19 MAYIS’I ANLAMAK
19 Mayıs’ı anlamak için birkaç adım düşünce yolculuğu tarihe doğru yapmak yeter… İlk önce koskoca imparatorluk neden yıkıldı, kimse devletinin yıkılmasını istemez, bu nedenle şu haindi bu ajandı, şu milliyetcilik etkliydi yi, biraz ileri gecerek degerlendirmek ve düşünmek gerek…
İkinici olarak Canakkale savaşını ve imzalanan serv anlaşmasını iyi degerlendirmek gerek, bunun için de M.Akif’in Canakkale destanını okuyarak, dünyanın belli başlı devletleri neden bizi hasta adam ilan ettigi ve bu adamın mirasını paylaşmak üzere neden İmparatorluk (Türk) topraklarına üşüştüler, buradan bir parca toprak kapma sevdasına tutuldular? Bunların devamın da ne oldu?
Sonra 19 Mayıs’ı anlamak için M.Akif’in Milli mücadeleye destek olabilmek için Balıkesir ve Kastamonu da ve daha başka yerler de vaiz kürsüsünden neler dediğine bakmak lazım…
Vaazın ediliş tarihi bizim millet olarak devletsiz olduğumuz bir ana denk gelir. Devletimizin yetkilileri istemeyerek, istemeyerek çok kötü bir anlaşma yapmışlar ve bunu kabüllnemeyen bir grup vatansever ve M.Kemal 19 Mayıs da Samsuna çıkmış ve bugün adına Türkiye Cumhuriyeti dediğimiz bu son devletimizin kurulmasına vesile olmuşlardır… Burada bir yanlış anlaşılmamı var desem bilmiyorum ama, bazı vatandaşlarımızın Osmanlıyı Cumhuriyetin kurulmasına vesile olan kadroların yıktığını düşündükleri izlenimi ediniyorum. Bu yanlış anlaşılmaları aşarak toplumsal birligimize zarar veren söylem ve eylemden vazgeçeriz umuduyla… 19 Mayıs’ı anlamaya çalışmaya devam edelim ne dersiniz?
Ben yine M.Akifden örnek verecegim, o, o calkantılı dönemin içinden ve en yakın tanıklarından biridir, bu mücadeleye tanıklık yapan bir başka M.Akif şahitligi ise İstiklal marşımızdır. Canakkale Şiirini, Vaazları, onun düşüncesinden damıttığı Safaatı, ve istiklal marşımızı üzerin de iyi durur okursak kafamızı karıştıran, bizim birligimizi dumura uğratan düşüncelerden de sıyrılabiliriz. M.Akif o dagınıklığın nedenlerini iyi teşhis eden bir Dini bilgisi çok kuvvetli dini bütün vatansever, yazar, Milli şair, muallimdir... Ona kulak vermek bizi kendimize getirecektir..
Şimdi M.Akif’in vaazlarından bir örnekle 19 Mayıs da neden Samsun’a çıkıldı anlamaya çalışalım ne dersiniz?
O zamanların bir Cuma günü, M.Akif Kastamonululara seslenir… Bakın ne der? "Kastamonu-Nasrullah Camii Cuma Vaazı 19 Kasım 1920"(19 Teşrinisani 1336)
Nasrullah cami şerifi Kastamonu’dadır, M Akif Kastamonulular nezdin de bütün Türk milletine seslenerek millî mücadelenin neden gerektigini, millî birligi neden korumamız gerektigini, birlik içinde mücadele edildiği takdir de işgal edilen vatanın kurutlacagını, bunun için nelerin yapılması gerekir’i vatanı savunmanın, canla, başla savaşmanın Türk milleti için ölüm, kalım bir hayatî vazife olduğunu, Sevr anlaşmasını kabul etmenin Türk milleti için ölümden başka bir şey olmadığını anlatır. Bütün milleti bizim için sonun başlangıcı olan bu Sevr anlaşmasını yırtmaya davet eder…. Bu vaaz hutbe olarak İşgal görememiş yerler de serbestce, işgal altındaki yerlerde de gizli olarak bütün camiler de ve bütün toplanma yerlerinde okunur, millete milli mücadelenin nasıl yapılması gerektiği anlatılır … İşgalcilerin ve mili mücadelenin başarısını istemeyenler tarafından yayılan milletin kafasını karıştıran matsatlı haberlere de cevap olmuştur bu vaaz…
Yine bu vaaz, milli devleti hazmedemeyenlere, bu gün yine cevap vermeye devam eden bir tarihi vesika olmaya devam ediyor…
Kastamonu da bulunan Nasrullah Camiin de heyacanlı büyük kitleye karşı okumuş bu vaazın bir bölümü aşağıdadır… Ayrıca bu vaaz özel olarak basılmış, bütün cephelerde ki Mehmetçiklere de dağıtılmış, okunmuş, milli mücadeleye feyz vermiştir.
Ey Müslümanlar,
Milletler, topla, tüfekle, zırhlı ile ordularla, tayyarelerle yıkılmaz. Milletler ancak aralarındaki bağlar çözülerek, herkes kendi başının derdine, kendi havasına, kendi menfaatini temin etmek kaygusuna düştüğü zaman yıkılır...
Bizi mahv için tertib edilen barış antlaşması paçavrasını mücahitlerimiz Doğu tarafından yırtmaya başladılar. Şimdi beri taraftaki dindaşlarımıza düşen vazife. Anadolumuzun diğer cihetlerindeki düşmanları denize dökerek, o murdar paçavrayı büsbütün parçalamaktır. Zira o parçalanmadıkça Türklük için, bu diyarda yaşamak imkânı yoktur.
Ey Müslüman cemaati! Düşmanlarımızın bugün bizden istedikleri ne filân vilâyet, ne filân sancaktır; doğrudan doğruya başımızdır, boynumuzdur, hayatımızdır, devletimizdir.
Ey Müslüman cemaati! Ağyar eline geçen Müslüman yurtlarının hali, bizim için ne tesirli bir ibret levhasıdır. İslâm 'm son sığnağı olan güzel topraklarımızı düşman istilâsı altında bırakmayalım. Kederi, miskinliği, ihtirası, bölücülüğü büsbütün atarak, azme, gayrete, birliğe sarılalım. Cenab-ı Allah, Hak yolunda savaşmak için meydana atılan azim ve iman sahipleri ile beraberdir.
Ben 19 Mayıs’ı nereden anlamaya çalışırsam çalışıyım büyük bir fedakarlık, mücadele, Millet olarak işgalcilere karşı büyük bir direnişin örnekligini görüyorum. Bu nedenle bu mücadele de katkısı olan, erinden paşalara kadar, esnafından, alınca katiplerine kadar, Amelesinden alınca köylüsüne kadar, bütün katkı sunanlardan Allah razı olsun, M.Kemal ve arkadaşlarına da ayrıca bu millete böyle olaganüstü bir durum da önderlik yaparak çıkış yolu gösterdikleri içinde ayrıca sayğılarımızı belirterek anıyor…
Allah bu milleti 1918 de düştüğü durumlara bir daha düşürmesin diliyorum…
Bu nedenle bu 19 Mayıs Atatürk’ü anma ve Gençlik ve Spor Bayramını kutlarken ondan önceki 30-40 yılı gençlerimize iyi anlatalım/anlasınlar/anlayalım. 19 Mayıs’ı anlamak aslında gelinen nokta da devletine , milletine daha çok sahip çıkma bilincidir der… Selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 19 Mayıs 15 – www.vatandasfikri.com
Kaynak: www.tarihgazetesi.net
|