İŞ ve ÇALIŞMA HAYATI
Çalışma Hayatında ki Sorunlarımız!!!
İş hayatında üç dört unsur vardır, bunlar işveren(patron) İşçi (emegini satan emekçi) devlet (hukuki düzenleyici olarak) bulunurlar…
Bu iş hayatında herkesin görevi vardır, herkes görevi düzgün yaparsa, sorumluluklarını yerine getirirse, o toplumda iş ve çalışma hayatı iyi olur, memnuniyet yüksek olur, üretim istenilen seviyeye çıkar… Böylemi oluyor?
Önce işsizliğin bu kadar yogun olduğu toplumlarda işsizlerin çalışanlar üzerinde bir baskısı olur, bu baskı, patronlar sen bu şartlarda, ücretle çalışmazsan dışarıda bundan daha kötü koşullarda çalışacak milyonlar var diyerek daha az ücret ve çalışma şartlarına razı olmasını beklemeleriyle sorunlar başlar… Bu durum işçiler üzerinde ciddi baskı yapar, daha çok perakende ve hizmet sektöründe olmak üzere çalışma süreleri 2-3 saat aşılır, iş degiştirme, işçi degiştirme sıklığı daha yüksek oranda görülür… Ücretler genel düzeyi ya asgari ücrettir, yada hemen asgari ücretin biraz üzerindedir, örnek vermek gerekirse, asgari ücret 4.200 tl ise, en sık rastlanan ücret oranı 4.500 veya 5.000 lira civarındadır… Sorun burada da bitmez, sorunlu bir ilişki sürekli sorun çıkarır, işcilere deger verilmez, onların nasıl yaşadıkları, mutlu olup olmadıkları önemsenmez… Toplumun neredeyse %80-90’ı çalışanlardan oluştuğuna göre, bu memnuniyetsizlik ve mutsuzluk artık toplumun genel yaşam tarzı olmuştur.. Bizde de durum böylemi, siz böyle mi görüyorsunuz? Sorun sadece işçilerin, işverenlerin ihtiyaç, istek, beklenti, işin gerekleri ve sorumluluklarından kaynaklı bir sorunlar zinciri mi? Bunların dışında birde ülkemiz göç baskısıyla, karşı karşıya ve bunun iş ve çalışma hayatına yansımaları ve çalışanlar üzerinde baskıları var… Bunlarla devam edecek olursak..
Suriye, Irak, Afganistan, Pakistan, Türki Cumhuriyetler, hatta Ermenistan ve Gürcistan gibi onlarca ülkeden ülkemiz göç alıyor.. Kimi oralardaki şiddetten, kimi ise ekonomik nedenlerden dolayı, kimi siyasal baskılardan ve otoriter devlet yönetimlerden kaynaklı olarak başka ülkelere, bizim gibi ülkelere göçüyorlar… Belki göçenler için daha iyi ortam olabilir göçülen yerler, göç oranı ne kadar olursa göçülen yerin sosyal ve ekonomik dengesi bozulur? Ben bunu yazının konusu geregi iş ve çalışma hayatı acısından incelemeye çalışacağım…
Örnegin toplamda ülkemizde sekiz-dokuz milyon göç etmiş, sıgınmış, kaçmış buraya gelmiş insan var.. Bunların ne kadarı kaçak, ne kadarı izinli çalışıyor? Bu verecegim sayılar afaki, yani bir düşünce oluşturma maksatlı sayılar… 8 milyon göçmen var, bunların üç milyonu çalışırsa, işsizlige katkısı üç milyon olacaktır… Sadece işsizlige mi katkısı olmaktadır yok, bu göç etmiş kişilerin beklentisi, yaşam tarzları, bizim vatandaşların beklenti ve yaşam tarzları sevilerinden çok düşük olduğundan, düşük olmasa zaten göç etmezdi… Ücret seviyesini sorgulayamaz, açlık seviyesinin altında yaşamaktadır karnı doysun yeter denmektedir… Sonra sosyal güvence, iş koşullarının saglıklı olup olmamasını sorgulayamamaktadır, ülkemize ulaşıncaya kadar aylarca yürümekteler, onlarca baskı ve şiddet ile karşılaşmaktalar hatta bir çogu bu göç yolunda canlarını kaybetmektedir.. Bu insan için sadece ve sadece yaşamak yeter iken bizim vatandaşlarımız haklı olarak burada bin yıla yakın yerleşik düzende olduğu için daha iyi bir yaşam, daha yüksek ücret, daha fazla sosyal güvence beklentisi içinde olmaktadırlar.. Bu gayet normaldir, normal olmayan bu kadar göç etmiş nüfusun sosyal ve çalışma hayatına bu kadar rahat girmesine izin verilmesidir ki… Ben tüm iyi niyetime rağmen gerekçe, neden bulamıyorum, bu kadar göç zaten sorunlu bölgelerden olmuş, burada sosyal sorunlara neden olma potansiyeli dogurmuştur… Nasıl soruna neden olmaktadır derseniz, yukarda kısmen bahsettim, biraz daha açmak gerekirse..
Bu kişiler iş hayatına katılırsa genel olarak üretime katsı olsada tüketime katkısı olmamaktadır, nedeni, kazandığı paraları aşırı bir şekilde tasarruf ederek kendi ülkesine aktarmakta veya geri dönüş anına hazırlık yapmaktadır… Örnegin hizmetçi sektöründe ortalama ücret 300-400 dolardır, beş yıl çalışan kişi, bunlar genel olarak hizmetçilik yaptıkları evlerde yer, içer, barınır olduklarından 400 doların ancak 50-60 dolarını harcamaktadırlar… yani 350 doları aylık olarak ülkesine aktarmaktadır.. Şimdi 5-6 yıl çalışan kişi kaç bin dolar ülkesine aktarır ve kaç kişi bu şartlarda çalışır? Üzerine durmak gerekirse…
Bir kişi 5 yıl, 60 ayda, 350 dolar hesabıyla, 21.000 dolar ülkelerine aktarıyor tahmini yaparsak… Bir milyon kişi aktarırsa, 21.000.000.000 milyar dolar yapar ki, ciddi bir ekonomik kayıptır… Bunu çalışan sayısını 3 milyona cıkarırsak, sanki buradan da ciddi bir dış acık veriyor olabiliriz… Ayrıca sosyal güvenlik pirim ve vergi kayıpları ise bu kaçak göçmen çalıştırmanın artı ekonomik sorunlarıdır… Son olarak..
İş ve Çalışma hayatında kacak çalışmaya dayalı, sorunlar ortadadır, bu sorunları kim kamuoyuna taşıyacak, sendikalar ve muhalif partiler, işçi hakları savunucuları, kim çözecek hükümet, çözülmezse kim tepki gösterecek, işçi ve işçilikten emekli olmuş vatandaşlarımız… Umarım tepki göstermeden hükümetimiz, çalışma bakanlığımız ve sgk kurumlarımız bu sorunları çözerler… Çözülmesi ricasıyla, dilegiyle, selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek ** vatandasfikri.com -- 10.5.2022
|