DEVLETİN TERÖRİSTLERLE, SUÇLULARLA MÜCADELESİ
(Devletin Teröristlerle, İllegal Unsurlarla, Suçlularla Mücadelesi Hukuk İçin de Olmak Zorundadır, Çünkü Atalarımız Mülkün Temeli Adalettir Derken, Hukuk demek İstemişlerdir, Burada ki Mülk Devlettir.)
Kadim kültürün çocuklarıyız, ister Şeh Edibali’yi dinleyelim, ister Mukaddimeden İbni Haldun’u okuyalım, adalet, merhamet, saygı, sevgi, töreye, yazılı kurallara öncelikle devletin uyması, hırsla, öfkeyle hareket edilmemesi gereğinin altının kalın çizgilerle çzildiğini görürüz… Dinimizin kutsal Kitabı Kuran kısas önerirken ileri gidilmemesini de önerir, bunlar ne demektir derseniz belayla gadayla adalet, hukuk içinde mücadele zorunluluğumuz var demektir… Neden? Kısaca dost sayısını artırmak düşman sayısını azaltmak için adalet, ahlak gereklidir… Bunların günümüze yansıması ise hukukun üstünlüğü şeklin de olmaktadır… Dava kişi davası değildir, toplum olarak davamızdır ve düşman uyanıktır, belki bizi hukuksuzluğa çekmek isteyebilir, biz bu tuzağa düşecekmiyiz? Bence düşmemeliyiz… Hukuk her zaman lazım savaşda da, barışda da lazım ve toplumsal sorunların çözümün de daha çok lazım… Bu nedenle yapacağımız her şey hukuk için de olmak durumunda, hukuk için de hareket etmek zorundayız. İstenirse edilebiliyor da terör örgütünün çok güvendiği hendek terörizmiyle mücadele ederken gerecekten de hukuk kurallarına maksimum riayet edildi, aynı şeyi o olağan üstü durumda yapabildiysek her zaman yapabiliriz… Teröristlere karşı nefretimiz bizi adaletsizliğe hukuksuzluğa sevk etmesin düşünceleriyle hukuk sistemimize biraz yakından bakalım mı? Bu kadar önemli olan hukuk sistemimiz ne kadar adalet dağıtabiliyor?
“”İster kişi, ister devlet, ister kurumsal meşruiyetler hukuka dayanılarak elde edilirler. Fikri Adil””
Önce bir araştırmacımız olan Dr. Emir Kaya’nın bulgularından birkaç örnekle, Hukuk sistemimizin durumuna bakalım, örneğin Adalet beklediğimiz Hukuk sistemimiz ancak %35 oranında adalet üretiyor, dağıtıyor sonuçlarına ulaşmış bu araştırmacımız!... Vatandaşa yargıda adamına göre muamele var mı denmiş, ne yazık ki evet diyenleri oranı %85 civarında!... Dahası, toplumsal kamplaşmalar, kutuplaşmalar ve herkesin kendi yandaşını kayırması hukukta da var diyenlerin oranı % 78 civarın da!... Ayrımcılığa uğrama kaygısı %81 düzeyinde!... Hukuk öğrencilerinin bile %85’i iş bulmaları için liyakatin etkili olmayacağını düşünüyor,… Sosyal ilişkilerin iş bulmada etkili olacağına inananların oranı ise bunu destekler nitelik de %76 düzeyin de! Bütün bunlar hukuk sistemimiz için alarm zillidir ki biz bunu duyarak asgari müşterekler de bağımsız bir hukuk düzeni inşa edemezsek sorunlarımız zor çözeriz.. Öte yandan adaletin siyaseti mi olur demek, yerine bizden olanların kayrılmasını normal gören siyasi kutuplaşma ve “bizdense haklıdır sanısı” kültürünün nasıl hukuku tahrip ettiğinin acık fotoğraflarıdır bunlar.
Bu durum ayrımcılık durumu elden ele top gibidir bu konu üzerine daha çok bilgi edinmek isterseniz Dr. Emir Kaya’nın “Hukuk Zihniyeti” adlı yeni çıkan eserine bakabilirsiniz… Bu çalışma sadece anket çalışmalarından ibaret değil, hukuk tarihi, hukuk felsefesi ve hukuk sosyolojisi açılarından da son derece değerli bir çalışma. (Adalet Yayınevi) “Türk toplumu başa, lidere bağlıdır, statü ve hiyerarşi odaklıdır” diyor. Evet, lider kültü, ataerkil baskı, liyakat yerine benden olanların öne geçtiği ilişkilerin etkin olması gibi birçok sorunumuzun temelinde bu var. Kaya’nın “peşe takılma kültürü” dediği davranışlara dayalı “hukukun araçsallaştırılmasının da temelinde böyle kültürel sorunlar olduğunu belirtiyor bu araştırmacımız: “Fikir sanılan şablon ideolojilerin savaşı yüzünden Türkiye’de hukuk, adalet mekanizması takımlar arasında el değiştiren top gibi olmuş iktidarı ele geçiren takım baskısını hep hissettirmiştir... Savaşmayalım, düşünelim, uzlaşalım diyenlerin sesi duyulmuyor, yüksek sesle konuşanları da düşman ilan ediyoruz… Evet sorsak herkse adalet, hukuk gerekmiyor mu diye, herkes evet gerekiyor der, deriz… Uygulamanın böyle olmadığını hepimiz de kabul ederiz… Bunun için ne gerekir derseniz “Adalet Şuuru” bunu kültür haline getirmek gerekir derim…
Hukuk sadece kanun bilgisi değildir; öncelikle adalet şuurudur. Fakat Emir Kaya’nın dediği gibi, “aynı kültürel kodlardan” çıkınca sağı, solu, muhafazakârı, devrimcisi hukuk noktasında çok fark etmiyor. Muhalefette baskı hissederken başka, iktidarda gücün lezzetini tadınca başka hukuki tezler ortaya çıkıyoruz. Kaya, haklı olarak “Önce gerçeğe saygı duyalım... İki yüz yıldır hukuk kaosu yaşıyoruz” diyor. Güvenilir bir hukuk nizamının hukuku üstün tutan bir kültürle kurulabileceğini anlatıyor. Bize ışık tutacak İkinci bir kitap da Taha Akyol’un yazmış olduğu, Osmanlı’nın neden fıkıhtan modern hukuka geçme ihtiyacı duyduğunu, hukuki modernleşme sürecimizi, tarihimizde kuvvetler ayrılığı ve kuvvetler birliği gelgitlerini ve iktidar kadrolarında genelde “kuvvetler birliği” eğiliminin görüldüğünü anlatan “Türkiye’nin Hukuk Serüveni” adlı kitabının okunması günümüzde yaşanılan hukuki sıkıntılar üzerine bizi bilgilendirecektir. Buraya kadar şu sesi, kaygıyı duyar gibiyim ya biz hukuk, hukuk derken, hukuk içinde mücadele ederken, onlar, teröristler hukuka ve cana bakmıyorlar…
İşte zaten devletle terörist arasında ki fark budur, devlet suçluyu hukuk kurallarına göre cezalandırır, terörist suçlu suçsuz bakmaz kaos yaratmak için öldürür, ölür… Devlet kaosun, kargaşanın çözümünü sunar, kaosa gidilmesini engeller bunun için vardır… Devlet meşruiyetini hukuk dan alır…
Demokrasi, laiklik ve Hukuk’un Üstünlüğü Bizim Toplumsal Yaşamımızın Temelimizdir. Fikri Adil
Terörle mücadele milletimiz için hayati bir sorundur, son verdiğimiz gencecik Polis ve Asker canları, geriye doğru 14-15 aydır yaşanılan canlı bombaların yaktığı canlarımızdan bunun önemini anlamaktayız. Öte yandan terör şebekelerinin ve onların arkalarındakilerin istedikleri şey bizim hukuktan demokrasiden uzaklaşarak çatışmalara kinimizin, nefretimizin yansımasını sağlama amaçlarının tuzağına düşmemek gerektiğini tekrarlayarak.. Terörle mücadele mutlaka evrensel hukuk kuralarına göre, demokratik siyasal ilklere göre, diplomasiyi kullanarak, ekonomik ve sosyal alanları için işine dahil ederek Türkiye’nin hukuk devleti, demokratik devlet imajına zarar vermeden son derece dikkat edilerek yapılması gereğini düşünerek mücadele etmeliyiz. Demokrasi, Laiklik ve hukukun üstünlüğüne inanılarak yapılan mücadele sadece, özgürlükler ve kalkınma için değil, toplumsal uzlaşı, can ve mal güvenliği bakımından da ilkesel bir zorunluluktur. Son olarak Hukuk, Adalet, Demokrasi, Laiklik üzerine düşünerek, durarak… Öte yandan eline silah almış teröristleri silahla, bomba almışları bombayla etkisi hale getirerek, siyaseten mücadele edenleri, uzlaşı arayanları ayırarak siyasete çekerek, pişman olanlara dönüş kapısı açarak karşımızdakileri sayısal olarak azaltılarak mücadele etmek dileğiyle…
İstanbulda ki patlamaya maruz kalan Polislerimizden Can veren Canlarımıza rahmet, yaralılarımıza şifa, Kayseri deki Patlamadan Can veren Asker canlarımıza rahmet Yaralılarımıza şifa dilerim… Milletimiz sabır dileklerimle… Selam ve Saygılarımla…
Hüseyin Benek – 18.12.16 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
1 -Taha Akyol http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/tahaakyol_329/guguksistemi_40266819# 1/2 03.11.2016
2- Taha Akyol http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/tahaakyol_329/amandikkat_40268918 2/2
|