İKTİDARLARA DERS TEPKİLER!
(Toplumlar Devletlerinin Yöneticilerine Tepki Gösteriyor Neden?)
Dünyada bazı olaylar oluyor, bu farklı ülkelerde devam eden protestoların ortak noktaları, ortak tepkileri var…
Son zamanlar da, Lübnan'dan Şili'ye, Hong Kong'a, oradan İran ve Irak’a kadar çeşitli ülkeler kitlesel protestolara sahne oluyor… Devletin iktidarını kullanan hükümetlerin kaynakları savurganca kullanması, bu savurganlığa ve lükse kaynak bulmak için sürekli vergileri artırmasınaydı bu tepkiler…
Dünyanın çok çeşitli yerlerinde, neredeyse aşağı yukarı aynı gerekçelerle ülke vatandaşları iktidarlara tepki gösteriyorlar…
Tepki gösterilen ülkelere ve vatandaşların taleplerine bakacak olursak….
Şili, Hong Kong ve Lübnan'da protestolar devam ediyor, nedeni eşitsizlik, Protestocuların çoğu, uzun süredir ülkelerinde üretilen refahın imkanlarından dışlandıklarını hisseden söyleyen insanlar tepki gösteriyor. Bu ülkelerin bazılarında, temel ihtiyaçlara yapılan son zamlar bardağı taşıran damla oldu, tepkiler başladı..
Gidelim Ekvador'a oradaki tepkilerin nedeni ne, IMF'nin kemer sıkma politikaları sonucu hükümetin, petrol sübvansiyonlarını kaldırma kararıydı.
Ekvator da petrol de indirimlerin kaldırılması yada vergilerin artırılması da diyebiliriz, vatandaşlar, otoyollara barikatlar kurdu, parlamentoyu bastı, polisle çatışıyor ve vergi indirimi talep ediyor.
Hükümet bu talepleri haklı buluyor ve geri adım atıyor ve kemer sıkma politikalarına son veriyor, bence devlet kemer sıkmalı, vatandaş değil… Devletlerin savurganlıkları ve buna dayalı vergiler artık vatandaşları ciddi, ciddi yoruyor… Buradan Şili’ye geçelim mi, orada neler oluyor nedeni nedir?
Şili'deki tepkilere eden olan ise toplu taşıma yapılan zammı var, Metro ve otobüslere zam yapan hükümet bunun nedeni olarak artan enerji maliyeti ve para birimlerinin değer kaybetmesine işaret etse de protestocular amacın yoksullara verilen desteği azaltmak olduğunu savunarak sokağa çıktı.
Göstericilerle polis arasında çatışmalar olurken, Devlet Başkanı Sebastian Pinera lüks bir restoranta yemek yerken görüntülendi, bu, Şili'nin devleti yöneten siyasetçilerle ve halk arasındaki uçurumun bir göstergesine dönüştü.
Şili, gelir adaletsizliğinin en yoğun olduğu ülkeler arasında yer alıyor, Şili, 36 üyeli Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) içinde gelir dağılımının en adaletsiz olduğu ülke olmasının da tepkilerin oluşmasın da büyük katkılar olsa gerek…
Şili'de de hükümeti geri adım attı ve protestoları sonlandırmak için temel ihtiyaç maddelerine ve ulaşıma yaptığı zamları geri aldı. Buna rağmen tepki gösteren vatandaşlar sokaklarda kalmaya devam ediyorlar.. Şili'deki bu tepkiler de 5 kişi hayatını kaybetti… Bu tepkilerin olduğu başka bir ülke ise Lübnan, burada ise bardağı ne taşırdı dersiniz? Bakın ne taşırmış?
Lübnan da WhatsApp ve türevi uygulamalarla yapılan telefon görüşmelerine vergi getirme planı nedeniyle başlayan protestoların daha geniş ekonomik talepleri, eşitsizliği ve yolsuzluğu gündemine alarak tepkilerin büyümesine neden oldu??
Lübnan'daki tepkilerin kaynağı ise yine benzer nedenler, zamlar, vergiler, eşitsizlik ve yolsuzluktan, devleti yönetenlerin lüks tutkusundan ve savurganlıklarından kaynaklandığı anlaşılıyor…
Aşırı borçlanan Lübnan hükümeti, uluslararası kreditörlerden para alabilmek için bir kemer sıkma programı uygulamaya çalışmış.. Fakat sokaktaki insanlar hükümetin başarısız yönetimi ve ekonomi politikaları nedeniyle kendilerinin zarar gördüğü gerekçesiyle tepki göstermeye başladılar…
Abdullah adlı Beyrutlu bir protestocu "Biz sadece WhatsApp için burada değiliz, her şey için buradayız: Petrol, gıda, ekmek fiyatları" diyor. Lübnan'da protestocular ekonomik krizden etkilendiklerini, ülkeyi yönetenlerin ihale ve rüşvetlerle kendi ceplerini doldurduğunu savunuyor.
Bir başka tepki gösteren vatandaş, 50 yaşındaki Rabab "Bu ülkede çok şey gördüm ama bu kadar yolsuzluk yapan bir hükümet görmedim" diyor.
Tepkilerin dozunu düşürmek isteye hükümet ise, bir dizi reform paketi onayladı ve siyasetçilerin, yüksek bürokratların maaşlarını yarı yarıya azalttı…. Hemen oradan biraz kuzeye doğru çıkalım ve Irak’a bakalım orada neler oluyor, vatandaşın haklı tepkilerine en kanlı müdahaleyi Irak hükümeti yapmış ve dünya kamuoyu bu orantısız müdahaleye tepki göstermektedir?
Irak'ta işgale, sistem değişikliğine, iç savaşa neden olan bir dizi olay sonrası toplumsal düzenleri ciddi zafiyete uğramıştır… Bunun yanı sıra liyakat dayanmayan görevlendirmeler, mezhepsel veya etnik kökenlere dayalı ayrımlar, ayrıcalıklarla, yolsuzluklarla… Yaratılan eşitsizliğe dikkat çeken, bu duruma tepki gösteren eylemciler, siyasetçilerin kamu fonlarını, kamu ihalelerini kullanarak kendilerini ve takipçilerini zengin ettiğini, dolayısıyla birileri zengin olurken halkın fakirleştiğine tepkiler gösterildi ve bu tepkilerde, Iraklı 100'ü gecen vatandaş ölmüş, 6000 vatandaş ise yaralanmıştır… Devlet ve iktidar ne için vardır, bu olayda bu karışmış devlet vatandaş için değil, sanki vatandaş devlet için varmış gibi, vatandaşların tepkileri bırakın dikkate almayı, tepki gösterenleri ya öldürmüş, ya yaralamış, yada hapsetmiştir… Tepkisiz vatandaş aslında iktidarın yozlaşmasına neden olacak ve toplumsal düzen bırakın düzelmesine, bu yozlaşmalara dayalı olarak daha da bozulacaktır… Akdenizin güneyinde ise karışık bir ülke Mısırı görüyoruz… Burada ki nedenler de aşağı yukarı aynı olduğuna tanıklık yapıyoruz…
Vatandaşların yoğun tepki gösterdiği yönetimlerden biri de Mısır'dır, aşırı baskılara rağmen nadiren görülen tepkiler, Eylül ayında İspanya'da yaşayan Mısırlı bir iş adamı Mohamed Ali'nin çağrısıyla başlamıştı. Ali, Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el Sisi’yi ve orduyu yolsuzlukla suçluyor.
Bu tepki gösterilen ülkelerin hiç birinde, iktidarlar hiç kemer sıkmazken, vatandaşların kemer sıkması şikayetlere ve tepkilere neden olmuş… Sisi hükümetinin, yolsuzluklarına, kayırmacılıklara ve halkın kemer sıkma politikalarından şikayet ederken, kamu fonlarını, kaynaklarını hizmet için degil kendi çıkarları için kullanılıyor diye tepki göstermişlerdir…
Muhammed Ali, ülkesini ve vatandaşlarını seven iş adamı bu vatandaşları tepkiye davet ediyor ve bir milyon kişilik bir tepki oluşuyor… Burada da benzer nedenlerle tepkiler var ve burada artı, siyasal özgürlük talepleri de ağırlıklı olarak tepkilerde dile getiriliyor… Tepki gösteren protestocular, kendilerini hapsedilmiş hissettikleri siyasal sisteme karşı sokaklara çıkıyorlar… Ülkelerinin yönetiminde söz hakkı istiyorlar… Son olarak Hong Kong daki tepkilere bakalım ve yazımıza son verelim.. Mevcut protestoların yaşandığı devletleri yöneten iktidarlara bu tepkilere kulak verin, İşsizlikten, eşitsizlikten, yüksek vergilerde, pahalılıktan, yolsuzluktan, kayırmacılıktan, siyasete katılımın kısıtlı oluşundan potansiyel tepkilerin oluşacağı toplumları yöneten iktidarlara da bu tepkilerden kendiniz için ders çıkarın önerimdir…
Hong Kong'da bu yaz başlayan gösterileri tetikleyen, bazı zanlıların belli koşullarda Çin'e iade edilmesine izin verecek bir yasa tasarısıydı. Uzun süredir demokrasi kültürü olmayan Çin ile demokrasi kültürü ile yönetilmiş olan Hong Kong toplumu arasında sorun var, bu sorun nereye evrilir bilemiyoruz…
Çin'in özerk bir parçası olan Hong Kong'daki eylemciler, Çin'in bu bölgeye tanıdığı hakları kısıtlamak istediğini düşünüyor.
Artık protestocuların talepleri arasında herkes için oy hakkı, polislerin protestoculara karşı işlediği suçlara dair bağımsız bir soruşturma ve gözaltındaki protestocuların serbest bırakılması yer alıyor. Başka bir tepki ise iklim değişikliği için gelişiyor…
İklim Değişikliğine Dayalı Tepkiler
Pek çok ülkede sokaklara çıkan protestocular arasında iklim değişikliğine karşı çıkanlar da var. Extinction Rebellion (Yok oluş İsyanı) hareketinden aktivistler çeşitli ülkelerde sokaklara çıkarak hükümetlerinden acilen harekete geçmelerini talep etti. ABD, İngiltere, Almanya, İspanya, Avusturya, Fransa ve Yeni Zelanda'nın da dahil olduğu çok sayıda ülkede sokaklara çıkanlar kendilerini araçlara yapıştırdı, yolları kesti ve toplu taşıma sistemlerini durdurdu.
Avustralyalı aktivist Jane Morton, "Hükümet iklimsel ve ekolojik acil durum ilan edip bizi kurtaracak adımlar atmadığı müddetçe isyan etmekten başka bir şansımız yok" dedi. Dünyanın dört bir yanında gençler, 16 yaşındaki İsveçli aktivist Greta Thunberg'den adlıkları ilhamla haftada bir gün okul grevine çıkarak kendilerine yaşanabilir bir dünya bırakılmasını talep ediyor. Buna kulak tıkayan siyasetçilere ders vermek amacıyla geliştirilen bu tepkilerden birinde… Bir protestocunun pankartında "Size bir ders vermek için derslerimizi ekiyoruz" yazıyordu. Devletleri ve sermayeyi yönetenler, dersleri izliyormusunuz? Dönelim bizim sermayedarlara, yöneticilere, eşitsizlikte kaçıncıyız, işsizlikte kaçıncıyız, halka alış veriş üzerinden vergi salmada kaçıncıyız, yolsuzluk, kayırmacılık hangi safhada, yoksulluk, açlık sınırları ne, vatandaşlar hangi gelire sahip, maaşlara %10-11 zam yapılırken kullanılan temel ihtiyaç maddelerine ne kadar zam yapılıyor, vatandaş zamlarla vergilerle hızaya getirilirken kamu yönetimleri, sermayedarlar ne yapıyor, düşünmeye önlem almaya davet ediyorum… Yaşanılanlardan ders çıkarmamız gerektiğini söylüyor..
Dersleri izleyerek, bunun nedenlerini, bu nedenlerin hangi sonuçlara dönüşeceği, üzerine düşünün ona göre politik, sosyolojik, ekonomik yöntemler geliştirin önerimdir… Dünya, daha yaşanılacak bir dünya olması için daha iyi bir ekonomik paylaşım modeli, daha çevreye saygılı bir yaşam biçimi gereğini hatırlatır… Daha iyi yaşamanın yollarını el birliğiyle arayalım bulalım önerimle, selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 25.10.19
:: kaynaklar::
|