırken başkalarının vücut ve ruh sağlığını bozduğumu düşünemiyorum bu nasıl bir vicdansızlıktır. Bunu ticari bir kazanç haline getirenlere insan öldürmüş katil muamelesi yapılarak cezalandırılmalıdır diye düşünüyorum. Bu maddelere bağımlı olanlar eski sağlıklı hallerine zor dönebiliyorlar. Bu kişiler iş sorumluluklarını, eş sorumluluklarını, vatandaş sorumluluklarını yerine getiremiyorlar. Sorumluluklarını yerine getiremeyenler ise sorunlarını çözemiyor ve sorunlarına birde bu maddelerden kurtulma sorunu ekliyorlar. Bu kısır döngüden bu insanlarımızı aile, toplum, uzmanların yardımı ile kurtarabiliriz. Bu maddelere bağımlılık nedenlerine bir göz atalım.
Genel olarak alışkanlık edinmenin nedenleri arasında merakla denemek, sorunları yokmuş sanısına kapılmak, arkadaş grubunun önerisi, bu gruba uyma gereksinimi veya başkaca bir nedenle başladıkları bu belaya fark etmeden alışıyorlar. Alışırken fark edilemeyen bu belalardan kurtulmak güçlü bir irade ve tedavi ile mümkün olabilmektedir. Bizim sorunumuz bu beladan gençlerimizi nasıl korur, uzak tutarız. Şu an alışkanlık edinmiş vatandaşlarımızı nasıl kurtarırız.
Öncelikle bu alışkanlık konusunda çocukluktan ergenliğe geçiş döneminde çok dikkatli olmalıyız. Bu dönem hepimizin de bildiği yeni hormonlarla biyolojik ve ruhsal yapımızda fırtınaların estiği bir dönemdir. Bu döneme uyum sağlamak ve dengede durmak zordur, her olayı olduğundan daha büyük bir heyecanla veya tepkiyle karşılarız. Bu durumda bizde ve çevremizde soruna neden olur. Bizde soruna neden olur kimsenin bizi anlamadığını ve herkesin bizi dışladığı hissi ile kendimize çıkış yolu ararken en olmazını seçerek, bu maddelerden medet umarak kullanmak kendimize ve sevdiklerimize yapılabilecek en büyük ihanettir. Bu ihanetten bizi ancak biz kendimiz koruyabiliriz. Bilerek veya bilmeyerek bu maddeleri kullandık ve alışkanlık haline getirdik. Bundan sonrası için kurtuluşun yolu bunun bizim için sonun başlangıcıdır, bilinciyle hareket ederek tedavi için gerekli yerlere hemen başvurmalıyız. Bu sorunumuzu öncelikle ailemizle, sonra ailede rahat iletişim kuracağımız büyüklerimizle, öğretmenlerimizle, bu konuda eğitim almış uzmanlarla görüşerek kurtulmanın çaresini aramalıyız. Bu maddelerin sorunu çözmediğini sorunu yarına atarak daha da büyüttüğünü bizi de uyuşturarak güçsüz bırakarak sorunu çözecek güç bırakmadığını unutmamalıyız, bu nedenle uzak durmalıyız.
Buna alışanları hayatın çeşitli alanlarında görmekteyiz, bu alışkanlığı edinenlerin sorunlarını çözmüş bir halleri var mı? Bu maddelere bağımlı olduklarında artık sorunlarını algılayacak zihinsel yapıları kalmamakta sorunlarının içinde altın vuruşu(öldürecek dozda uyuşturucu almak) yapana kadar sorunsuz gibi yaşamaktadırlar. Bu arada kendilerinin uyuşturucunun etkisiyle farkında olmadıkları yok oluşlarını sevenleri görmekte ve onlarla birlikte ölüp, ölüp dirilmektedirler. Kendileriyle birlikte sevenlerine de çile çektirmektedirler. Sevenlerini ve kendini düşünenler bu illetlerden uzak durur.
Bu maddelerin bağımlılığının kötü bir tarafı da bunları teminin de büyük bir sorun oluşu. Maddelerin vücudumuza verdiği güçsüzlükle ertesi gün yine bu maddeleri temin için kişiler enerji ve para bulmak zorunda kalmaktadırlar. Bu maddelerin insanın fiziksel ve ruhsal yapısını bozup çalışacak kadar ne enerji ne de ruhsal yapı bırakmaktadır. Çalışamayanların ancak kendini başkalarının kullanımına sunarak para kazanmalarının mümkün olduğu gerçeğidir. Böylece hem kişi hem de toplum sağlığı bozulmaktadır. Bırakın uyuşturucu maddeleri sigaranın bile ne kadar çok zarar verdiğini biz içenlerden biliyoruz, bilim insanları da bizleri sürekli uyarıyor ve biz de hala hata yapmaya devam ediyoruz. İnşallah sigarada yaşanan umursamazlık bu maddelere karşı yaşanmaz. Bu uyuşturucu denen illeti toplumumuzdan uzak tutarız.
Uyuşturucu ile mücadele bir toplumsal görev, hatta kutsal bir toplusal görev, nedeni Tanrının verdiği bu cana inanılmaz derece zarar veren bu maddelerle mücadele kutsaldır diye düşünüyorum.
Bu ve başka toplumsal olaylar bir şekliyle bu toplumda yaşayan herkesi etkilemektedir. Örneğin tinerci saldırısına maruz kalanlardan haberdarız. Toplumun bir ferdi herhangi bir kötü alışkanlığın etkisi altında kalıyorsa bu öncelikle ailesi sonra sorumluları, daha sonra da bu toplumun sade vatandaşlarını ilgilendirir. Bu sorumluların içinde öncelikle ana, baba ve diğer fertleriyle aile sorumluluklarının bilincinde olmalıdır. Daha sonra eğitim kurumlarında görevli olan öğretmenler ve yöneticilerle birlikte, eğitimin diğer ayağı olan dershane öğretmenlerine de büyük iş düşmektedir. Güvenlik güçlerine gelince onlar bu işin ticaretini yapanları saf dışı bırakmakla görevlidirler. Biz yakalıyoruz mahkemeler bırakıyor şikâyeti birazda kolaycılıktan ibaret bir ifadedir. Suç delillendirilirse mahkemeler bırakmayacaktır. Bu maddelere alışanları tedavi edecek uzmanlara gelince onlar da bunları tedavi etmekle görevlidirler. Bu uzmanlardan bazıları bunları müşteri gibi yanlış algılamalara kapılmaktadır, toplumun imkânlarıyla kendi yeteneklerini birleştirip uzmanlaşanlar böyle bir toplumsal soruna yaklaşırlarken ancak düşünmeleri gereken bu sorunun çözümüne yönelik ne yapabilirim olmalıdır.
Hepimiz sorumluyuz bu uyuşturucu illetine toplumun bir ferdini bile feda edemeyiz etmemeliyiz. Bu illetin toplum için ne derece tehlikeli olduğunun farkındayız, bu maddelerin bağışıklık sistemimizi çökerttiğini biliyoruz sadece bu bilgileri toplumsal hassasiyete dönüştürmeliyiz.
Uyuşturucunun yanı sıra başka bir tehlikede uyarıcılardır. Uyuşturucular uyuşturarak bizi öldürürken uyarıcılarda uyararak öldürmektedir. Bu durum benim fiziksel gücümü zorlayarak 15 yerine 20 hareket yapmamı sağlamakta etkisi geçtiğinde ise 15 yerine 20 hareket yapan vücudumuzun dengesi bozulmaktadır. Bu defa 10 hareket yapacak gücü kendimiz de bulamamakta, normal hareketlerimizi yapabilmek için bile tekrar bu uyarıcıya ihtiyaç duymak zorunda kalınmaktadır. Bu daha da güçsüz bir bağışıklık yapısına, biyolojik, ruhsal yapıya, neden olmaktadır. Bu gün be gün bizi uyarıcıya bağımlı hale getirerek bir dozla yapabildiğimiz hareketi yarın iki dozla ertesi gün ise üç dozla yapabilerek uyarıcının etkisi ve esiri olma basamaklarını hızla çıkmaya başlamaktayızı fark ettiğimizde elimizde uyarıcının etkisine ihtiyaç duyan bir vücut kalmaktadır. Uyarıcılarda uyuşturucular gibi uzak durulması gereken maddelerdir.
Uyuşturucuda uyarıcıda doğal vücut dengemizi bozan ve bağışıklık sistemimizi felce uğratan maddelerdir. Bunlara karşı toplumsal bir bilinç oluşturmalıyız. Lütfen uyanık olalım hem fiziksel hem de ruhsal sağlığımızı bozmayalım. Son olarak tekrardan, alışkanlık edinmiş kişilere de önerim ailenizle ve doktorlarla durumunuzu paylaşın ve tedavi olmanın önü açılsın ve size yardımcı olmaya çalışanlara sizde yardımcı olun.
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|