GAZETECİ KİMDİR!?!?
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Kutlu Olsun, Olsun da!
Gazeteci kendi ülkesinde haber, yorum yapıyorsa, kendi toplumunun gözü, kulağı, dilidir, dünya haberleri yapıyorsa insanlığın gözü, kulağı, dili olmalıdır…
Bunlar yapılabiliyor mu, bunların üzerindeki gölgeler nedir, bu gölgeleri nasıl dağıtabiliriz, bu gazeteciler günün de bunlar üzerinde duralım mı?
Gazetelerin ve gazetecilerin üzerinde genelde hükümetler gölge eder, bu gölgeler gazeteciliğe şöyle sirayet eder, bir gazetecilerin habere ulaşmasını, iki haberi topluma ulaştırmasını engelleyerek yaparlar bunu, buna iki uç örnek verelim ki, o noktalara bizim hükümetimiz de gitmesin… Birici örnek K.Kore diğeri Çin…
Sonra gazete ve Tv’leri hükümetler direk sansür etmezler, sahipleri hükümet taraftarı yapılır, yani mevcut yayında olan tv ve gazeteler hükümet tarafından yaratılmış sermaye aracılığıyla gazetelerin sahipleri olurlar… Bu degişime dayalı olarak gazete ve TV’ler hükümet faaliyetlerini yayınlayan, faliyet raporlarına dönerler… En küçük acılış, hatta bazen tadilatlar büyük projeler gibi topluma sunulur.. Hükümet adına kamu kurumlarını ilgilendiren açıklamalar bile topluma haber gibi sunulur, aslında bunlar genelgelerle duyurulacak şeylerdir… Ayrıca sürekli muhaliflerle toplumun düşman saydıkları yan yana zikredilir, en sevimsiz lakaplar muhaliflere yüklenir, muhalifler için toplumda ön yargılar üretilir… Demokrasi sınırları içinden hükümetler bunları yapmamalıdır… Öte yandan bazı gazetecilerin aşırı ideolojik saiklerle haber ve yorumları da çarpıttıklarına da tanık olmaktayız, aşırı ideolojik propaganda yüklenmiş haber ve yorum, aynı hükümetlerin baskısı gibi haber ve yorumu haber ve yorum olmaktan çıkarır, ideoloji ve davanın basın bülteni haline getirilir, gazetecilik mensupları bunlardan da sakınmaları gerekir… Bütün bunlardan sonra ne mi olur?
Uzun dönem iktidarlarda, Sebepli sebepsiz muhalefete kızan, sebepli sebepsiz hükümeti alkışlayan bir toplum ortaya cıkar.. Sanırım bu tip topluma biz örnek gösterilebiliriz… Örnegin yayın hayatındaki 20 gatede ve TV’den 16 tanesi hükümet destekcisi olmuşsa, o ülkenin toplumu haberlerin, gerçeklerini göremez, hükümetler ne isterse onu görür… Gazetesinin görevi neydi onu hatırlayarak, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü kutlayalım mı? Kutlama olabilmesi için iyi şeylerin yaşanması lazım meslek adına ne yazık iyi şeylerin çok az yaşandığı, dönemden geçilmektedir… Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ( TGC) Başkanı Turgay Olcayto ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç’ün açıklamalarından gazetecilerin durumu öğrenerek yazıyı bitirelim !?!?
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ( TGC) Başkanı Turgay Olcayto : Bugün gazeteciler arasında büyük bir bölünme var. Dağınıklık var. Ne kadar bölünmüş olduğumuzu, ne kadar bizi araçsallaştırdıklarını görebiliriz. 5 Sendika var ve gazetecilerin sadece yüzde 3,5’u bunların üyesi… 30 meslektaşımız cezaevinde. Bugün gazeteler küçülüyoruz diyerek gazeteci işten çıkartıyor. Güneydoğu’da gazeteciler mesleklerini yaparken çeşitli güçlüklerle karşılaşıyorlar. Örgüt propagandası yapmak, cumhurbaşkanına hakaret etmek suçlamalarıyla karşı karşıya kalınıyor. Haberler karartılıyor. Haber yasaklanıyor. Haber olarak yazılamayan haberler peşinde koşuyoruz. 10 Ocak, çok kısa bir süre önce sevinçle bayram olarak kutlanan bir gündü. Bugün ise 212’nin çok az kullanıldığı, çeşitli şekillerde yok edildiği bir gün yaşanıyor.”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç’ün : 1961’den bu yana geçen zaman gazeteciliğin ilerlemesi gerekirken, patrondan izin almadan hiçbir haberi yazamayacak duruma gelindi. Bütün bu yaşananların sorumlusu tamamen biz gazetecilerin olduğunu söyleyebiliriz. Toplu sözleşmelerin olmadığı yerde gazeteciler patronların istekleri konuşuyor. Bugün 7 bin gazeteci işsiz. Sektördeki işsizlik yüzde 30’lara varmış durumda. Sansür, oto sansür ve davalar geçtiğimiz yıla damgasını vurdu. Neticede biz birbirimize destek olmalıyız. Dayanışma içinde olmalıyız. Sendikalı olmalı, patron baskılarına karşı editöryal bağımsızlığımızı kazanmalıyız.” Gazetecilerin örgütleri bunları diyor, biz toplum olarak gözümüz, kulagımız, sesimiz olan bu gazetecilere sahip çıkmazsak, iktidar sevici gazeteciler aracılığıyla, hükümet şak şakcısı oluruz…. Olduk mu ne? Son olarak basın özgürlüğünün anayasal dayanagı olan maddeyi buraya alarak yazımızı bitirelim bu konu üzerine düşünmeye devam edelim… Anayasa da bu konuyla ilgili şu bölüm vardır, VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
“Madde 26 – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(Mülga fıkra: 3/10/2001-4709/9 md.) Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz. Anayasa bu der, biz bunu yorumlarla kanuna daha da haber ve yotumu sınırlayıcı hale getirebiliriz… Yorum aslında sadece ve sadece hak ve özgürlükler lehine genişletilmelidir ki, bunuda anayasal madde haline getirmeliyiz…”
Daha iyi bir medya, daha iyi bir gazeteci ve yorumcu nasıl olunur, dünyanın demokratik olarak gelişmiş ülkelerinde bu meslek nasıl icra ediliyor, orada gazetecilere nasıl davranılıyor, gazeteciler kendini nasıl ifade ediyor, dünya ölcegin de gazeteci kimdir, gazetecilik nedir… Bütün bunları hesaba katarak daha iyi gazete ve gazetecilik, bizim daha iyi duymamıza, daha gerçekleri görmemize, daha çok sorunlarımızın ülke gündemine ve hükümet edenlere taşınmasına neden olacaktır. Olsun dileriz, Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 10.12023
Kaynaklar
1* https://tgc.org.tr/18-slider/766-10-ocak-calisan-gazeteciler-gunu-ne-basin-ozgurlugu-ihlalleri-damga-vurdu.html
2* https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2709&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5
|