SEÇİM NASIL KAZANILIR??
Önce adaylar belirlenir, bunu partilerin il, ilçe teşkilatları ve delegeleri/üyeleri belirlemesi gerekirken, bizde genelde genel merkez ve lider belirler… Bu aşamadan sonra adaylar kendilerini tanıtır, neler yapacaklarını kamuoyuna anlatır, burada da medya neredeyse tekelleştiğinden bazı adaylar vatandaşlara ulaşamadılar… Vatandaşlar da bunların içinden iyi olduklarına kanaat getirdiklerini seçer… Sandık ortaya konduğunda bazı kurallar vardır…
Bazı seçimlerde 50+1 yan salt çoğunluk gerekir, mesela Cumhurbaşkanlığı seçimi buna örnektir… Bazı seçimlerde ise bir oy fazla alan seçilir, belediye başkanlığı seçimlerinde ki gibi… Şimdilerde toplum olarak tartıştığımız İstanbul seçimlerine bu mantıkla baktığımızda kazanan kimdir? Seçimlerdeki oy dağılımına bakalım mı?
İstanbul İli, İlk Seçim Sonuçları Aşağıda ki Gibidir.
Ekrem İmamoğlu - CHP 4.171.118 Oy - %48,80 Oran - Binali Yıldırım - AK Parti - 4.149.656 Oy - %48,55 Oran - Necdet Gökçınar - Saadet Partisi - 103.300 Oy - %1,21 Oran - Muammer Aydın - DSP 30.817 Oy - %0,36 Oran - Selim Kotil - BTP 27.238 Oy - %0,32 Oran
Adaylar bu oyları almışlardır, basit çoğunluğa göre Ekrem İmamoglu kazanmıştır, yani seçimin kurallarının gereği budur… Bu seçim türlerinde bir oy bile fazla alan kazanırken… Seçilen aday 14-15 bin oy fazla alması itirazlara konu olamaz… İtirazlar yanlış yazıma, geçersiz oylara yapılabilir ve yapılmıştır da, ilk olarak fark 25 binler düzeyindeydi itiraz edildi yeniden sayıldı en yakın aday Binali beyle, en çok oyu alan Ekrem bey arasında fark son bilgilere göre şöyle cereyan etmiştir… 14.119 fark hala devam etmekte şimdi ise kaybeden partimiz seçimin yenilenmesini talep etmeyi dillendirmektedir… Bana kalırsa seçim yenilenirse fark en az 114.000 olacaktır, fakat uluslararası kamuoyunda ülkemizin seçim sicili bozulacaktır… Daha önce % 24-25 oyla kazananlar, 6-7 bin oy farkıyla kazananlar, bir iki oyla kazananlar daha önce olduğunu herkes biliyor, buradaki kazanan aday %49’a yakın ot almış en yakın adayı 14 bin farkla geçmiştir, buna rağmen yapılmak istenen nedir anlaşılamıyor… Bundan sonra ne olur, iş mahkemede, sonuç bekleniyor… Yanlış bir karar da…
Vatandaşlarımızın seçimlere güveni azalacaktır, dolayısıyla bir partimizin kaybettiğini kabul edememesi de kötü bir örnek olacaktır… Öte yandan hata olmuşmudur evet, geçersiz oylar yanlış sayılmışmıdır evet, bunlara itiraz edilerek yanlış yazılan geçersiz oyların seçim sonuçlarına etkisi saglanmışmıdır? Evet, hala sorun niye devam ediyor, YSK son sözü söylemediği için bir an önce söylemelidir, sözü kesindir, bunun için adaletin gereği neyi gerektiriyorsa, yazılı hukuk kaynakları olan seçim kanunları, yönetmedikleri neyi gerektiriyorsa onlara göre karar vermesi, önceki kararlarıyla çelişmeden karar ve vereceğine güvenmemiz gerekir… Öte yandan…
Sandık bu kadar tartışılmamalı, YSK kararları bu kadar siyasetin diline konu olmamalı, ne yazık ki oluyor, böylece toplumun siyasete, güveni gün be gün azalıyor… Siyasilerimiz diğer kurumlara güveni yükseltmek yerine kendilerinin güven seviyesine diğer kurumlarımızı da çekiyorlar… Siyasi liderlere güven endeksini kendi tabanına değil farklı partinin tabanına sorsak, partisiz vatandaşa sorsak ne çıkar? 20 yıl önce Siyasete, Yargıya, Orduya, Medyaya, İmama, Doktora seçimlere güven neydi şimdi nedir, bir araştırma yapma önerisiyle… Selam ve Sevgilerimle..
Hüseyin Benek – 11.4.19 – vatandasfikri.com
|
|