ORTADOGU DA NELER OLUYOR?
Biz bu kendi çıkardığımız iç sorunları boğuşurken, sadece iç sorunlarımızı görür ve tartışırken, Ortadoğu da bir şeyler oluyor, ne oluyor? Bu şuan da bizi pek ilgilendirmiyor, seçim telaşı, başkanlığa nasıl geçeriz düşüncesi, üst perdeden siyasal tartışma ve alan genişletme telaşları bu coğrafyayı es geçmemize neden oluyor gibi, olmasın…
Evet biz neleri tartışıyoruz, Ülkeyi Cumhurbaşkanı mı yönetecek, yoksa Hükümet mi, Kürtlere barışmak için ne taviz verilecek, yada karşı tarafdan ise Kürtler haklarını alabilecek mi ve ne kadar hakları var? Biz bunlarla siyaset yapıyor sanısı ile dünyayı okuyamıyormuyuz yoksa?
Siyaseti, sadece Kürt sorununa, yada sadece Yürütmede kim etkin olacağa indirirsek, dünyayı okuyamayız, burnumuzun dibinde ki olaylar da yanlış tavır alırız… Nitekim bizi ilgilendirmesine rağmen bu kadar aktif müdahalenin yanlışlığını savunanalar haklı ı çıktı? Bu kadar tarafgirlik bizim Ortadogu da ki imajımıza çok zarar mı verdi? Desteklediğimiz grupların e diye destekledik, ne gibi sonuçlar aldık… Libyayı düşünelim, bu ülkede Türkiye olarak imajımız ne durumda, Mısır da ne durum da, Suriye de ne durumda, Irak da ne durum da, son olarak da Yemen de kimi destekledik ve desteklediklerimiz ne durum da, artık dış politika kosunda yeniden ve derin bir stratejsiyle düşünerek hareket etmemiz lazımdır. Ediyormuyuz, onu aldığımız sonuçlara bakarak verebiliriz.. Biz ne sonuçlar aldık bu sorunlu yerle de? İşte iç siyasal kayıkcı kavgalarını andıran, yarışları aşabilirsek bu sorunları degerlendirebilecegiz…
İç siyaset bu kadar yüksek perdeden hem kültürel, hem inanç, hem yaşam tarzlarıya yapılır, vatandaşları siyasal tartışmaların içine bu kadar çekersek, bu siyasal tartışmaların toplumsal gerilime ve sorunlara dönüşme ihtimali yükselir…
Toplumun yarısına rağmen sistem de temel degişiklikler de ısrar edilirse, sürekli aktif olacagız diye yüksek perdeden demeçlerle sorunlara yaklaşılırsa, toplumsal gerilimleri daha çok besleriz ve bizim dışımızda yaşanan bu kaotik ortamı üzerimize çekeriz… Bu nedenle çok dikkat etmemiz gereken bir dönemdeyiz, sistem reformlarını uzlaşmaya dayalı yapamıyorsak, o zaman mevcut sistemi daha iyi işleterek devam etmeliyiz diye düşünüyorum… Bakın Ortadoguyu yazarken bile iç sorunlardan düşünsel olarak çıkamıyoruz… İşte sorun bu biz dünyayı, Ortadoguyu bizim iç siyaset gözlüğüyle okumaktan vazgeçmemiz lazım… Hele ekonomik rant, inançsal yaklaşımlar falan varsa bunlardan tez elden vazgeçilmelidir diye düşünüyorum… Siyaset bilminin gerekleri, yerel siyasal ve kültürel yapılara dikkat ederek, diplomatik dilin nezaket ve seviyesiyle bu çoğrafyaya yaklaşmamız gerekir. Yoksa yüksek perdeden tartışmalar da taraf olur taraf olarak desteklediklerimiz kaybettikce biz de kaybederiz… Bir mütdet sonra…
Yoksa, orada gibi gözüken sorunların içine ya biz gireriz yada sorunları buraya taşırız ki Allah korusun… Bunun için iki gözlük kullanalım biri ile dünayaya bakarken digeriyle ise ülkemize bakarken, üstelikte çok numara farkı olmamasına dikkat ederek…
Demokratik siyaset, tabiki tartışmayı, iktidarı ele gecirme mücadelesi yapmayı meşru sayar ama, siyaset, yönetme işidir ve yönetim ise siyaset, iktisat, işletme, örgütsel davranış, organizasyon gibi işletme bilim ve bilgilerin yanı sıra, sosyoloji, psikoloji, ilahiyat gibi davranışsal acıklamaları da yapan bilimlerin yardımı ile yapılır. Bunlar iç sorunları öngörme ve önlem alma, sorunlara çözüm üretme için gerekliyken uluslar arası bakış acısı ise bunların yardımı ile uluslararası ilişkiler uzmanlarının da katkılarıyla yapılacak daha geniş ufuklu yönetim işidir siyaset lütfen dikkat…
İran, Rusya, Çin faktörünü iyi okuyarak Ortadoguya yaklaşma geregini düşünüyor, ülkemizin iktidarının başarısı bizim başarımız olduğunu biliyor, olaylara bu minval de yaklaşmamız gerektiğini öneriyor…. Selam ve saygılarımı sunuyorum…
Hüseyin Benek – Mart 15 – vatandasfikri.com
|